Kerkük; Kerkük Demekle Bitmiyor
Dr. Şemsettin Küzeci
Kerkük Şehri, 1534 ile 1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından yönetilmiştir. Yaklaşık 400 yıl Musul Merkez sancağı, Süleymaniye ve Kerkük Sancağı olarak Musul Vilayeti içerisinde kalan Kerkük 1918 sonrası İngilizlerin kontrolüne geçip, İngiliz işgali, Kraliyet, Cumhuriyet, Baas Partisi, Saddam ve 2003 sonrası Kerkük ve halkı ABD ile Kürtlerin denetiminde yaşam mücadelesini sürdürmüştür. 10 Nisan 2003 ile 16 Ekim 2017 tarihleri arasında ABD’nin vekâletini verdiği Kürtlerce idare edilen Kerkük ve Halkı özellikle de çoğunlukta olan Türkmenler Irak merkezi hükümetçe tamamen ihmal edilmiştir. Bugüne kadar Statüsü sadece kâğıt üzerinde Irak Merkezi hükümete bağlı olduğunu gösterilen Kerkük gerçekte gizli ve kirli eller tarafından idare ediliyor… Bugüne kadar çözülmeyen bu tılsımı da çözemeyen Türkmen toplumu da ne yaptığının da farkında değildi…
2003 sonrası Kerkük’te insafsızca infaz edilen Onlarca Türkmen aydını ve İleri gelen Türkmen yetkililerinin canileri ve katillerinin hiç biri bulunamadı ve dosyaları mahkemeye bile intikal etmişse faili meçhul cinayetler listesine eklenmiştir.
16 Ekim 2017 tarihinde Kerkük’ün kontrolü ele geçiren Irak merkezi hükümeti bugüne kadar Kerkük ile ilgili doğru ve kalıcı bir çözüm getirememişti. Kerkük Vilayet Meclisinin 41 Üyesinden 26 Kürt üyeis16 Ekim sonrası tekrar dağa çıkmışlardır. Geriye kalan 15 üyeden 6’sı Arap ve 9’u Türkmen. Araplardan Vali Yardımcısı vekâleten Vali görevini yürütmektedir. Bu durum karşısında ve 2004’ten bu yana Mahalli seçimlerin yapılmadığı Kerkük’te durum ne? Ve gelecekleri ne olacaktır. Hiç kimsenin umurunda bile değildir.
12 Mayıs 2018 tarihinde yapılacak olan Irak Parlamento seçimleri Kerkük’te nasıl bir tabloyla sonuçlanacağı şimdiden merak konudur. 2014 seçimlerinde Türkmenlerin çıkardığı 2 Türkmen Milletvekili ile Kerkük’teki Türkmenleri Bağdat’ta temsil ettiler. Bu seçimlerde Türkmenlerin şimdiden Sandık başına gitmeyeceklerini sinyalini vermişlerse şayet. Bu çok yanlış bir karardır. Türkmen kuruluşlarına küsen varsa da seçimlerde birleşilmeli… Eski defterle bürünmeli ve rafa kaldırılmalıdır. Dünya kritik bir süreçten geçiyor. Ortadoğu Batılılarca yeniden şekilleniyor. Irak, Suriye’ye bölünme sinyali veriliyor.. Anavatan Türkiye’mize karşı kirli oyunlar ve tezgâhlarla hazırlanıyor. K. Irak’ta Kürtleri gaza getiren Batılılar ve emperyalist güçler bugün dünyanın dengesini değiştirmeye yönelik var güçleriyle çaba harcıyorlar.
İşte bu bağlamda Türkmenler ve Kerkük halkı iyi analiz yapmalıdır. Siyasetçiler kendi menfaatlerini yak koyup halkla, milli varlıklarıyla ve vatan toprak uğruna şehit düşenlerin hatırı için bu toprağa sahip çıkmalıdırlar. Türkmen milletine karşı sadık ve samimi olmalıdırlar.
Bugün Türkiye ve Türk dünyasında özellikle de Kerkük’te Kerkük için can atanlar sadece Kerkük demekle olmuyor. Hazreti İbrahim’e karşı Karınca misali safını belirtilenler bu gün o gündür ki, sizlerden fiili iş isteniyor. Anavatanda yaşayanlar ve her platformda “Kerkük Türk’tür Türk Kalacak” sloganıyla bas bas bağıranlar hani neredesiniz…? Ne zaman bu rüyadan ve bu mukaddes sevdanızı ifşa edeceksiniz. Bu sevdandan ya vazgeçin yada sonuna kadar savunun. Gerçek ve doğru sevda yürekte, kalpte, damarda kandadır. Kansız olan, yüreği olmayan, kalpsiz misali çağırıp zahit misali işe yarmaz. Artık bu Kerkük horyatının söyleme zamanı geldi diye biliriz.
Kesin At’ın
Quyruğun kesin At’ın
Bir Kalpte aşk olmazsa
O Kalbi kesin Atın!
İşte bir insan Kalpsiz olmaz tıpkı Kerkük, Kerkük demekle olmadığı gibi… 3 Şubat 2018