Kıskançlık Duygusu
Ali Marufoğlu
Bu duygunun en özel anlamı şu: Kıskançlık insanın sevgisinden doğan bir korkudur. Sözgelimi: Yurttaş yurdunu onurlu onurunu, şöhretli şöhretini sevdiği için rakiplerinden kıskanır. Bu duygu çoğunlukla meslektaşlar arasında göze çarpar. Edebiyatçılarda da olduğu gibi kabiliyetlerini kimi üstünlüğü, kimi de üstünlere ulaşmak, belki de daha üste çıkmak için durmadan çaba harcar. Doğrusu beğenilen bir çabadır! Ne var ki kabiliyetsizler öyle değildir. İlerlemeleri için birbirlerini gagalayıp birbirlerini çiğneyip dururlar. Geldiyse içlerinden biri yalın ve yavan sözlerle dolu ufak bir kitapçık bastırsa tenkitlerin-eleştirilerin hayır yapmaların ardı arkası kesilmez. Bununla da yetinmeyip gergin bir hareketle üstünlere üstünleri küçültmeye uğraşırlar. Hele eli uzunlar şöhretler üzerine perde örtmek için fırsat kolluyorlar. Böylelikle bu zavallıların kıskançlığı hastalığa dönüşüyor.
Üstünleri, Ulu Allah şu takımın içindeki şarlatan yani yüksekten inip tutarak yakaya yapışanlardan korusun. Ömer Seyfettin’in bir hikayesinde okumuştum:
Sıcak bir yaz gününün sabahında, rüzgar melteme dönüşüp tatlı tatlı eserken herkes yakasını açarak temiz ve serin havayı ciğerlerine doldurur. Bin yaşa meltem efendi derken,şarlatanlığı son haddi aşan haset sivrisinek melteme seslenerek öfkeli öfkeli “dur.. r..r..” demiş. Meltem aldırmamış ve yürümüş. Bu sefer arkasından: “Hey!.. Utanmaz rüzgar dursana! Gücün ne olduğunu ben sana göstereyim!” deyince kendi kendine: “Küçüklerle uğraşmak büyüklere uymasa da, şu cılız böceğe bir ders vereyim” deyip, ona doğru yönelen sivrisineği yere çarpmış. Sivrisinek yuvarlana yuvarlana giderken bir çatı budasına rastlayıp ona yapışarak melteme karşı “Viv..viv” deyip meydan okumaya koyulmuş. Meltem de rüzgara dönüşüp “büta”yı kökünden sökerek böcekle beraber kulübenin içine fırlatmış. Bu sefer sivrisinek uçup tavan direğine yapışınca rüzgara karşı daha da güçlü vivleyip durmuş. Rüzgarda kasırgaya dönüşerek kulübeye dolup tavanı oynatarak kökünden sökmek üzereyken sivrisinek bir daha seslenerek: “Ulan terbiyesiz rüzgar!! Yoksul bir köylünün dam duvarını tepesine yıkmamı mı istiyorsun?” İşte şarlatanların gülünç hali!… Tavanı kasırga değil de örümcek ağından daha zayıf ayaklarıyla sivrisinek sökecekmiş ha!!