Irak’taki protesto hareketiyle bağlantılı yirmi akım ve parti, önümüzdeki Ekim ayında yapılması planlanan genel seçimleri boykot ettiklerini duyurdu. Söz konusu taraflar, Kerbela’da önde gelen aktivistlerden İhab el-Vezni’nin geçtiğimiz Pazar günü kimliği belirsiz kişilerce öldürülmesi ve dün suikast girişimine uğradıktan sonra şuan hastanede ölüm-kalım savaşı veren gazeteciye yönelik saldırı karşında açık bir tepki olarak ‘halkçı ve barışçıl mücadeleye’ devam etme sözü verdiler.
Suikastın ardından Kerbela’ya gergin bir atmosfer hakim olurken, aktivistler bölgedeki İran konsolosluğu önünde protesto gösterisi düzenlediler. Protestolar sırasında konsolosluk binasının dışındaki güvenlik çit yakıldı.
Öte yandan protesto hareketi grupları tarafından suikastlardan sorumlu tutulan silahlı grupları desteklemekle suçlanan İran, Irak hükümetini, konsolosluklarının güvenliğini sağlamaya çağırdı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, ülkesinin Iraklı yetkililerden İran’a ait diplomatik binayı koruma altına almasını beklediğini söyledi. İran’ın resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre İran konsolosluğunu hedef alan protestoları şiddetle kınayan Hatipzade, Dışişleri Bakanlığı’nın dün gece Irak’ın Tahran Büyükelçiliğine bir protesto notası gönderdiğini açıkladı.
Protesto hareketi grupları ve genel olarak sivil halk, seçim tarihi yaklaştıkça suikastların artmasından endişe ediyorlar. Aktivist İhab el-Vezni’nin Kerbela’daki evinin önünde silahlı kişilerce vurularak öldürülmesinden sadece 24 saat sonra gazeteci Ahmed Hasan, bu gece sabaha karşı benzer şekilde ed-Divaniye kentinde düzenlenen suikast girişiminde ağır yaralandı. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan bir doktor, başından iki ve omzundan bir kurşunla yaralanan Hasan’ın yoğun bakımda tedavi altına alındığını belirtti.
Vezni’nin öldürülmesi ve Hasan’a yönelik suikast girişimi, Iraklı yetkililerin, ülkede tıpkı 18 yıl önce yaşanan senaryoda olduğu gibi savunmasız aktivistleri hedef alarak halk arasında terör yayan mobil ‘ölüm mangalarının’ pervasızlığına son verebilecekleri konusunda genel bir hayal kırıklığı yaratırken halk arasında çaresizlik duygusu yoğun bir şekilde hissedilir oldu.
Suikastlar, Tişrin Hareketi ile bağlantılı hareketlerin ve partilerin çoğunu, genel seçimlere katılma konusunda yaşadıkları bazı tereddütlerin ardından kararlarını netleştirmeye itmiş gibi görünüyor. Bazıları daha önce seçimlere katılma niyetinde olduklarını açıklamışlardı. Ancak bu karardan vazgeçip, seçimleri boykot ettiklerini duyurdular. Öte yandan Irak Komünist Partisi, bağımsız milletvekili Faik Şeyh Ali liderliğindeki Halk Partisi ve eski milletvekili Şuruk el-Abaycı liderliğindeki Irak Sivil Cephesi de yaklaşan seçimleri boykot eden partiler arasında yerlerini aldılar.
Son günlerde protesto hareketi grupların yanı sıra sivil ve aydın kitle arasında kontrolsüz silahlar, suikastlar ve devletin adil ve güvenilir seçimler düzenlemede asgari koşulları sağlayamaması çerçevesinde seçimlere katılma gündemi ile ilgili yoğun tartışmalar yapılıyor. Bunun yanı sıra seçimlere, iktidar partilerine ve silahlı kanatlarına meşruiyet kazandıracağı iddiasıyla boykota karşı çıkanlar da var.
ABD’de ikamet eden Iraklı araştırmacı ve yazar Semir Suze, seçimlere katılımla ilgili farklı tutumların olmasını anlayabildiğini belirterek, “Tişrin Hareketi güçlerinin seçimlere girmesinin ve Tişrin Hareketi gençlerinin bir yılı aşkın bir süre önce giriştikleri ve halen sürdürdükleri siyasi sürecin, susturuculu ve katyuşalı katillerin liderliğindeki anlamsız bir siyasi sürece meşruiyet kazandırmasından korkuyordum” ifadelerini kullandı.
Bu aşamada, laiklerle katillerin taraflarını bir birinden ayırmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Suze, “Siyaset sadece parlamentoda ve devlet kurumlarında değil, aynı zamanda sokaktadır. Sadece laiklerin sokakta çalışmaları ve hükümeti katillere bu kez onların başarısız olmaları için yeterlidir. Bu başarısızlığı, her zaman olduğu başkalarıyla paylaşamazlar da” şeklinde konuştu.
Iraklı araştırmacı yazar Haydar Said de Twitter hesabı üzerinden Suze ile aynı çizgide yaptığı değerlendirmede, “Tişrin Hareketi güçleri toplu olarak ‘seçimlere hayır’ dediğinde nihilist (hiççi) bir eğilim göstermiş olmazlar. Aksine bir protesto gücü olarak mevcut sisteme yönelik tutumunu, yozlaşmış bir siyasi oyunun ortağı olmadığını ve alternatif seçeneklere ulaşmanın en güvenli yolunun protestoların devam etmesi olduğunu açıkça ortaya koyuyor” dedi.
Said değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Meşruiyet yalnızca boykot etmekle ya da sadece boykotla elde edilemez. Devrim güçlerinin özellikle toplu olarak seçimlere karşı duruşlarını duyurmaları, kimsenin önümüzdeki seçimlerin sonuçlarının mevcut sistemden farklı olmayacağını ve bunun da devrimin doğal sonuçları olduğunu iddia etmesine izin vermeyecektir.”
(Bağımsız) Irak İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Üyesi Ali Beyati ise Tişrin Hareketi güçlerinin seçimlere yönelik boykotunun, eylemleri için güvenli ve sağlam bir ortam oluşturması koşuluyla, başlangıçta göstericilerin talebi olarak gelen erken seçimlerin güvenilirliğini zayıflatacağına inanıyor.
Öte yandan Metro Basın Özgürlüğü Merkezi dün, uluslararası toplumu Iraklı aktivistlere ve gazetecilere yönelik şiddet ve terörü önlemek için müdahale etmeye ve destek vermeye çağırdı. Metro Basın Özgürlüğü Merkezi’nden yapılan açıklamada, ‘ülkenin çeşitli şehirlerinde kimliği belirsiz silahlı kişilerce gerçekleştirilen takip ve suikast eylemlerinin kınandığı’ belirtildi. Ayrıca uluslararası toplumu şiddeti, terörü ve sindirme politikalarını durdurmak ve suçluların ceza almaktan kaçmasını önlemek için Irak’a yardım etmeye ve seçimlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için çalışmaya çağıran Metro Basın Özgürlüğü Merkezi açıklamasında, “Al-Forat TV muhabiri Ahmed Hasan, kimliği belirsiz kişilerce suikast girişimine uğradı. Başından iki, omzundan bir kurşunla vurulan Hasan hastaneye kaldırıldı. Şu anda sağlık durumu kritik. Daha önce de yine kimliği belirsiz silahlı kişiler, Kerbela’nın önde gelen aktivistlerinden ve protesto organizatöerlerinden İhba el-Vezni’ye evinin önünde suikast düzenlediler” denildi.