Röportaj:
Azerbaycan’ın Parlayan Yıldızı Genç Şair
Nigâr Arif
Dr. Şemsettin Küzeci
Sosyal medya üzerinden tanışmıştık. Şiirleri dikkatimi çekmişti. Yazdığı bazı şiirlerini beğenip Kerkük gazetemde yayınladım. Bir de baktım ki şiirleri Arapça, İngilizce ve diğer yabancı dillere tercüme edilmiştir. Bu beni daha fazla sevindirdi. Böylesi genç yetenekleri elbette ki tanımak ve tanıtmak hepimizin görevidir. 15 yıl başkan yardımcılığını ve şimdide İstişare kurulu üyesi yaptığım merkezi Bakü’de olan kısa adı DGTYB olan Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği’nin de üyesi olan Nigâr Arif ile bir röportaj yapmaya karar verdim. Soruları Azerbaycan’a gitmeden önce kendisi için gönderdim. 3-9 Nisan 2023 tarihleri arasında Bakü’ye gittiğimde birkaç kez yüz yüze görüşüp röportajın diğer bölümlerini tamamladık. Son bölümünde Ünlü şair ve söz yazarı Resmiye Sabir, gazeteciler; Arzı Bayramlı ve Günay Novruz hanımefendiler de bizlere eşlik ettiler. Samimi ve açık bir ortamda sohbetimize başladık.
Ş Küzeci: Şiire ne zaman başladınız?
N. Arif: öncelikle Bakü’ye hoş geldiniz ve bizlere de bu fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ederek başlamak istiyorum. Şiir yazmaya orta okuldayken başladım, neredeyse 10-12 yaşlarımdaydım. O dönemde doğaya hususi hayranlığım vardı ve manzaraları seviyordum ve bu ilk şiirlerimin konusu haline gelmişti. Yani diyebilirim ki, Şairliğe tabiat sevgisiyle başladım, gezdim, gördüm ve yazdım.
Ş. Küzeci: Kimlerin etkisi altında şiir yazdınız?
N. Arif: Hiç bir zaman her hangi birinin etkisiyle bir şey yapan ve ya etkisine düşen biri olmamışımdır. Şiiri de kendi kafamdakileri kâğıda dökmek isteği ile yazmışımdır. Çoğu zaman kalemimle konuşur gibi duygularımı ve düşüncelerimi şiire yansıtmaya çalışırım. Biraz da kitapları sevdiğimden, kelimelere olan düşkünlüğümden belki de…Ya da öz konuşmayı, kendim olmayı, farklı yanaşmayı önemsediğimden, duygularımı şiirle daha iyi anlata bildiğimden galiba bu etki ile şiire başlamışım olsa gerek…
İşte bir de baktım ki, şiir yazıyorum. Bu arada edebiyat ve kültüre bağlı bir ailede büyümüşümdür. Her iki Anneannemde de şiir yazmak yeteneği vardı mesela, çocukken Anneannemin şiirlerini dinlerdim onunla vakit geçirirken, bazen birlikte şarkı söylerdik, büyük babam güzel masallar anlatırdı akşamları, hikâye kitaplarını falan onunla okurdum, anlamadığım kelimelerin manasını ona sorardım. Yazmak sevgimde bunların da etkisi muhakkak ki olmuştur.
Ş. Küzeci: İlk şiirinizi ne zaman ve hangi yayın organında yayınlandı?
N. Arif: İlk şiirim “Bahar” adında yazdım. Mevsimin güzelliğinden yemyeşil, ağaçlardan, kuş ve su seslerinden etkilenerek yazmıştım… Bu şiirle okulda şiir yarışmasında birinciliği kazanmıştım. 12-13 yaşlarında da ilk şiirim “İyilik yapın” “Tumurcuq” gazetesinde yayınlanmıştı. Daha sonraki şiirlerim de “Sovqat” gazetesinde peyderpey yayınlandı.
Ş. Küzeci: Sizce şairin toplumdaki yeri nedir?
N. Arif: Öncelikle bence şairler dilin güzelliğini koruyan başlıca kişilerdir. Çünkü edebi örneklerle dilimizi gelecek nesillere aktarılıyor. Dil bir bahçeyse, yazarlar bu bahçenin bahçıvanı gibidir. Diğer taraftan da dönemi, tarihi, yaşantıları edebi şekilde aktarıyorlar. Bence edebi gücün cemiyette rolü çok büyüktür. Güzel yazılar, güzel şiirler her toplumda güzel etki yaratır. Bu sihirli güçle toplumu iyi bir yola götürebilir. Zaten öyle olmasaydı dövüşe giderken bile askerleri cesaretlendirmek, inanç yaratmak için şiirler söylenmezdi, çocuklar şiirlerle okşanmazdı, terbiyede şiir kullanılmazdı. Bu şiirleri yazanlar da şairler olduğundan, onların çoğullukla cemiyette ne gibi rolleri olduğunu bu söylediklerim yeterince açıklıyor bence…
Ş. Küzeci: Sizce Kadın olmak ne demektir ve Kadın Erkek eşitliğinde görüşünüz nedir?
N. Arif: Kadın olmak- gök kursağı gibi nadir ve mucizevi olmak, gökte olmak, rengârenk olmak, göz okşamak, zarif olmak, huzur vermek, güzellik yaratmak, sevmek, sevilmek, sevginin özü olmak demektir…Kadın Erkek eşitliğine gelince; Kadın ve erkek hukuki anlamda eşittirler ve eşit de olmalılar, ama yapı olarak aynı yaratılmamışlar, fiziksel anlamda da aynı değildir zaten. Bu yüzden de kadın kadınlığını, erkek de erkekliğini bilmeli bence. Manevi anlamda da kadınlar daha duygusal, daha güçlü, daha düşünceli, anlayışlı, yapıcı oluyorlar ve erkeklerin onların kıymetini daha çok bilmesini, daha saygılı davranmalarını, şiddete meyilli olanların bunun aslında onların kendi zayıflıkları olduğunu anlamalarını isterdim…
Ş. Küzeci: Kadına şiddet konusunda bir şair olarak ne düşünüyorsunuz?
N. Arif: Bence ne olursa olsun, şiddet çözüm değildir. Hepimiz insanız, konuşarak sorunları çözebiliriz. Bu da mümkün değilse hukuki yollar var. Erkek gücünü kadın üzerinde şiddetle değil, sözünün geçmesi ile, emelleri ile göstermeli. Kadınlar genelde dikenli gül gibiler, onlarla ince davranılmalı, kısacası nasıl davranılmasını bilmeli, aksi halde karşı taraf da incinir ve üzülür. Çünkü dikenleri yaralar…
Ş. Küzeci: Aşk dostluğa dönüşür mu? yoksa dostluk mu aşka dönüşür. Fikriniz nedir?
N. Arif: Güzel bir dostluk bir gün aşka dönüşebilir belki, ama güzel bir aşk dostluğa dönüşemez. Çünkü taraflardan biri belki unutamaz, unutmuş gibi yapar sadece… “İstisnalar kaideyi bozmaz…”.
Ş. Küzeci: Şairliğin okulu olur mu?
N. Arif: Her bir alanda yöntemler, kurallar var. Tabi ki onları bilmek insanı daha başarılı yapar. Ama yetenekli yapmaz… Şairlik yetenek gerektiren bir şey, öyle şiir biçimini bilmekle, sözleri uygunlaştırmakla, taktikle olunacak şey değil, ruhunda, yüreğinde, hislerinde şairlik olmalı. Şairin dünyaya bakışı normal insandan farklı olmalıdır. Ancak, şiir ve edebiyatla ilgili çok okumak, araştırmak yani mürekkep yalamak olursa bu da bir okul gibi hocaların tecrübeleri ve tavsiyeleri ile elbette ki, şairin ve yazarın okulu da olabilir…
Ş. Küzeci: Şiir ne demektir?
N. Arif: Şiir ruhun yazıya süzülmüş halidir bence, bu yüzden de bazı insanlar bazı şiirlerde kendilerini görürler, hatta farklı insanlardan “bu şiir tıpkı beni anlatıyor, benden bahsediyor” … Sözlerini duymuşuzdur… İşte gerçek şiir bu- belki kimse seni çözemez, ama okuduğun o şiir sana seni anlatır. Bence de şiir, histir, bilgidir, birikimdir, doğru yoldur belki de sevgidir ve ötesi de aşktır…
Ş. Küzeci: Bestelenmiş şiirlerinizi var mı?
N. Arif: “Barış” şiirim İtalyan şair- Mario Rigli tarafından İtalyancaya tercüme edilmiş ve Fabilio Mattelegreo tarafından da bestelenmiştir.
Ş. Küzeci: Eserleriniz nelerdir. Hangi dillere tercüme adilmiş?
N. Arif: Hayat, ölüm, sevgi ve s. gibi konularda şiirlerim var ve bir kısmı İngiliz, Rus, Türk, İspanyol, İtalyanca, Montenegro, Çince, Arapça, Urdu, Farsça, Hindistan, Portekiz gibi dillere tercüme edilip yayınlanmıştır.
Ş. Küzeci: Hangi edebiyat türlerinde kalem oynatıyorsunuz?
N. Arif: Orta okuldayken hikâye ve masallar da yazardım, şimdi sadece şiir yazıyorum…
Ş. Küzeci: İçinizden gelen ne söylemek isterseniz?
N. Arif: Sorularınız için teşekkür ederim, her kese iyilik, sağlık ve güzellik diliyorum…
Böylece yıldızı parlayan genç şair Nigâr Arif ile samimi ve çok net bir şekilde sorularımızı cevapladı. Kendisine üstün başarılar ve “çok oku az yazı” tavsiyesi ile röportajımızı kapatıyoruz…
Nigâr Arif Kimdir
Son yılarda Azerbaycan ve bazı yabancı ülkelerde şiirleri tercüme edilerek yıldızı parlayan genç şair Nigâr Arif, 20 Ocak 1993 tarihinde Azerbaycan’ın Mingaçevir şehrinde doğdu. 2003-2009 yıllarında Mingaçevir Üzeyir Hacıbeyov 3 Nolu Çocuk Müzik Okulunda piyano eğitimi aldı. 2010-2014 yıllarında ADPU Filoloji Fakültesi’nde “İngilizce öğretmenliği” eğitimi aldı. 2016-2018 yıllarında faaliyet gösteren Azerbaycan Yazarlar Birliği ve Kültür Bakanlığı’nın ortak projesi olan III “Genç Yazarlar Okulu” dan mezun oldu. Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi ve 2017 yılından itibaren Merkezi Bakü’de olan “Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği” üyesidir. 2020 yılından bu yana Fas’ta düzenlenen “Uluslararası İnsanlık ve Yaratıcılık Forumu” nun üyesidir.
Ödülleri:
- Dünyada barışın sağlanmasındaki yaratıcı hizmetlerinden dolayı bu forum tarafından 2022 yılında “Dünyanın En İyi Madalyası” ile ödüllendirildi.
- 2021 yılından itibaren Özbekistan’da “Orta Asyalı Yazarlar Birliği” üyesidir. Kendisine bu birlik tarafından “Yeni Ses” nişanı da verildi.
- 2022 yılından bu yana Çin’de uluslararası bir dergi olan “CHINA POETRY CIRCLE” dergisinin yayın kurulu üyesidir. Çin festivalinde “Mükemmel Genç Yazar” unvanını aldı.
- 2019 yılında Bakü’de düzenlenen IV LIFT Edebiyat Festivalleri Festivali’ne, 2020 yılında Kolombiya’da düzenlenen ünlü “Medelyin Dünya Şiir Festivali”nin yanı sıra Hindistan, Çin, İtalya’da birçok dünya şiir festivali ve projesinde yer aldı ve ödül aldı. Ödül ve sertifikalarla ödüllendirildi.
- 2022’den beri Kırgızistan’da “Uluslararası Yazarlar Birliği” üyesidir.
- 2023 Kerkük Kültür Derneği’nin 10. Kuruluş yıldönümü Onur Belgesi.
Şiirlerinden Örnekler:
Barış (Azerbaycan Dilinde)
Özündən küsən adam,
Günahların çoxdumu?
Itirdiyin özünsən,
Qazandığın yoxdumu?
Kim səni aldı səndən?
Harda,necə unutdu?
Kim tutdu ürəyini,
Kim bu qədər ovutdu?
Kim çürütdü ömrünü,
Üzünə baxa-baxa?
Nələr qoydu gözündə,
Gözündən axa-axa?
Bəlkə elə özünsən?
Özünə dərd olmusan.
Sevincini əlindən,
Bəlkə özün salmısan?
Özünə dərd eləmə,
Dərdindən bezən adam,
Yollarından yorulub,
Fikrində gəzən adam.
Qayıt,yoluna qayıt,
Barış o küsdüyünlə.
Əlini ver,dur,görüş,
Əlini üzdüyünlə.
**
Külək
Qapı-qapı gəzən külək,
Bircə qapı gəzirsən,
Gözün belə toxdumu?
Günəşli,isti yay günlərində
açdığın o qapılar
hanı indi, yoxdumu?
Hanı səni sevənlər,
Evlərinə qonaq edənlər,
Səninlə dincələnlər
hanı?..
Qapı-qapı gəzən külək,
hanı indi,
soyuqlar düşəndə,
havalar dəyişəndə
dost-tanışın yoxdumu?
Səndən bu qış günündə
üz çevirən çoxdumu?
Gözləmə, külək, gözləmə,
Daha səni o qapıdan
içəri alan olmaz.
Daha səni axtaran,
çağıran olmaz…
Axı belə havada
səni istəyən kimdi, kim?
Get, get əzizim,
Sənə qalan o boz küçə olacaq,
Hirsindən qırdığın, qopardığın
quru ağac olacaq…
Amma darıxma, darıxma,külək,
Bu qış da çox çəkməyəcək,
Yenə yay gələcək,
Parlaq günəş çıxacaq,
Havalar isinəndə,
Dostların çoxalacaq…
**
Türkiye Türkçesinde
İngilizce Şiirlerinden
Arapça Şiirlerinden
Son