Ağacın Kurdu İçinde Olur!
Fevzi Türker
Irak Türkmenleri, karanlık dönemlerinin en acısını 44 yıl önce 16 Ocak 1980’de yaşamışlardı. 16 Ocak 1982’de, büyük Türkçü, güzel ahlak abidesi Doç.Dr. Necdet Koçak ile dava arkadaşları Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Dr. Rıza Demirci ve iş insanı Adil Şerif, hem faşist hem de azılı Türk düşmanı Saddam Hüseyin rejimi tarafından casusluk suçlaması üzerine düzmece bir yargılama sonucunda Bağdat’ta idam edilmişti.
Bu idamın gerekçesinin özü Doç. Dr. Necdet Koçak’ın mübarek mücadeleci aklındaki Türkmenlerin kurtuluşu düşüncesi, daha lise çağındayken kafasını kurcalayarak ve sonraki yıllarda olgunlaşıp köklü bir oluşum olan “Irak Türkleri Kurtuluş Örgütü” olarak siyasi faaliyetlerine devam etmesiyle başlar.
1970 sonrasında ise Saddam rejiminin başta Kerkük olmak üzere, Türkmen bölgelerinde başlattığı Araplaştırma politikaları doğrultusunda 1980’de Dr. Necdet Koçak ile arkadaşlarını idam etmesiyle Türkmenlerin bel kemiğini kırıp hiçbir direnişle karşılaşmadan ölümcül bir darbe indirir. Bu korkunç darbenin olumsuz etkileri 44 yıl geçmesine rağmen hala devam etmektedir.
Bu asimilasyon ve etnik temizlik uğraşlarının ardından şehitlerimizin kanları yerde kaldığı sürece ve Necdet Koçak’ın gösterdiği kurtuluş yoluna silkinip girilmedikçe, Türkmen toplumu olarak durumumuz her geçen gün daha kötüye gidecektir.
Necdet Koçak’ın kurduğu Irak Türkleri Kurtuluş Örgütü, daha beşikte iken ihanete uğramamış olsaydı; Türkmen toplumu bugün daha milliyetçi, her alanda daha güçlü, savaşçı ve mücadeleci bir toplum olabilirdi.
Türkmenlerin geleceğini, kurtuluşunu, özgürlüğünün çözümünü milli mücadelede görebilen ve bunu gerçekleştirmek için gece gündüz çalışan, hayatını bu uğurda feda eden, Irak Türkleri Kurtuluş Örgütünün kurucusu ve ölümsüz lideri Necdet Koçak ile arkadaşları davaları uğruna şehit edilmişlerdir. Onlar birkaç soysuz ve satılmış Türkmen ile bazı dış çevrelerin ihaneti işbirliğiyle 16 Ocak 1980’de darağacına götürülerek idam edilmişlerdir.
Şehit Necdet Koçak, şehadet şerbetini içmeden kısa bir süre önce, ailesiyle görüştürüldüğünde aile fertlerine; ağacın budandıkça yükseldiğine inanmalarını, suçsuz olduğunu ve kimsenin adını vermediğini ancak ihanete uğradığını ifade ederken bir topluluğu çökertebilecek olan şeyin yine kendi içinden çıkacağı anlamına gelen “AĞACIN KURDU İÇİNDE OLUR” atasözünü dile getirir.
44 yıl önce Necdet Koçak ve arkadaşlarının ihanete uğramaları sadece Irak Türkleri Kurtuluş Örgütünü yok etmedi; kurtuluşu bekleyen Türkmen toplumunu da güçsüz kılarak bugünkü üzücü duruma düşürdü.
Dr. Necdet Koçak, dava arkadaşları Albay Abdullah Abdurrahman, Dr. Rıza Demirci ve iş adamı Adil Şerif’in aziz hatırları önünde saygıyla eğilirken, yüce Allah’tan dilerim ki; Necdet Koçak’ın başlattığı bu kutlu harekete ihanet ederek çökertenlerin yuvaları yıkılır, iki cihanda yüzleri kara olur.
22 Ocak 2024