29. Yılında Kerkük’te Altunköprü Katliamı
Dr. Şemsettin Küzeci
Birinci Körfez Savaşı sonrası, asrın başından beri demokratik bir düzen özleyen Irak halkına, büyük güçlerin propagandası, güven vermesi etkili olmuştur. Bu baskıcı, soykırımcı idareye karşı ayaklanmalar olmuş ve her hareketin ardından da yine zararlı çıkan Türkler olmuştur. Güya ayaklanmayı bastıracak yönetim güçleri, olaylarla ilgisi olsun olmasın, çoğunluk kendi halindeki çoluk, çocuk, kadın ve yaşlı kimi yakalamışsa kurşuna dizmiş, yüzlerce insanı katletmiştir. Top, tank ve füzelerle her yere saldırmış, şehri harabeye çevirmişlerdir. Her olay, her bahane “Türk’ü buluyor”. Arkasız kabul ettikleri bu toprakların gerçek sahiplerini topraktan silmeye çalışılmaktadır. Binlerce yıldır devlet kurmuş, çoğunluğu şehir ve kasaba hayatında, silahı ayaklanmayı düşünmeyen bu şerefli halkın bu şekilde silinip yok olacağı günü bekleyenlerin anlamadığı bir başka şey ise Türk kültüründe var olan millet ve tarih şuuruyla her zaman bir çözüm üretebilmesi ve çabasını derinleştirmesidir. Bazen ölümler dirilişin habercisidir.
Altunköprü Şehri
Kerkük ile Erbil arasına düşen bir Türkmen ilçesi olan Altunköprü; tarihi, kültürü ve folkloruyla Türkmen geleneğini sürdüren önemli bir bölgedir. Yaklaşık 45.000 nüfusa sahip olan bu ilçe, ticaret ve turizm yolu üzerine düşmesinden dolayı Kerkük’ten Kuzey Irak illerine başlangıç noktasıdır. Tarihi geçmişi, coğrafi konumu ve yaşadığı önemli olaylardan dolayı da Altunköprü her zaman ilgi odağı olmuştur. Türkmeneli bölgesinin iki önemli ve kardeş şehri olan Kerkük ile Erbil’i birbirine bağlayan Altunköprü. Zapsuyu üzerinde, doğa güzelliğine sahip, şirin Türkmen bucağıdır. Eskiden sepetçilik mesleğiyle de sanatçıları varıydı. Altunköprü, Irak Türkmenleri arasında her zaman çalışkan, yiğit, mert ve asil kuşaklar yetiştirmiş önemli bir Türkmen bölgesidir. Aynı zamanda bu ilçe, çok sayıda tanınmış yazar, şair, ses sanatçısı ve bilginleri ile de anılmaktadır. Bunlardan; yazar Muhsin Behçet, Av. Tarık Zeynel, şair Sadun Köprülü, eğitimci yazar Faruk Faik Köprülü, Molla Sadun, Molla Haşim Köprülü, ses sanatçıları Satı Köprülü, Abdurrahman Gürses, Sinan Köprülü ve iş insanlarından Emin Taha, Ömer Köprülü ve başkaları Altunköprü’nün sembol isimleridir.
Kuveyt’in İşgali
2 Ağustos 1990’da güney komşusu olan Kuveyt’i işgal eden Saddam yönetimi, Irak’ta Türklere karşı güttüğü yok etme, zulüm politikasının hemen aynısını, kendileri gibi Arap olan, bir yerde ülkesini savunamayacak yönetime ve savunmasız Kuveyt halkına uygulamıştır. Sonuçlarının dünya dengelerini oynatacağı bir hareket, –BM de yanına çeken– ABD ve “müttefikleri” tarafından, yeni savaş stratejileriyle “Çöl Fırtınası” harekâtı başlatıldı. 14 Ocak 1991 gecesi, müttefik güçlerin saldırıları sonucu Irak kuvvetleri adeta felç oldu; Irak büyük silah ve insan kaybıyla Kuveyt’ten çekildi. O esnada güneyden İran’da Şii muhalif güçler ve kuzeyden Peşmerge güçleri Irak’ın 18 Vilayetinden 15’ini işgal etmiştir. Irak ordusu da Kuveyt’ten çekildikten sonra Basra’dan başlayarak Bağdat’a doğru ve Bağdat’ta bulunan orduysa Tuzhurmatu’dan da başlayarak Kerkük, Erbil’e doğru muhalifleri temizlemeye başladı.
Ayaklanmayı Bastırmak
Bin yıllık Selçuklu, Osmanlı toprağı Irak’ın kuzeyinde tertiplenen ayaklanmalar 18 Mart 1991’de başlayan Duhok, Erbil ve Süleymeniye’de, daha sonra Kerkük’te ortaya çıkmıştır. Ancak, Saddam yönetimi ve o bölgelerde bulunan askeri birlikler, olaylara engel olma yoluna gitmemiş, hatta kimi birlikler silah ve mühimmatlarını bırakarak, güneye içlere çekilmiştir. Bağdat’tan Kuzeye doğu hareket eden Irak ordusu Tuzhumratu, Dakuk, Tezehurmatu, Kerkük, Leylan ve nihayet Altunköprü ilçesine kadar önlerine geleni öldürüp sözde topraklarını kurtarmışlardır. Ama ölenlerin tümü Irak Vatandaşları…
Altunköprü Katliamı
Kerkük halkı böyle bir durumda çareyi kuzey bölgelerine Altınköprü, Erbil ve Süleymaniye’ye kaçmakta bulmuştur. Arkalarındaki Irak ordusu, ceylanın peşindeki vahşi sırtlanlar gibi kovalıyordu. Askeri güçler ve destekçileri de hızlı bir şekilde kuzeye doğru ilerliyor; yolları üstündeki Kerkük ile Erbil şehirleri arasında bulunan, şirin ve büyük bir Türk kasabası olan, Altunköprü’de, Tuzhurmatu’da yaptıklarından daha ileri gitmiş, yüzlerce masum Türk’ü kadın çocuk, yaşlı genç, erkek, özürlü insan, hamile kadın demeden katletmişlerdir. Evler, ev araları, sokaklar ölümü çağırıyor, gerekçeleri ise “Ayaklandınız” oluyordu.
Altunköprü Şehitler, Gaziler Şehri
Kerkük’ten Altunköprü’ye kaçan, akrabalarına ve yakınlarına sığınana Türkmenler, Irak ordusu tarafından tek tek evlerden çıkarılmışlar ve toplu bir şekilde kurşuna dizilmişlerdir. Aralarında çocuk, genç, yaşlı ve kadın olmalarına rağmen acımasız bir şekilde 106 Türkmen’i katledilmişlerdir. Ardından da toplu bir şekilde toprağın altına gömülmüşlerdir. Aslında sığınılacak bir yaratan kalmış, bu vahşetin her tarafa yayılmasıyla birlikte, vahşetin kendilerini yakalayacağı korkusuna kapılan binlerce kişi bu defa doğa şartlarını hiçe sayıp, aç, ayakkabısız, arabalı, yaya daha yukarılara kaçıyor, bir kısmı İran topraklarına geçmeye çalışıyor, ortada can pazarı yaşanıyordu. Bir kısmı da Türkiye’ye geçemeye çalıştı…
Saddam ve ondan öncekiler döneminde yaşanan sistemin yarattığı katliamlarda Kuzeydekiler Türkmenlere sığınmış, onlar tarafından korunmuş, bu defa hepimizin ortak tarihi vatanı, mazi devleti Türkiye bu kaçanlara bağrını açıyor ve Hakkâri, Şırnak Vadisi kaçanlarla doluyordu. Yarım milyon çoğunluğu Kürt aşiret mensubu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve halkının yardım ve sevgisiyle canlarını kurtarıyordu.
Son gelişmeleri iyi kullanan ABD ve diğer güçler, stratejilerine uygun bir zemini kaçırmamış, güya, “Saddam’ın katliamından halkı kurtarmak adına”, BM’de bir karar aldırarak 36. paralelin kuzeyini “Uçuşa yasak bölge” ilan etmişti. Daha sonra çeşitli kararlarla güvenli bölge ilan ettikleri Kuzeyde, değişik senaryoları gerçekleştirmek üzere devreye giren güçler, bazı aşiret reisleri ve maiyetine sağladıkları maddi ve siyasi haklar, yine biz Türkler için hiçte güvenli bir ortam olmadığını, değişik bir kuşatılmışlığı ortaya çıkarıyordu.
Türkmenlerden Türkiye’ye sığınanların önemli bir kısmı dönmeyecektir; bir kısmı dünyanın dört bir yanına, birçok ailenin her ferdi bir başka kıtaya, bir başka ülkeye dağılmak üzere. Çünkü Türkmenlerin büyük çoğunluğunun ailesi, ev barkı “güvenli bölge”’ ilan edilen 36. paralelin altındaydı. Ne Altunköprü ne Kerkük ne de Musul (Manidar değil mi, Musul 36. paralelin üzerinde olmasına karşın, güvenli bölge içerisine alınmamıştır) bu güvenli bölge içerisine girmiştir. Bu bölgeler Saddam rejiminin eli altındadır. Kerkük ve daha güneyde yaşayan iki milyondan fazla Türk, Saddam’ın insafına terk edilmiş.
Katliamın Silinmeyen İzleri
Altunköprü katliamını birer bir yaşayan Türkmen halkı, gördükleri işkence ve manzaralar karşısında hala da şaşkınlarını giderememişlerdir. Zihninden, düşüncesinden katliamın izlerini silememişlerdir. Üç milyondan fazla Türkmen/Türk’ü, bugün bile, bunca gelişme karşısında bile görmeyen güçler, Türkleri yeni bir soykırıma devretmiştir. Baas ve Saddam rejimin iktidarı döneminden 10 Nisan 2003 tarihine kadar Irak’ta Türk varlığını yok etmeye, eritmeye, göçe, mal ve mülklerine el koymaya çalışan zihniyet bir yandan da değişik bir katliamı yaparak hem BM ve hem de “Süper Güçler!” işkenceyi görmezlikten, duymazlıktan gelmiştir.
İki kara vahşetin arasında kalmış; binlerce yıllık şerefli bir mazinin, üstün insanlık şerefinin çocukları biz Türkler, Irak Türkleri dağıtılmaya, yanlarına ihtiyaçları olabilecek hiçbir şeyi almadan âdeta “Kırım sürgünleri gibi” dağıtılıyor, Türk’ü yok etme düşünceleri gerçekleşiyordu. Her gün aileler, ya güneye veya kuzeye sürülmektedirler. Bütün bu sürülmeler Türkmenlere ait ev, işyeri ve arazileri başka ailelere dağıtılması planına göre uygulanmaktadır.
Birinci Körfez Krizinin, Irak Türklerine getirdiği diğer bir sıkıntı da ailelerin düştüğü kopukluk, birbirlerinden haber alamama, birbirlerinin yanına gidip gelememeleridir. “Güvenli Bölge” dedikleri kısımda yaşayanlar üç milyondan fazla Türk’ün ancak onda biri iken, Saddam’a terk edilenler bu insanların yüzde doksanıdır. “Güvenli Bölge” ilan edilen yerlerde yaşayan Türkmenler, (bir kısmı Kerkük’e yapılan saldırılar sonucu o yöreye yerleşmiştir) bu defa bir yüzyıldır, isyan, ayaklanma, bazen İran’ın, bazen Irak’ın yanında çarpışmak ve bundan statü çıkaran bazı “aşiret derebeylerinin” anlayışına bırakılmıştır.
Birinci Körfez kriziyle birlikte Batı, Irak’a gıda, ilaç gibi en insani konularda bile ambargo uygulamıştı, zaten zor şartlar altında yaşayan tüm Irak halkı –özellikle kadınlar ve çocuklar– etkilenmiştir. Halkın yönetime karşı ayaklanacağını bekleyenler; ölümlere, anarşiye uygun bir ortam yaratmıştır. Bazı güçlerden bu anlamda destek alan Kuzey Irak’taki aşiret reisleri aracılığıyla başlatılan kargaşa tam bir belirsizlik, karamsarlık, açlık, çocuk ölümleri ve korku hâkim olmuştur. Başta Kerkük olmak üzere, çoğunluğun Türk olduğu yerlerde halk; kendisini bir yandan Baas katliamı, baskısı, bir yandan hiçbir kural tanımaya bu “yeni güçlerin” kıskacında silahsız ve savunmasız daha zor günlerin içerisinde bulmuştur.
Altunköprü ‘de katledilenler 300 milyon Türklüğün şehididir. Her Türk onları ve diğer acı çeken can veren milletinin bu mazlumlarını unutmayacaktır. Dün Altunköprü’de, Karabağ’da, Hocalı’da bugün ise, Suriye’nin Türkmen bölgelerinde ve Türkmeneli’nin birçok bölgesinde aynı katliamları başka biçimde başka yöntemlerle işlemektedirler. Batılıların uşakları ve terörist canileri bu katliamları ve görmezlikleri kural tanımayan insanlık dışı yaptıklarının hesabını elbette bir gün verecekler. Bu Dünya’da olmazsa öbür dünyada…
Altınköprü Katliamının Şehitleri
Abbas Salah Sait 1973- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Abdullah Kahya 1995- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Emekli/ Abdulsalam R. Hasan 1972- 28 Mart 1991, Altın köprü- Er/ Adil Bayız Hurşit 1972- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Adnan Halit Mendan 1958- 28 Mart 1991, Altın köprü- Memur/ Ahmet Enver Abdullah 1942- 28 Mart 1991, Kerkük- Tüccar/ Ali Abdullah Kahya 1976- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Amir Mithat İzzet 1960- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Asteğmen/ Atilla Ahmet Ener 1976- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğrenci/ Atilla Nasih Bezirgan 1977- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Ayat Kadir Rahman 1966- 28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Aziz Tacil 1955- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Emekli/ Aziz Ali Sait 1955- 28 Mart 1991, Altın köprü- Emekli/ Cebbar Sadık 1957- 28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Celil Fethi M. Ahmet- 1945- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Cemal Ahmet Faraj 1962- 28 Mart 1991, Kerkük- Yedek Subay/ Cemal Şükür Sakı 1960- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- İşçi/ Cengiz Mazlum Nuri 1978- 28 Mart 1991, Altunköprü- Memur/ Çetin Esat Behçet 1974- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğrenci/ Cevdet Haydar Behrem 1965- 28 Mart, 1991- Tuzhurmatu- Er/ Erdal İhsan Mahmut 1972- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğrenci/ Erşat Hurşit Reşit 1955- 28 Mart 1991, Altın köprü- Öğretmen/ Eyüp Selah Sait 1975- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Fazıl Cihat Fettah 1954- 28 Mart 1991, Kerkük- Memur/ Halil Fethi M. Ahmet 1945- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Hamit Garip 1960- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Şoför/ Hani Mithat İzzet 1970- 28 Mart 1991, Altunköprü- Öğrenci/ Haşim Haydar Behram 1965- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Er/ Haşim Mehmet Tofik 1966- 28 Mart 1991, Altunköprü- Memur/ Haydar Geydan 1970- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Çiftçi/ Hazim Enver Abdullah 1962- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Hişam İhsan Ali 1971- 28 Mart 1991, Altın köprü-Er/ Hüseyin Ali Ahmet 1958- 28 Mart 1991, Kerkük- Yedek Subay/ Hüseyin Ali E. Süleyman 1976- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Öğrenci/ İhsan Ali Feyzullah 1932- 28 Mart 1991, Altınköprü- Çiftçi/ İhsan Mahmut Veli 1940- 28 Mart 1991, Altınköprü- Emekli/ İmat Mehmet Reşit 1960- 28 Mart 1991, Kerkük- Memur/ İsam Mithat İzzet 1962- 28 Mart 1991, Altınköprü- Öğrenci/ İsam Osman Cemil 1964- 28 Mart 1991, Kerkük- Müteahhit/ İsmail Şükür Silav 1969- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Er/ Kasım Mehmet Tofik 1962- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Mansur Mazlum Nuri 1967- 28 Mart 1991 Altunköprü- Er/ Mehmet Attar 1940- 28 Mart 1991, Kerkük- Esnaf/ Mehmet H. Mandan 1952- 28 Mart 1991, Altınköprü- Öğretmen/ Mehmet Reşit Veli 1925- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Melik Faysal Süleyman 1966- 28 Mart 1991, Altınköprü- Çavuş/ Muazzam Osman Ali 1958- 28 Mart 1991, Kerkük- Teknisyen/ Mustafa Süle İskender 1957- 28 Mart 1991, Kerkük- Asteğmen/ Necat Takı 1955- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Necip Sait Salih 1957- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Nevzat Kadir Rahman 1968- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nihat Abdulkerim Ali 1965- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nizamettin Ş. Hamdi 1958- 28 Mart 1991, Kerkük-Memur/ Nurettin Terzi 1944- 28 Mart 1991, Kerkük- Terzi/ Nurettin Terzinin oğlu 1980- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nurettin Terzinin oğlu 1981- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Nuri Mazlum Nuri, 1971- 28 Mart 1991, Altınköprü- Er/ Orhan H. Abdulrahman 1967- 28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Osman Cemil 1930- 28 Mart 1991, Kerkük-Tüccar/ Ömer Hurşit Salih 1936- 28 Mart 1991, Altınköprü- Memur/ Sabah Ahmet Hamdı 1944- 28 Mart 1991, Altınköprü – Emekli/ Saddam Reşit Hasan1971- 28 Mart 1991, Altınköprü- Öğrenci/ Saib Tatar Kadir 1955- 28 Mart 1991, Altınköprü- Mühendis/ Selah Sait Salih 1938- 28 Mart 1991, Kerkük- Esnaf/ Satar Rahman Aziz 1945- 28 Mart 1991, Altınköprü- İşçi/ Suud Hattap Osman 1967- 28 Mart 1991, Altınköprü- Er/ Şahap Ahmet Ferec 1961- 28 Mart 1991, Kerkük- Esnaf/ Şahin Nasih Bezirgan- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Şalan Faysal Süleyman 1967- 28 Mart 1991, Altınköprü- Er/ Şükür Hamdi Mehmet 1932- 28 Mart 1991, Kerkük- Emekli/ Tarık Bayız Hurşit 1963- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğretmen/ Turan Ahmet Enver 1974- 28 Mart 1991, Kerkük- Öğrenci/ Yaşar H. Abdulrahman 1965-28 Mart 1991, Kerkük- Er/ Zaim İsmail Hasan 1961-28 Mart 1991, Altınköprü- Asteğmen/ Zeynelabidin E. Neccar 1955- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- İşçi/ Zeynel Abidin İbrahim 1970- 28 Mart 1991, Tuzhurmatu- Öğrenci.