
Ali BAYATLI- Bağdat/ İki gün önce, Iraklı sosyal medyacılar, eski ABD Başkanı Donald Trump hakkında çıkarılan yargı kararının bir görüntüsünü yeniden paylaştılar ve Trump’ın ABD Başkanlığına geri dönmesinin ardından bu yakalama emrinin akıbeti hakkında sosyal medyada geniş çaplı bir tartışma başlattılar. Okuyucular ve takipçiler arasında görüşler farklılık gösterdi; kimileri bu karar ve sonuçlarıyla alay ederken, kimileri ise Irak hükümetinin bu yakalama kararını göz ardı ederek doğru bir tavır sergilediğini savundu. Ancak en önemli soru şudur: Trump bu konuyu unutacak mı?
Bu bağlamda, Washington’da yaşayan Iraklı siyasetçi Nizar Haydar, bugün yaptığı açıklamada, Irak’ın çıkarlarının her şeyin üzerinde tutulması ve yargı otoritesine saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Haydar, bu yakalama kararıyla ilgili en uygun yaklaşımın, bu kararı görmezden gelmek ve sanki hiç çıkarılmamış gibi davranmak olduğunu belirtti. Ayrıca, Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faiq Zidan’ın bu kararı iptal etme yetkisi olmadığını, ancak kararı yeniden gündeme getirmemeyi tercih ederek durumu yatıştırabileceğini ifade etti.
Haydar, yakalama kararının, Trump’ın dünyanın en güçlü devleti olan ABD’nin başkanı olarak Beyaz Saray’a döneceğini kimsenin tahmin etmediği bir dönemde çıkarıldığını açıkladı. Irak ile ABD arasında uzun vadeli ortaklık hedefleyen Stratejik Çerçeve Anlaşması’na atıfta bulunarak, bu tür bir durumda kararın yeniden ele alınmasının uygun olmayacağını söyledi. Hukuken, kararın hâlâ geçerli olduğunu belirtti ve bu kararın, Karkh Mahkemesi’nde yapılan soruşturmalar ve mağdur ailelerin ifadelerine dayanarak Irak Yüksek Yargı Konseyi tarafından onaylandığını hatırlattı. Ancak bu kararın uygulanıp uygulanamayacağı konusunda, özellikle Trump’ın şu anda Beyaz Saray’da oturduğu göz önüne alındığında, bunun mümkün olmadığını söyledi.
Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya el-Sudani’nin Trump’a gönderdiği tebrik mesajıyla, Irak bu yakalama kararını fiilen geride bırakmış gibi görünüyor. Yine de şu soru gündemde kalmaya devam ediyor: Trump bu konuyu unutacak mı, yoksa bu mesele gelecekteki Irak-ABD ilişkilerini etkileyebilir mi?
Bu gelişmelerin ışığında, Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada, Birleşik Krallık’ın Irak’taki güvenlik seviyesini yeniden sınıflandırma kararını memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Çünkü güvenlik seviyesinin düşürülmesinin, İngiliz şirketlerinin Irak pazarına girişine olanak tanıyacağı belirtildi.
Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Almanya, Fransa, Belçika, İtalya, Avusturya ve Hollanda gibi Avrupa Birliği ülkelerine, Irak’taki güvenlik sınıflandırmalarını yeniden gözden geçirme çağrısında bulundu. Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in, söz konusu ülkeleri Irak’taki güvenlik sınıflandırmalarını yeniden değerlendirmeye teşvik etmek amacıyla resmi yazılar da göndereceği ifade edildi.
Dünya çapında güvenlik sıralaması, belirli bir ülkedeki güvenlik ve istikrar seviyesini belirlemek için yapılan kapsamlı bir değerlendirmedir. Bu sıralama, bireyler, şirketler ve kurumlar için seyahat, yatırım veya ticari faaliyetlerde bulunma kararları alırken rehberlik amacıyla kullanılır.
Güvenlik sıralamaları, suç seviyesi, terörist tehditler, silahlı çatışmalar, güvenlik güçlerinin etkinliği ve siyasi durumun istikrarı gibi çeşitli faktörlere dayanır. Bu sıralamalar genellikle dışişleri bakanlıkları, güvenlik şirketleri veya uzmanlaşmış sivil toplum kuruluşları gibi uluslararası organizasyonlar tarafından sunulur ve uluslararası kararlar üzerinde büyük bir etkisi vardır. Örneğin, düşük bir güvenlik sıralaması, bir ülkenin yabancı yatırım ve turizm çekme kapasitesini etkileyebilir. Buna karşılık, iyi bir güvenlik sıralaması, güveni artırır ve ekonomik ve diplomatik ilişkilerin genişlemesini teşvik eder.
Bu çalışmayı üstlenen Global Peace Index, her yıl Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) tarafından yayımlanır ve yerel şiddet seviyesi, siyasi gerilimler, silahlı çatışmaların varlığı ve silahların yayılma derecesi gibi faktörlerin analizine dayanır. Bu endekse göre, ülkeler 1 (en barışçıl) ile 5 (en huzursuz) arasında bir ölçekle derecelendirilir.
Geçmiş on yıllarda, Irak, genellikle yüksek şiddet seviyeleriyle mücadele eden ülkeler arasında alt sıralarda yer alıyordu. 2003’te Irak’ın işgali ve 2014’te “DAEŞ” ile yaşanan çatışmaların ardından, Irak’ın derecesi oldukça düşük seviyelere indi. Ülke, terörist örgütlerden gelen sürekli güvenlik tehditlerinin yanı sıra, farklı etnik ve dini gruplar arasındaki mezhebi ve silahlı çatışmalarla da karşı karşıya kaldı. 2020’te, Irak bu endekste hala çok istikrarsız bir derece kaydetti, ancak son yıllarda DAEŞ’in yenilmesinin ardından iç güvenlik oranlarında bazı iyileşmeler görülmeye başlandı.