Fuzuli Kerküklü ’dür!
Dr. Şemsettin Küzeci
Giriş
Türk dünyasının tanınmış ve şöhreti sınırları aşmış, Muhammed Süleyman “Fuzuli” El-Bağdadi’nin doğumunun 530. Yıldönümünde böyle bir makalenin başlığı, ister istemez bazı araştırmacıları, yazarlar ve Fuzulişinasların kafalarını karıştırır veya ezberlerini bozar diye aklımdan geçmedi dersen doğru olamaz. Elbette ki, aklımdan geçti, epeyi düşündüm, kafa yordum bir daha, bir daha notlarıma ve kaynaklarıma başvurup demagoji yapılmasın diye çok titiz, ciddi ve objektif olmak için gayret ettim ve çaba harcadığımı itiraf etmek prensiplerimin başında gelir.
Bir çok araştırmacı, bilim adamı ve akademisyen Fuzuli’nin doğum yeri ile ilgili yazıp çizdiler ve ısrarla da kimi Azerbaycan’da kimi Irak’ın Hille veya Bağdat Şehrinde doğduğunu dile getirseler de, ancak Kerkük’ün milli yazarı Ata Terzibaşı, 5 yaşından Fuzuli’nin gazelleri ve eserleri ile kalkıp yatıp ve zaman içerisinde onun tüm divanlarını hemen hemen ezbere bilen ve gazellerinin açıklamalarını tahlillerini bir cesedin otopsi yapılır gibi bilgi sahibi olduğunu ve araştırmalarında ulaştığı neticeye dayanarak, Fuzuli’nin Kerkük’te doğduğunu doğruluyor anlamına gelmektedir.
Irak’ta Türkmen yayın organlarında Fuzuli hakkında yazılan akademik, düzyazılar ve araştırmaları incelediğimizde Türkmen yazarları, Ata Terzibaşı, Hıdır Lütfü, Reşit Akif Hürmüzlü, Mehmet Sadık, Abdüllatif Benderoğlu, Mehmet Hurşit Dakuklu, Abdülaziz Semin Bayatlı, Mehmet Mehdi Bayat, Çoban Hıdır Uluhan ve daha nice isimleri okumak mümkündür.
Bu yazarlar araştırmalarında Fuzuli’nin genelde Irak topraklarında doğduğunu, 5-6 yaşlarına kadar babası ile Kerkük kalesinde yaşadığını[1], Fuzuli’nin evine 15 m. uzaklıkta adına bir mescidi bulunması ve şiirlerinde kullanılan bazı kelimelerin Kerkük ağzı olduğunu saptanmıştır.[2]
Ata Terzibaşı’nın Fuzuli’nin Doğum Yeri Hakkında Yeni bilgiler
Ata Terzibaşı 5-6 yaşlarından beri Fuzuli hayranı olduğu şüphesizdir. Mahalle medresesinde okuduğu Fuzuli gazelleri ve eserlerinkinden yola çıkarak, gazellerindeki açıklamalar ve analizlere dikkat edilerek Fuzuli’nin Kerkük’te doğduğunu gözler önüne sermektedir. Terzibaşı Fuzuli Hakkında Yazılar eserinde Fuzuli hakkında 18 Makalesini Necat Kevser tarafından kitap haline getirilmiştir.
Fuzûlî’nin Doğum Yeri, Fuzûlî’nin Arapça Kasideleri-1,Fuzûlî’nin Arapça Kasideleri-2 , Fuzûlî’nin Matla’ul İtikadı, Fuzûlîde Kapalı Anlamlar-1, Fuzûlîde Kapalı Anlamlar-2, Fuzûlîde Kapalı Anlamlar-3, Fuzûlî’nin Yayınlanmamış Bir Lügazı , Fuzûlî’nin Doğum Yeri Hakkında Yeni Bilgiler, Fuzûlî’nin Yayınlanmamış Bir Mülemma’-1,Fuzûlî’nin İcmali Aşki ve Kerkük’te yapılan Tercemesi,Fuzûlî’nin Bir Gazeliyle İlgili Hasbihal, Ay Tutulması Olayı ve Fuzûlî’nin Bir Beyiti, Fuzûlî’nin İki Gazelinin Tarlan Tarafından Yapılan Şerhineleki Yanıtlar,Fuzûlî İle Kanunî’nin Muhaveresi,Fuzûlî’nin Menkıbevî Hayatından Bir Nebze, Edebiyatımızda Muaşşah Şiir, Fuzûlî’nin Doğum Tarihini Yansıtan Bir Manzume. [3]
Necat Kevser’in Görüşleri
Fuzûlî, Türk dünyasının üzerinde en çok durulan ve hakkında en çok söz söylenen şairlerinden biridir. Türk milletinin içinde yetişen divan şairlerinin en büyükleri üzerinde yapılan inceleme ve yayınlar pek sınırlı iken Fuzûlî üzerine ciltler dolusu kitaplar, yazma eserler ve yüzlerce makale yayımlamıştır. Bu çalışmalar, günden güne artan bir ilgi ile sürüp gitmektedir. Türkiye ve Azerbaycan ile Irak ve İran’da yaşayan Türkler de onu kendi şairleri saymakta, üzerine araştırmalar, incelemeler yapıp ve yapmaktadır. Özellikle Fuzûlî’nin doğum yeri ve tarihi, sanatı ve kişiliğinin bir çok yönü müphemiyet perdesinin arkasında saklanmıştır. [4]
Hıdır Lütfi’nin Fuzuli Hakkında Araştırmaları
Herkesin tebcil ve tâzimini kazanan Fuzûlî, müstesnâ ve büyük şair Kerküklüdür. Kerkük’te doğmuş, büyümüş, tahsilini ikmâl etmiş ve sonlaralar ailesi efradıyla Bağdat, Hille taraflarına intikal etmiş ve hihayet Kerbâla’da vefat etmiştir. Biz Kerküklüler, şu iddia yine pek müsbet, canlı kitabelere dayanmiyorsa da ta ecdadlarımızdan naklen gelen kuvatlı tevâtür ve divanında kullandığı ve sırf Kerkük’te özel olan bir çok kelimeler, bize bu hakkı ve bu cesareti veriyor”Fuzûlî’nin, aşk anlayışı, mezhebi, tasavvufla ilişkisi, dili, doğum yeri, doğum tarihi, iktidarla ilişkisi, eserleri hakkında Kerküklü şair ve Irak Türklerinin Mili Felsefesinin Temsilcisi Hıdır Lütfî Efendi, Fuzûlî adlı hazırlamış olduğu yazma eseri neşredilmek üzere verdiği Irak Kültür Bakanlığı’nda zayi olmuştur.
Hıdır Lütfi, eserini (11) bölüme ayırmıştır. Birinci fasılda: Fuzûlî’nin Babası, Milliyeti Aşireti, Irak’a gelişleri, Doğuşu, Gençliği, Mahlası, Babasıyla Kerkük’ten ayrılışı ve oğlu Fazli. İkinci fasılda yazarımız, Fuzûlî’nin Sultan Süleyman Kanunî ile görüşmesi, Bağdat fethi ve Kerbâlede Hazret Hüseyin’in, medinede de ravza-i mutahharanın tamir ve inşâsı. Üçüncü fasılda ise: Fuzûlî’nin Kerkük’te Zından Sokağındaki hanesi ve okuduğu camii. Dördüncü fasılda: Fuzûlî’nin doğuşu, yaşı, vefatı hakkında Türk Dili Derğisi ve Türk Yurdu mecmüalarında çıkan yazılara bir açıklama. Beşinci fasılda ise: Fuzûlî kimdir ve nerelidir. Altıncı fasılda: Fuzûlî’nin Sultan Süleyman Kanuni ile görüşmesi ve maâş thsis meselesi ve söylediği şiirlerden parçalar. Yedinci fasılda: Fuzûlî Bağdatlı veya Kerküklü müdür? Sekizinci fasılda ise: Fuzûlî’nin mezhebi nedir? dokuzuncu fasılda: Fuzûlî’nin eserleri ve bazı tercüme ve tahili. Onuncu fasılda: Fuzûlî hakkında fikir yürütenler. On birinci fasılda ise: Fuzûlî’nin Hayat Âkıbeti. Böylece Hıdır Lütfi’nin Fuzulişinaslığı bu eserlerinden ortaya çıkmaktadır.[5]
Reşit Akif Hürmüzlü’nün Fuzuli Araştırmaları
Edip ve şair Hürmüzlü Reşit Akif Bey Hıdır Lütfi’nin Fuzûlî hakkında yazdığı eser için, yazdığı takrizinde şöyle diyor: “Dört buçuk asra yakın bir müddettir taht ve tâcını hiç bir şaire kaptırmayan bu şiir kralı Fuzûlî kimdir ve nerelidir. Hangi senede doğmuştur. Her edip ve müverrih hayrette burakan şu suâllara çok açık bir lisanla diyebilirimki, doğru bir cevâb veren yoktu, çünkü o sârâhaten nereli olduğunu eserlerinde hiç birinde anlatmamıştır. Biz, Kerküklülere gelince muhterem üstâd Hıdır Lütfi Beğin dedikleri gibi herkesin tebcil ve lâzimini kazanan bu müstesnâ ve büyük şair bir Kerküklüdür. Kerkük’te doğmuş, büyümüş, tahsîlini ikmâl etmiş ve daha sonra ailesi efradıyla Bağdat, Hille taraflarına intikal etmiş ve nihâyet Kerbelâ’da vefat ederek Hazret Hüseyin Efendimizin sahn-şerilerinde defnedilmiştir. Biz Kerküklüler, şu iddiâsı yine pek müsbet, canlı kitâbelere dayanmıyorsa da ta ecdâdılarımızdan naklen gelen kuvatlı tevâtür ve divanında kullandığı ve sırf Kerkük’e hâs olan bir çok kelimeler, bizece pek doğrudur. Halada Fuzûlî’nin doğduğu, büyüdüğü ev “Fuzûlî” evi diye yad edilmektedir. Aziz Üstâd Hıdır Lütfi’nin iddiâsı, işte bu tevâtüre dayanarak ve şüphesiz mevki’de olmuştur. Kendilerini takdir ve tebrik ederin”.[6]
Abdülaziz Semin Bayatlı’nın Fuzuli’nin Şiirinde Türkmen Halk Deyimleri[7]
Fuzuli, halk tarlasında biten, gölge ve meyvesini halkına armağan eden şairdir. Şiirlerinde, halk ağzında yaşayan deyimleri yerleştirmesi, şiirin hem değerini hem de güzelliğini arttırarak gönüllere değmiş ve ölmezliğe kavuşturmuştur. Sevimli Yurt gazetesi: 1293, 1298. Sayılarında aynı başlık altında yayımlanan yazımızın (1. ve 2.) bölümlerini tamamlamak üzere, 3. Bölümü sunuyoruz:
Ağı Karadan Seçmemek
Yuvarlak, bilgisizlik ve ayırtsızlık anlamlarında kullanılan bir halk deyimidir. Fuzuli bu deyimi en güzel bir biçimde kullanarak:
Uyumuş cünuna gönlüm ebruna der meh-i nev
Ne itibar ana kim seçmez karadan ağı
“Gönlüm çıldırarak kaşına yeni doğan ay- hilal diyor”.
Ağı karadan ayıramayan birinin sözüne değer verilir mi? demiştir. Burada hilal ağdır kaş da karadır. Bu budala gönül öyle idraksizdir ki ağı karadan ayıra bilmiyor.
Canım Yandı
Birinin dert ve kederinin zirveye vardığını, sabrının tükendiğini ve içinin bu yüzden alevlendiğini ifade eden bir deyimdir:
Yandı cânım hicr ile vasl-ı ruh-ı yâr isterem
Derdmend-i firketem derman-ı didar isterem
“Canım- ruhum- ayrılık ateşine tutuşup yandı. Sevgilinin yanağına kavuşmak istiyorum. Yen ayrılık hastasıyım, dermanım yara kavuşmadadır” Fuzuli aynı deyimi başka bir gazelinde bu biçimde kullanmıştır.
Şeb-i hicran yanar canım, Döker kan çeşm-i giryânım
Uyadır halkı efgânım, Kara bahtım uyanmaz mı?
“Ayrılık gecelerinde canım yanar alevlenir, ağlayan gözlerim de yaş yerine kan yağdırır.
Yükselen ahım, efganım halkı uykudan oyadır, tek uyanmayan varsa o da benim kara bahtımdır”.
Son olarak Fuzuli her ne kadar büyük Türk dünyası şairi ise, o kadar da Kerküklüdür. Bunun tasdiki de Türkmen ve Irak Arap yazarlarının da çalışmalarında gösterildiği ve ispat edildiği gibi de önemli bir unsurdur. Buradan 1994 yılında Fuzuli’nin 500. Jübilesi Irak-Kerkük ve Kerbela’da düzenlendiğinde Azerbaycan’dan 128 kişinin katıldı büyük bir heyet artık Fuzuli’nin Iraklı bir Türkmen şairi ve Azerbaycan dilinde yazdığı şiirleri de bir dönemde Irak’ın büyük Azerbaycan toprakları içerisinde olduğunda dolayı da ortak dil ve düşünce ortaya çıkmıştır.
Fuzuli ister Azerbaycanlı ister Kerküklü olması Fuzuli’nin bir dünya şairi olduğunun gerçeğini değiştirmez. Bugün Mezarı Kerbela’da ve Nesiminin Halep’te olsa da ama bu iki büyük şair Azerbaycan halkı tarafından asırlarının birer efsanesi gibi sayılırlar.
Bu bağlamda Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev görüşlerini de vurgu yaparak bir kesitine değinmek isteriz: “Yetmişli yıllarda Azerbaycan yönetiminin başındayken Resul Rıza, Mirza İbrahimov ve Süleyman Rüstem gibi yazarlarımız bana gelerek Fuzuli’nin mezarını Azerbaycan’a nakledilmesini istediler. Bu hususta çok ısrara ettiler. Ama onların unuttuğu önemli bir husus vardı: Oralar da bizim vatanımızdır. Fuzuli Hz. Hüseyin’in ayağının dibinde yatmak istemiş, orada kalmalıdır. Fuzuli’nin mezarı o topraklara vurduğumuz bir mühür gibidir. Ebediyen orada durmalıdır.
Nesimi de bizimdir. Ve bugün Suriye topraklarında yatmaktadır. Sovyetler Birliği zamanında Suriye’yi ziyaret ettiğimde Halep’e gitmiştim ve mihmandarımdan beni Nesimi’nin mezarına götürmesini istemiştim. Çok aradılar ve ısrarım üzerine mezarı buldular. Bulan kişi ve Nesimi’nin sülalesinden biriymiş, fakat maalesef dilini kaybetmiş ve sadece Arapça konuşabiliyordu. Bu örnekler Halkımızın çok geniş bir coğrafyaya yayıldığını ve kökte bir olduğunu açık ifadesidir. Ancak çeşitli savaşlar ve siyasi gelişmeler sonucu topraklarımızı parçalanmış ve farklı devletlerin sınırları dahilinde kalmıştır.
Bu sebeplerden dolayı birbirimizden ayrı düştük. Şimdi ise, Azerbaycan bağımsız bir devlettir. Diğer devletlerle iyi ilişkileri vardır. Bu devletlerden birisi de Irak’tır. Bu münasebeti iyi değerlendirmeliyiz”[8]
Demiştir. Böylece Fuzuli ve Nesimi de Türk dünyasının şairleridir. He Irak ve Suriye’de olsun oralarda Büyük Azerbaycan topraklarıdır. Onlar öz topraklarında yatmaktadırlar.
***
[1] Ata Terzibaşı, Fuzuli’nin Doğum Yeri Hakkında yeni Bilgiler. Kardaşlık dergisi,
[2] Çoban Hıdır Uluhan, Büyük Türkmen Şairi Fuzuli’nin Şiirlerinde Kerkük Ağzı İzleri. Kerkük 2023
[3] Ata Terzibaşı, Fuzuli Hakkında Yazılar. İstanbul 2016
[4] Necat Kevseroğlu, Türkmeneli gazetesi.
[5] Türkmeneli Gazetesi, Sayılar: 1685-1698, 09 Ocak 2024 sayısında 02.04.2024 tarihline sayısını kadar yazı dizisi olarak 17 bölüm yayımlandı.
[6] Reşit Akif Hürmüzlü, 17.06.1958 elyazma eseri
[7] Abdülaziz Semin Beyatlı, Yurt gazetesi, Sayı, 1303, 30 Kasım 2002. Bağdat
[8] Mahir Nakip, “Haydar Aliyev ile Röportaj. Kardaşlık dergisi, sayı: 8, Ekim 2000, s, 4-5 İstanbul