Ekrem PAMUKÇU
Şemsettin Küzeci
Eğitimci, araştırmacı yazar Ekrem PAMUKÇU; 21 Nisan 1947’de Kerkük’te doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Kerkük’te tamamladıktan sonra yüksek tahsilini yapmak üzere 1970’de Türkiye’ye geldi. 1970 – 1975 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, 1979-1984 yılları arasında ise aynı üniversitenin İlâhîyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördükten sonra 1984 yılında bu fakülteden mezun oldu ve aynı fakültede 6 yıl okutman ve öğretim görevlisi olarak görev yaptıktan sonra 1986 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nde doktoraya başladı. 1991 yılında “Tarih Doktoru” unvanını kazandı.
1991 yılında Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne yardımcı doçent olarak intisap etti. 1995 yılında aynı fakültede doçent oldu. 1999 yılında Gazi Üniversitesi Atatürk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı’na atandı.
2004 yılında profesörlük unvanını kazandı. Uzun yıllar Irak ve Türkiye’de Irak Türkmenleri’nin haklı davasını savundu. Bu süreçte Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği başkanlığını yürüttü. Uzun bir süre siyasî ve kültürel içerikli “Kerkük Dergisi” nin genel koordinatörlüğü ve yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Son dönemde Irak Türkmen Meclisi Şura Üyeliği yaptı.
“Başlangıçta Türk – İslâm İlişkisi” ile “İlk Türk Âlim ve Mücahitlerinden Abdullah b. Mübarek” adlı iki eseri yayına hazır bulunmaktadır.. Londra, Berlin, Bakü, Üsküp, Lefkoşe, Irak ve Türkiye’de katıldığı pek çok uluslararası konferansta, ilmî ve siyasî tebliğler sundu. Pek çok ilmî ve siyasî dergide makaleleri yayımlandı. Ekrem PAMUKÇU, geçirdiği rahatsızlık sonucu 27 Ocak 2005 günü Ankara’da hayatını kaybetti.
Eserleri
1.Bağdat’ta İlk Türkleri. Ankara, 1991
2.Türkmen Şairi Nesrin ERBİL.Ankara
- Ey Türkmen Genci. Ankara, 2004
- Ey Türkmen Kadını. Ankara, 2004
- Irak’ta Türkmen Boy ve Oymakları.Ankara, 2005 (H. Hürmüzlü ile ortaklaşa)
NE HABER
Yıllar oldu ben buraya geleli,
Yüce aşkım Kerkük’ümden ne haber?
Esiyorum yine sılamın yeli,
Koyun, kuzu, ekinimden ne haber?
Ağaçlarda Heyve1, Alma2, nar mıdır?
Koç yiğitler birbirine yar mıdır?
Neden daldın yoksa Hulkun3 dar mıdır?
Söyle bana gam kederden ne haber?
Yüreklerde yanan ateş dindi mi?
Et, yumurta, Neft4 pazara indi mi?
Halk bu işin iç yüzünü bildi mi?
N’ olur söyle Ambargodan ne haber?
Kâğıt kuşum5 uçuyor mu özgürce?
Ya Mizrahım6 ne hoş olur dönünce!
Kahrolurum bayram topu duyunca!
Klüçe7, Burma7, Dırnahlıdan7 ne haber?
Evelleme8, Develleme8 oynardık!
Gözyummayla8 eş–dostları arardık,
Yeditaş’ı8 bir vuruşla yıkardık,
Hellük–Çubuk8, Kuşvuran’dan8 ne haber?
Meyter–Zurna9 seslerini duydun mu?
Çerfelek’e10, Sallankuç’a11 doydun mu?
Ceplerine bol Çevirke12 koydun mu?
Yeşil Butum12, Şamdarı’dan12 ne haber?
Şerbe13, Cerre, Mahmel13 suyu kevserdi,
Buhur14 kokusu ne güzelde eserdi,
Bayram günü babam Dehya15 keserdi,
Kalmış ise bayramlardan ne haber?
Alıgünü16, Ebülüke17 gittin mi?
Mum götürüb Merkedinde17 yaktın mı?
Mıraz18 için birden Kifil19 taktın mı?
Danyal Nebi20 dergahından ne haber?
Dayınacaklı Etebe’de21 yattın mı?
Kelle–küpe22, Halim23 aşı tattın mı?
Başağrısın Topallağ’la24 attın mı?
Sulu–kebab, Heriseden25ne haber?
Yaz günleri dama çıkıp durdun mu?
Pembe, beyaz külle’leri26 gördün mü?
Çibinliği27 üzerine örtün mü?
Toprak kokan yaz damandan ne haber?
Bibisu’nun28 su hasreti bitti mi?
Hacı laklak29 sılasına gitti mi?
Gider iken bize selam etti mi?
Kafes kuşu Kırğılık’tan30 ne haber?
Altun Hicil31 ayaklarda süzülür,
Evlik–kirşan32 bolca yüze sürülür,
Ayreti–saç33 başta çabuk büzülür,
Toy, Eglence, helhele’den ne haber?
Sadık34, Görem34 yurdumun mert Nevres’i
Hani nerede Nesrin Erbil’in34 sesi?
Gökkaya’nın34 neden kaçmış neşesi?
Zalim zulmü Mazlumlardan34 ne haber?
Yüce Kale’m Eski Kışla’m durmalı,
Ne hoş eser Gürgürbaba dumanı,
Bunlar bize ecdadın armağanı,
Bize nadan35 diyenlerden ne haber?
Musalla’yla36 Şaturlu’nun36 arası,
Kapanır mı Ondört Temmuz yarası,
“Bu gün başka oyunların sırası,
Geldi” diyen canilerden ne haber?
Taze37, Kifri37, Altunköprü37 ovası,
Tuzhurmatı37 aslanların yuvası,
Tilefer’ in37 pek güzeldir havası,
Erler ini Erbil imden ne haber?
Selam olsun yurdumun her yanına,
Ağacına, Çiçeğine, Dalına,
Can istesin can katayım canına,
Söyle yolcu tüm bunlardan ne haber?
Doç. Dr. Ekrem Pamukçu
***