
Suriye Türkmenleri Neden Görmezden Geliniyor?
Fevzi Türker
7. yy’dan beri Suriye coğrafyasını yurt edinen ve oranın ikinci büyuk unsuru olduğu gibi şanlı bir tarihe de sahip olan Suriye Türkmenleri en az Araplar kadar Suriye’ye hizmet etmişlerdir. Öyle ki, Suriye Türkmen toplumu cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, komutanlar, şairler ve fikir adamları yetiştirmiş bir toplumdur. Hatta daha birkaç yıl öncesine kadar Suriye’nin savunma bakanı Hasan Türkmani adında bir Türkmen idi.
Suriye Türkmenlerinin nüfusu bazı Avrupalı uzmanlara göre 6 milyon iken Türkçeyi konuşanların sayısı ise 1.750.000. Asimilasyon ve baskı yöntemleri ile zamanla Araplaşmaya ve Arapça konuşmaya zorlanan Türkmenlerin sayıları ise 4.250.000 olarak tahmin ediliyor.
Suriye Türkmenleri tarihleri boyunca ülkelerine sadık kalarak ülkelerinin birliğini ve toprak bütünlüğünü savunmuşlar. Ama “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.” derler ya, Ahmet El-Sara liderliğindeki yeni rejimin Türkmenleri görmezden gelmesi faşist Baas rejimini aratmayacağa benziyor. Türkü sevmemek Arapların herhalde genlerinde var. Hoşgörüsüz ve önyargılı Arapların başkalarına, özellikle de Türklere tepeden bakan tavırlarına insanın içinden “Keşke Suriye Türkmenleri de Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmasaydı” demek geliyor.
Irak Türkmenleri de üçe bölünmek üzere olan Irak’ın birliğini ve toprak bütünlüğünü hep savunmuştur. Ama gel gör ki bugün Türkmenlerin gerçek manada hiçbir hakka sahip olmadığı gibi bölgeleri de (Türkmeneli) Araplarla Kürtlerin işgali altındadır. Dolayısıyla Suriye Türkmenlerini de, yaşadıkları içler acısı durumdan ancak milli bir uyanış hareketi kurtarabilir.
Suriye Türkmenleri 2011’den itibaren Suriyeli diğer muhalefet grupları ile 61 yıl süren faşist Baas rejimine karşı silahlı mücadelelerini sürdürmüşler ve ülkelerinin özgürlüğü uğruna binlerce gencini şehit vermişlerdir.
Ahmet El-Sara yönetimindeki yeni Suriye rejimi, Türkmenlerin kahramanlıklarını ve vatanlarına olan bağlılıklarını acaba hangi gerekçelerle görmezden gelmektedir?
Suriye Türkmenleri, yeni dönemde büyük belirsizlikle karşı karşıya kalabilirler. Bu belirsizliğin birden fazla işareti vardır; Ahmet El-Şara Şara’nın cumhurbaşkanı ilan edildiği toplantıya Türkmen komutanlar dışında hiçbir sivil Türkmen temsilci davet edilmemiştir. 29 Mart 2025’de kurulan hükümette Türkmenlere yer verilmediği gibi Suriye anayasası da Türkmenleri görmezden gelmiştir. Hiçbir kimse, yeni Suriye yönetiminin Türkmenleri açıkça ötekileştiren bu tutumuna iyi niyetlidir diyemez.
Yüzyılı aşkın bir süredir Türk olmanın bedelini, Irak Türkleri gibi Suriye Türkleri de ağır ödemektedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yıllarca sunduğu büyük destek ve katkılarla, Suriyeli Türkmenlerin etkin mücadesiyle iktidar olan yeni Suriye yönetimi döneminde, Suriye Türkmenleri her türlü hak ve özgürlüklere kavuşmaları gerekmektedir.
Suriye’in geleceğinde Türkmenlerin önemli rol oynamaları, Türkiye’nin güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir, bunun da gerçekleşmesi Türkiye’nin bakış açısına bağlıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Suriye’de uzun vadeli varlığının güvencesi Suriye Türkmenleridir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Irak’ta Türkmenlere yaşattığı hayal kırıklığını Suriye Türkmenlerine de yaşatmamalıdır.
Türkiye, Suriye’nin istikrarına ve toprak bütünlüğüne önem vermektedir. Ancak Suriye’nin bölünmesi de uzak bir ihtimal değildir. Türkiye, bu ihtimale karşı kendi güvenliği ve Suriye Türkmenlerinin geleceği açısından hazırlıklı olmalıdır ve şu an kontrolündeki 8.835 km2 toprağı iki katına çıkartmalıdır. 20.04.2025