Zengezur Koridoru Tartışmalarında Ortaya Çıkan Stratejik Çıkmaz: Bölgesel Entegrasyon mu, Jeopolitik Rekabet mi?
Ahmet Sağlam
8 Ağustos 2025 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde bir araya gelmiş ve ortak bir deklarasyon imzalamıştır.
Bu deklarasyonla Zengezur Koridoru, “Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu Bağlantı Projesi” adıyla 99 yıllığına ABD’nin işletmesine devredilmiştir. Böylece koridorun açılması yönünde farklı ve tarihî bir eşik daha geçilmiştir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 80. Oturumundaki Konuşmasında “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” projesi ile ilgili yaptığı açıklamasında projeyi “Bölgesel bağlantılar, kalıcı barış yönündeki vizyonumuzun temelini oluşturuyor. Washington Zirvesi’nin en önemli sonuçlarından biri de Zengezur Koridoru üzerinden engelsiz geçişi sağlayacak ve bölgesel bağlantıları güçlendirecek “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” projesidir.” diyerek değerlendirmiştir.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise, 80. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumunda yaptığı konuşmada, 8 Ağustos 2025 tarihinde Beyaz Ev’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile birlikte kabul edilen ve ABD Başkanı Donald Trump tarafından tanıklık edilen Washington Deklarasyonu’nun, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış sürecinde doruk noktası olduğunu vurgulamıştır.
Ermenistan Başbakanı Paşinyan konuşmasında, söz konusu süreçle ilgili olarak şu hususları belirtmiştir:
- “Zengezur Koridoru” ifadesine karşı çıkmış ve bu ifadenin Ermenistan’dan toprak iddiası ve çatışma anlatısı olarak değerlendirmiştir. Ermenistan Başbakanı Paşinyan Azerbaycan Cumhurbaşkanın Washington Deklarasyonu’nu kabul ettikten sonra “Zengezur Koridoru” ifadesini kullandığını ancak bu ifadenin belgelerde yer almadığını ve Ermenistan-Azerbaycan müzakerelerinde hiç kullanılmadığını vurgulamıştır.
- Paşinyan, Ermenistan’ın ABD ve karşılıklı olarak belirlenen üçüncü taraflarla birlikte, “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” altyapı projesini Ermenistan topraklarında uygulayacağını ifade etmiştir. Projenin onlarca kilometreyi kapsayan farklı altyapı unsurlarından oluşacağını ve hem bölgesel hem de küresel öneme sahip olacağını ifade etmiştir. Paşinyan, projeyi Ermenistan’ın “Barış Kavşağı” projesinin doğru bir yansıması olarak da değerlendirmiştir.
Sonuç olarak, Paşinyan konuşmasında “Zengezur Koridoru” ifadesini reddetmiştir.
Ayrıca Paşinyan’ın “Barış Kavşağı” projesi söyleminin, Ermenistan’ın ABD ve İran ile ilişkilerinde dengeleyici bir söylem oluşturma çabasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Nitekim Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Ağustos 2025’te Ermenistan’a gelen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, söz konusu proje çerçevesinde Ermenistan-İran demiryolu, kara yolu ve lojistik iş birliği konularına vurgu yapmıştır. Özellikle Nahçıvan-Culfa demiryolu hattı üzerinden İran’ın Ermenistan aracılığıyla Karadeniz’e erişimini sağlayacak yeni iş birliği fırsatına dikkat çekmiştir. Paşinyan, Trump Koridoru altyapı ağının tamamen Ermenistan’ın egemenlik ve güvenlik denetimi altında işleyeceğini vurgulamıştır. Ayrıca, stratejik öneme sahip projeler arasında 32 kilometrelik Kajaran-Agarak karayolu ve ikinci sınır köprüsü projesini örnek olarak göstermiştir. Enerji alanında ise Ermenistan-İran enerji iletim hattının tamamlanmasının önemine dikkat çekmiştir.
Paşinyan, “Barış Kavşağı” projesine yönelik vurgusunu Çin’e gerçekleştirdiği çalışma ziyareti sırasında da yinelemiştir. Ziyaret kapsamında yaptığı açıklamalarda, “Barış Kavşağı” girişiminin, ABD’nin “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” yatırım programı ile birbirini tamamlayan nitelikte olduğunu ifade etmiştir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından kullanılan ifadelerin, Washington’da üzerinde anlaşılan anlayışla örtüşmediğine değinerek Amerika Birleşik Devletleri ile “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” adlı bir iletişim yatırımı programını hayata geçireceklerini yenilemiştir.
Yine Ermenistan Başbakanlığı’nın resmî web sayfasında yer alan bilgilere göre, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Ermenistan Hükûmeti’nin “Barış Kavşağı” projesini ve bölgesel iletişim hatlarının açılmasını desteklediğini vurgulamıştır.
Ermenistan’a Göre “Barış Kavşağı” Yaklaşımının Jeopolitik ve Diplomatik Temelleri Üzerine Değerlendirme
Ermenistan “Zengezur Koridoru” ifadesine karşı “Barış Kavşağı” terminolojisiyle yalnızca kavramsal bir tercih değil, aynı zamanda egemenlik ve bölgesel konumu açısından stratejik bir söylem geliştirdiğini ifade etmektedir.
Erivan yönetimi, “koridor” kavramının Azerbaycan’a Ermenistan toprakları üzerinden özel veya doğrudan bir geçiş hakkı tanıma anlamı taşıyabileceğini ve bunun uluslararası hukuk bağlamında egemenlik açısından riskli bir çağrışım oluşturacağını savunmaktadır. Erivan, Azerbaycan’ın “koridor” söylemini kendi egemenliğini zayıflatma potansiyeli taşıyan bir jeopolitik baskı aracı olarak da algılamakta; buna karşılık “Barış Kavşağı” kavramını çok kutuplu ve kapsayıcı bir iletişim ağı önerisi olarak sunmaktadır. Bu çerçevede, Ermenistan “koridor”un bazı durumlarda exterritorial (yani bulunduğu ülkenin yargı yetkisi dışında kalan) bir statü anlamına gelebileceğini öne sürmektedir. Ermenistan tarafı, “koridor” teriminin egemenlik kaybı anlamına gelebileceğini ileri sürse de uluslararası hukukta “koridor” terimi çoğu zaman geçiş hakkı ile sınırlıdır.
Bölgesel düzeyde ise Ermenistan, “Zengezur Koridoru” fikrini tek yönlü ve Azerbaycan merkezli bir ulaşım hattı olarak değerlendirmekte; bu durumun Ermenistan’ı pasif bir transit ülkeye indirgediğini öne sürmektedir. Buna karşılık “Barış Kavşağı” söylemi ile Ermenistan kendisini Türkiye, İran, Gürcistan ve Azerbaycan arasında çok yönlü bağlantıların kesişim noktasında konumlandırma girişimi olarak ifade etmektedir. Bu modelin, Ermenistan’a yalnızca transit geçiş kolaylığı değil; aynı zamanda gümrük gelirleri, lojistik yatırımlar ve enerji hatlarından elde edilecek ekonomik kazançları çeşitlendirme olanağı sunacağı beklentisini öne çıkarmaktadır.
Bu terminolojik ve stratejik tercih aynı zamanda Ermenistan’ın bölgesel tehdit ve beklentilere yönelik diplomatik bir yanıtı olarak da değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkilerini yumuşatmayı, İran gibi bölgesel aktörlerle ise doğrudan gerilimden kaçınmayı hedeflemektedir. Özellikle İran’ın “Zengezur Koridoru”nu kendi bölgesel etkisine yönelik bir baypas hattı olarak algılaması, Ermenistan’ın “Barış Kavşağı” yaklaşımını Tahran nezdinde daha kabul edilebilir kılarak stratejik dengeyi korumaya çalışmaktadır.
İç politik açıdan ise Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, “Barış Kavşağı” kavramını egemenlik, bağımsızlık ve ulusal karar alma kapasitesi vurgusunu güçlendiren bir siyasal iletişim aracı olarak kullanmaktadır. Muhalefetin, “Azerbaycan’a taviz veriliyor” yönündeki eleştirilerine karşı Paşinyan hükümetinin bu söylemle, “Ermenistan teslim olmuyor, iş birliği yapıyor” mesajını öne çıkarmaya çalıştığı görülmektedir. Bu yönüyle kavram, iç kamuoyunda ulusal direnci koruma ve dış politikada kontrollü bir esneklik izlenimi yaratma işlevi olarak da yorumlanmaktadır.
Sonuç olarak, Ermenistan “Barış Kavşağı” projesi olarak dile getirdiği bu yaklaşımla hem iç kamuoyu nezdinde bir mesaj verme hem de ABD-AB-İran ekseni arasında dengeli bir diplomasi yürütme çabası olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, Paşinyan’ın Washington’daki toplantıda parafe edilen barış anlaşmasını, iç politikadaki tepkilerden kaçınmak amacıyla 2026’daki parlamento seçimlerinden sonrasına erteleme niyeti de gözlemlenmektedir. Ermenistan’daki 2026 seçimleri Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası anlaşmanın kaderini de belirleyecek gibi görünmektedir. Zira Rusya yalısı bir seçim sonucu bu anlaşmayı tamamen askıya da alabilir.
Güney Kafkasya’da Jeoekonomik Rekabetin Yeni Eksenleri: Trump, Zengezur ve Aras Koridorları
Güney Kafkasya, son yıllarda enerji, ticaret ve ulaşım odaklı yeni jeopolitik yapılanmaların merkezinde yer almaya başlamıştır. Bu bağlamda gündeme gelen üç temel ulaşım hattı — Trump Koridoru (Trump Route for International Peace and Prosperity), Zengezur Koridoru ve Aras Koridoru — bölgesel bağlantısallığın yeniden şekillenmesinde olduğu kadar bölgesel rekabetin de merkezinde konumlanmaktadır. Bu çekişmeli lojistik rotalar, bir yandan bölgede yeni gerilim ve çatışma alanlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabileceği gibi, diğer yandan da Güney Kafkasya’yı uluslararası ticaretin yeni merkezlerinden biri hâline getirme potansiyeline de sahiptir.
- Trump Koridoru
Trump Koridoru, uluslararası iş birliği temelinde, Ermenistan toprakları üzerinden Azerbaycan’ın ana karası ile Nahçıvan arasında ulaşım ve enerji altyapısının entegrasyonunu hedefleyen çok katmanlı bir projedir. Koridorun ana amacı, ABD’nin arabuluculuğunda bölgesel ticaretin canlandırılması, Çin’den Avrupa’ya uzanan Yeni İpek Yolu üzerindeki güzergâhların Türkiye ve Azerbaycan üzerinden Batı pazarlarına bağlanmasıdır.
Bu çerçevede Trump Koridoru, yalnızca bir ulaşım hattı değil, aynı zamanda ABD’nin Orta Koridor üzerindeki jeoekonomik nüfuzunu artırma, bölgesel ekonomik yönelimleri kontrol etme ve Türkiye–Azerbaycan–Avrupa bağlantısında, Türkiye ve Türk Dünyası bağlantısında, İran’ın bölgedeki stratejik konumuna karşı güç dengesi oluşturarak kilit konum elde etme arayışının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
- Zengezur Koridoru
Zengezur Koridoru, Azerbaycan ile Türkiye arasında doğrudan kara ve demiryolu bağlantısı kurmayı hedefleyen stratejik bir projedir. Bu hat, Azerbaycan’ı Ermenistan üzerinden dolayısıyla Türk dünyasını arada hiçbir belirleyici olmadan Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye bağlayarak, Hazar Denizi’nden Akdeniz’e kesintisiz bir ulaşım hattı oluşturmaktadır.
Proje, yalnızca üç ülke arasındaki ekonomik ve lojistik iş birliğini değil, aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) çerçevesinde Türk dünyasının jeopolitik bütünleşmesini destekleyen bir altyapı vizyonu sunmaktadır. Bu yönüyle Zengezur Koridoru, Orta Asya ile Anadolu arasında stratejik bir hat kurma hedefinin en somut adımlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Bu proje Ermenistan ile Azerbaycan barışını, Türkiye-Azerbaycan ve Ermenistan ilişkilerinde arada kontrol sağlayan herhangi bir güç dengesi olamadan geliştirecek bir proje olarak ifade edilmektedir.
Proje bölgesel barışa ciddi katkılar sağlayabileceği gibi Ermenistan’ın da bölgedeki stratejik konumunu güçlendirerek çatışmalardan yorulmuş olan bölgeyi tekrar canlandırıp ekonomik değerlerin taraf devletlerin iş birliği içinde bölge halkının doğrudan ulaşmasını sağlayacaktır. Aradaki düşmanlık atmosferini kaldırıp karşılıklı komşu devletler hukuku içinde bölgedeki barış ve güven atmosferi geliştirecektir. Bu proje Ermenistan’ı ABD, İran ve Rusya bağlamında arada kalmadan bir çıkış yolu sunmakla birlikte Ermenistan’ı bu üç gücün çatışma alanından uzaklaştırarak komşuları ile iyi ilişki zemini içinde kendi kararlarını kendi veren (egemen bir devlet olarak) bölgedeki çatışma kültürünün yok olmasını da katkı sağlayan bir devlet konumuna çekecektir.
- Aras Koridoru: İran’ın Jeoekonomik Karşı Hamlesi
Aras Koridoru ise Azerbaycan’ın Nahçıvan’a İran toprakları üzerinden ulaşımı öngören alternatif bir güzergâh olarak gündeme gelmektedir. Bu hat, Azerbaycan’ı Türkiye’ye Ermenistan’ı devre dışı bırakarak jeostratejik bir alternatif olarak İran tarafından sunulmaktadır. Bu projedeki amaçlardan bazılarını ise şu şekilde özetleyebiliriz. İran’ın Türkiye ve Türk dünyası bağlantısında, Azerbaycan’ın Nahcivan ve AB ile bağlantısında kilit rol oynamaya devam etme isteğinin bir tasavvuru olarak yorumlanabilir.
Ayrıca İran açısından Aras Koridoru, Orta Koridora entegre olma, Yeni İpek Yolu güzergâhında kilit transit ülke konumuna yükselme ve bölgedeki ekonomik hareketlilikten pay alma fırsatı olarak da değerlendirilebilir. Tüm bunlarla birlikte Tahran yönetimi için bu proje ABD’nin Güney Kafkasya’daki nüfuzunu dengeleme, bölgesel enerji-ticaret, lojistik ağlarındaki merkezi rolünü aynı 2. Karabağ savaşı öncesinde olduğu gibi koruma çabaları olarak da ifade edilmektedir.
Sonuç
Trump, Zengezur ve Aras koridorları, Güney Kafkasya’nın yalnızca ulaşım ve ticaret haritasını değil, aynı zamanda bölgesel güç dengelerini ve küresel aktörlerin stratejik yönelimlerini de yeniden tanımlanmasıdır. Bu projeler, bölgenin geleceğinde jeoekonomik iş birliği ile jeopolitik rekabetin iç içe geçtiği çok katmanlı bir düzenin göstergesi niteliğindedir.
Mevcut durumda, Güney Kafkasya’daki koridorlar üzerinde nihai bir mutabakatın sağlandığını söylemek mümkün değildir. Her ne kadar Trump Koridoru aracılığıyla belirli bir “barış atmosferi” oluşmuş gibi görünse de, Erivan yönetimi, ABD, İran ve Rusya’nın bölgede kesişen stratejik çıkarları nedeniyle somut bir adım atmakta zorlanmaktadır. Buna ek olarak, Ermenistan’daki 2026 parlamento seçimlerine ilişkin iç siyasal kaygılar, Erivan’ın karar alma süreçlerini daha da karmaşık bir hale getirmektedir.
Özellikle ABD merkezli özel bir konsorsiyumun, Ermenistan’ın Sünik bölgesinden geçerek Zengezur Koridoru’nun altyapı işletimi ve çevresel düzenlemesini 99 yıllığına kiralaması, (ABD’nin her ne kadar doğrudan güvenlik sorumluluğu üstlenmemiş gibi gösterilse de) ABD’nin bölgedeki uzun vadeli varlık niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Bu durum, Rusya ve İran’ın sert tepkisini beraberinde getirmektedir. Tahran yönetimi, söz konusu projeyi İran’ı Güney Kafkasya’dan tecrit etmeye yönelik bir “kara abluka” stratejisi olarak değerlendirirken; İranlı analistler ise ABD’nin bu girişimini, İran’a karşı yürütülen ekonomik ve siyasi baskı stratejisinin bir tasavvuru olarak yorumlamaktadır. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın Erivan ziyareti sırasında Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, koridorun Ermenistan yasalarına uygun şekilde işletileceği yönündeki güvence açıklaması Pezeşkiyan’ı tatmin etmiş gibi görünmemektedir. Özetlemek gerekirse Erivan yönetiminin, Bakü ile imzalanan ön mutabakatlardan nihai barış anlaşmasına kadar uzanan süreçte bağımsız ve egemen bir devlet olarak hareket alanı oluşturamaması tüm girişimlerin kesin imza aşamasına ulaşmasını engelleyen temel faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kendini 2020 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı ve Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanının Ortak Bildirisi’nin işleyişinde de göstermektedir. Çünkü Ortak bildirinin 9. maddesi “Ermenistan Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında vatandaşların, araçların ve malların serbest geçişini garanti eder. Ulaşım denetimi, Rusya Federal Güvenlik Servisi Sınır Birimi tarafından gerçekleştirilecektir. Tarafların mutabakatıyla, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni Azerbaycan’ın batı bölgeleriyle bağlayan yeni ulaşım hatları inşa edilecektir.” denilerek Zengezur Koridoru’nun hukuki dayanağını ifade edilmiştir. Bu hüküm, Ermenistan’ın egemenlik haklarını ortadan kaldırmadan, Azerbaycan’a transit geçiş serbestisi tanıdığını açıkça ortaya koymaktadır. Burada söz konusu olan, toprak devri değil, uluslararası ulaşımın serbestleştirilmesidir. Keza bu kavramın hukuki temeli, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), GATT Madde V (Freedom of Transit) ve Kıyıya Çıkışı Olmayan Devletlerin Transit Ticareti Konusundaki 1965 New York Sözleşmesi gibi belgelerde yer alan “freedom of transit” ilkesine dayanır. Fakat Ermenistan egemenlik hakkı gibi çeşitli söylemler kullanarak çözüme giden her anlaşmayı bir şekilde tıkamaktadır. Dolayısıyla şimdilik kesin barış anlaşması başta olmak üzere koridor, kavşak gibi tüm projeler retorik düzeyinden ileriye taşınamamaktadır. Ancak, Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik yakında dönemde sergilediği istekli tutumu umutları birazda olsa yükseltmektedir. Örneğin, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye’nin First Lady’lerinin Şanghay İş Birliği Örgütü’nün (ŞİÖ) 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi kapsamında Çin’de birlikte verdikleri fotoğraf, bu umut ışığını güçlendirmektedir.
Ahmet Sağlam / www.saglamahmet.com / 09.10.2025 / Ankara
KAYNAKÇA
- Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı (Erişim: 07.10.2025)
Azerbaycan ve Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanları ile Ermenistan Başbakanı, Beyaz Saray’da basın açıklaması yaptılar, https://president.az/az/articles/view/69570
- Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı (Erişim: 07.10.2025)
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 80. Oturumundaki Konuşması, https://president.az/az/articles/view/70187
- Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanlığı (Erişim: 07.10.2025)
Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı Nikol Paşinyan’ın 80. BM Genel Kurulu Oturumu Konuşması, https://www.primeminister.am/en/foreign-visits/item/2025/09/26/Nikol-Pashinyan-visiting-USA/
- Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanlığı (Erişim: 07.10.2025)
Nikol Paşinyan ve Mesud Pezeşkiyan Ortak Bildiri İmzaladı; İki Ülke Arasında Diğer Belgeler de İmzalandı, https://www.primeminister.am/en/press-release/item/2025/08/19/Nikol-Pashinyan-Masoud-Pezeshkian-19-08/
- Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanlığı (Erişim: 07.10.2025)
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Çin Halk Cumhuriyeti’ne Çalışma Ziyareti, https://www.primeminister.am/en/foreign-visits/item/2025/08/30/Nikol-Pashinyan-visit-to-China/
- Kremli (Erişim: 07.10.2025)
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı ve Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanının Ortak Bildirisi http://kremlin.ru/events/president/news/64384,
- Rusya Dışişleri Bakanlığı, (Erişim: 07.10.2025)
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı ve Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanının Ortak Bildirisi, https://www.mid.ru/ru/maps/am/1446283/
