Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr, özellikle Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki yeni hükümetin kurulmasından sonra, hatta ilk yüz günün sona ermesinin ardından bile Irak’taki iç meseleler konusundaki sessizliğini sürdürdüğü bir dönemde deprem felaketinin yaşandığı Suriye üzerindeki kuşatmanın kaldırılması çağrısında bulundu.
Irak Parlamentosu seçimler için Sadrcıların ve sivil güçlerin emellerine bir darbe teşkil eden yeni bir yasa tasarısını görüşmeye hazırlanırken bu yasaya karşı tavır almak için tüm gözler Sadr’a çevrildi. Ancak kendisi siyasi görevinden emekliliğinin bir ifadesi olarak sessiz kalmaya devam etti.
Bununla birlikte Türkiye’nin güneyini ve Suriye’nin kuzeyini vuran depremin ardından Suriye’deki kuşatmayı kaldırma çağrısı, Irak sahnesindeki dönüşümleri izleyen siyasi gözlemcilere göreonun siyasi arenaya girişinin bir başlangıcı gibi görünüyordu.
Sadr, ‘rejimlere ve hükümetlere yönelik herhangi bir uluslararası ekonomik yaptırımın, sömürge devletinin arzulanan amacına ulaşmada hiçbir şekilde yararlı olmadığını ve olmayacağını’ düşünüyordu.
Sadr, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Suriye halkı salgın hastalıklar, açlık, yoksulluk, terörizm, adaletsizlik ve yakıt, para, gıda yetersizliği sıkıntısı çekiyor” ifadelerini kullandı. On binlerce kişinin ölümüne ve altyapıda büyük hasara neden olan son deprem felaketinden sonra kuşatmanın kaldırılması çağrısında bulunduğu bir zamanda, Sadr şu soruyu yöneltti:
“Bu onlara nasıl bir haksızlıktır? Golan Tepeleri ve İsrail uğruna mı, yoksa halka diz çöktürmek ve tüm mezhepleri ve ırklarıyla sömürgeci Batı’ya boyun eğdirmek için mi?”
Ayrıca tüm uluslara ve halklara Suriye’yi destekleme çağrısında bulunan Sadr sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriye halkı her yönden ölümle karşı karşıyadır. Bu yüzden onları kurtarmak, üzerindeki kuşatmayı tamamen kaldırmak ve haklarını el ele, gurur ve onurla teslim etmek için birlik olmak gerekiyor. Bu, Şiileri, Sünnileri, Kürtleri ile zulme, teröre ve işgale karşı çıkan bir halk olduğu için yaşamı hak eden bir halk. En temel yaşam haklarından mahrum bırakılmış bir halk olduğu için onu ölüme terk edemeyiz.”
Sadr, Twitter mesajında Irak’ın kuzey komşusu Türkiye’den bahsetmezken Suriye’ye yardım çağrısında bulunan tweeti, Irak’ın kara konvoylarına ek olarak yardım konvoylarını havadan ikmal etmesi sırasında geldi.
Ülke içinde olup bitenleri görmezden gelen konumu bağlamında, Suriye üzerindeki kuşatmanın kaldırılması ve bölgeye yardım gönderilmesi çağrısında bulunduğu bir dönemde Irak hükümetinin yanı sıra Haşdi Şabi Güçleri veya insani yardım veya sosyal kuruluşlar gibi diğer Irak oluşumlarının, başta Bağdat tarafından Suriye’nin kuzeyindeki çeşitli depremzede bölgelere yardım ulaştırmak için kurulan hava köprüsü olmak üzere Suriye’ye en büyük bağış kampanyasını başlattığından ise bahsetmedi.
Sadr 2022 yılının ağustos ayında, destekçileri ile silahlı gruplar arasında iki parti arasında yüzlerce ölüm ve yaralanmaya yol açan el-Hadra savaşının ardından siyaseti bıraktığını açıklamıştı. Şii Koordinasyon Çerçevesi Güçleri’nin mevcut Başbakan Muhammed Şiya Sudani tarafından Ekim 2022 sonlarında kurulan hükümete katılmaya yönelik tüm girişimlerini reddederken, Sadr ise desteğini açıklamadı. Kendisine bağlı sivil güçlerin hükümet aleyhine gösteriler düzenlemesine, özellikle doların Irak dinarı karşısında değer kazanmasına rağmen sessizliğini sürdürürken, hareketini bu gösterilere dahil etmedi. Bu, Sadr’ı on binlerce kişinin katıldığı gösterilere kıyasla zayıf bir konumda gösterdi. Ancak Sadr, hareketinin güçlü ve tutarlı kalma yeteneğini kanıtlama çabasıyla ocak ayı boyunca cuma namazını birlikte kılma çağrısında bulundu. Sadr, destekçilerini ölmesi halinde bile bunu sürdürmeye çağırdı. Çağrısı, Bağdat ve diğer Irak vilayetlerinde çok sayıda destekçisi tarafından karşılık buldu.