
Kerkük’ün Yakın Geleceğine Kısa Bir Bakış
Ali BAYATLI- Bağdat
Kerkük vilayeti, son zamanlarda siyasi ve toplumsal gerilimlerin odağında yer alıyor. Vilayetin geleceği, peş peşe yaşanan olaylar ve alınan kararlarla belirsiz bir hâl aldı. Kerkük yerel hükümetinin meşruiyeti, Kürt çevreleri ve bazı Arap grupları tarafından kabul görse de, Türkmenler ve büyük bir Arap kesimi bu meşruiyete şüpheyle yaklaşıyor ve reddediyor. Irak yargısı, hukuki açıdan yerel hükümetin meşru olduğunu kabul ediyor, ancak bu kararlar, Türkmenler ve Araplar gibi diğer tarafların görüşlerini dikkate almıyor. Türkmenler, vilayetin temel unsurlarından biri olarak haklarının görmez gelinmesinden rahatsızdılar.
Irak merkezi hükümeti ise, yasal sürece bağlı bir tarafsızlık görüntüsü sunuyor. Ancak son dönemde alınan kararlar bu durumu sorgulatıyor. Özellikle, merkezi hükümetin Kerkük yerel hükümetine beş bakanlığın yetkilerini devretmesi, yerel hükümeti tam anlamıyla tanıdığını gösteriyor. Bu durum, yargının bağımsızlığına dair ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor: Yargı gerçekten bağımsız mı, yoksa önceden belirlenmiş bir plana mı uygun hareket ediyor? İkinci soru da şu: Neden merkezi hükümet mahkemenin nihai kararlarını beklemedi? Kararları önceden mi biliyor? Yoksa bu kararları etkiliyor ya da kendisi mi yönlendiriyor? Böyle sorular sormak, garip veya beklenmedik değildir çünkü halk, bu tür kararlar hakkında herhangi bir olasılık veya soru düşünmesi, normal ve mümkündür. Bunun sebebi de merkezi hükümetten bu önlemlerle ilgili açık bir açıklama yoktur.
Diğer yandan Irak parlamentosunun kabul ettiği “toprakların iadesi” yasası, Türkmenler ve Araplar arasında ciddi endişelere yol açtı. Aslında akıl sahibi her Iraklıya endişe verdiğini söyleyebiliriz. Çünkü Kürt parlamenterlerin, bu yasanın 300 bin dönüm (Irak ölçülerine göre bir dönüm 2500 metrekaredir) arazinin Kerkük’te Kürtlere iadesini sağladığını açıklamaları, diğer etnik grupların yasaya şüpheyle yaklaşmasına neden oldu. Bu, Kerkük ilinin yüzölçümünün yaklaşık %10’u anlamına gelmektedir ve açıklanan bu rakam dışında gerçek rakamların ne olduğu kimse tarafından bilinmemektedir. Bazı Kürt parlamenterler, bu yasayı “20 yıllık bir rüyanın gerçekleşmesi” olarak tanımladı. Sadece Kerkük’te değil, işin içinde Musul, Diyala, Vasit ve Salabetin de var.
Bunun yanında, İsrail’deki bazı Yahudi Arapların bu yasaya duyduğu memnuniyet, konuyu daha karmaşık bir hâle getiriyor. Bu durum, 1950’lerde Filistin’e göç eden Yahudi Arapların Orta ve Güney Irak’taki topraklarını geri alma iddialarını gündeme taşıyabilir. Arap Yahudilerinin İsrail’de bu yasaya sebepsiz yere teşekkür edip memnuniyetlerini dile getirdiğini boşuna değil.
Yerel sorunların yanı sıra uluslararası baskılar da tabloyu karmaşıklaştırıyor. Bazı açıklamalarda, ABD’nin Irak parlamentosu üzerinde gizli baskılar uyguladığını öne sürüyor. Öte yandan, Suriye sınırındaki güvenlik endişeleri ve Trump’ın ABD başkanlığına yeniden seçilmesi, Irak hükümetinin işini daha da zorlaştırıyor. Çünkü Trump, Irak’taki mevcut yönetime karşı güven vermeyen ve hoş karşılanmayan tutumlarıyla tanınmaktadır.
Kerkük’te yaşananlar, sadece yerel bir sorun değil, aynı zamanda geniş çaplı çıkar çatışmalarının bir yansıması. Halk, alınan kararların sonuçlarından endişe duyarken, bu durumun daha fazla karmaşaya yol açmasından korkuluyor. Ancak umut, adaletin sağlanması ve herkesin hakkını koruyacak bir çözümün bulunmasında. Bu mevcut koşullarda, siyasi çatışmaların yaşanacağı ve kazançlarla kayıpların olacağı kesin. Ancak herkesin tek bir dileği var: kazanan tarafın adil ve hak eden taraf olması. Ne yazık ki, genel manzara bu dileğe dair umut vermemektedir.
Asıl sorun, meselelerin adil, kararlı ve tüm bileşenler, milletler ve hatta azınlıklar arasında hakları eşit, düzgün ve adaletli bir şekilde dağıtacak şekilde çözülmesi ve tamamlanması gerektiğidir. Çünkü yalnızca kanun, anlaşmazlıkların çözümünde yeterli değildir ve kanun, Iraklıların istediği tam adaleti sağlamaya yetmez. Aksi takdirde, kanun yoluyla bütün meselelerin çözülmesi, çoğunluğun diktatörlüğüne dönüşebilir ve geri kalanları dışlayıp ortadan kaldırabilir.