
BİR EYLÜL AKŞAMI
Gülhan Gürbüz
Vakitlerden bir Eylül akşamı.
Toplamış yine hüzünlerini,
Oturmuş yüreğimin başköşesine.
Belli ki uyutmayacak bu gece.
Uzun zaman oldu hayallerimi defnedeli.
İki kürek toprak atıp gittin üzerine.
Muradım bende kaldı, dermanım sende.
Kurudu pınarlarım, soldu renkleri sevinçlerin.
Bir acı yel esip geçti yüreğimden,
Sanki gazel gazel döküldü yapraklarım.
Her birinin dilinde senin adın.
Bilmem, çınladı mı kulakların.
Gündüz hayalimde, gece düşlerimdesin.
Dilerim, yüreğine hazan rüzgârları değmesin.
Kim bilir şimdi sen sevdanın hangi mevsimindesin?
Belki de bir başka hayalin peşindesin.
Beni soracak olursan, iyiyim.
Hala bıraktığın gibiyim.
Biraz deli dolu, çokça kırık dökük…
Kendi kanatlarıyla uçmaya çalışan,
Bekleyeni olmayan göçmen kuşlar gibiyim.
Vakitli vakitsiz çöken,
Bir hüzün var üzerimde bu aralar, anlam veremediğim.
Belki mevsimdendir bu halim,
Belki de sensizlikten.
Gittiğin yerlere benden selam götür.
Gelmek istedi, gelemedi de.
Geri dönemezsen, bir haber uçur.
Kavlimiz birdir, sözünü unutmadı de.
Ben aklına düşersem günün birinde
Bir şiir oku yüreğinden kopan
Ya da bir türkü söyle ikimiz için inceden inceden
Duyarım ben…
Saymadım kaç hazan geçti üzerinden,
Bizim için çok geç olduğunu bile bile,
Belki dönersin diye beklediğim.
Biliyorum; sensiz geçecek ömrüm, Gelmeyeceksin…
Ah yâr!
Zemheride kalmış yüreğe neylesin hazan?
Ne farkeder artık,
Buralara ne zaman gelir bahar?
Gözlerinde kaldı o nevbahar.
Halim yok uzun uzun anlatmaya,
Ben Eylül diyeyim,
Sen yüreğimdeki kederi anla…
***