KERKÜK VE NEFİ DEMİRCİ
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Kerkük çıkışlı haber ve yayınlar beni hep ilgilendiriyor. Bugüne kadar, uzun veya kısa bölümler halinde 650 ayrı yazımda, Kerkük’ten Türkmen kardeşlerimizden ve Kerkük çıkışlı yayınlardan, şair ve yazarlardan söz ettiğimi dikkate alırsak, bu rakamın oluşmasındaki büyük payın, Kerkük ve Türkmenlerin Türkiye’deki birkaç temsilcisinden birisi olarak gördüğüm Şemsettin Küzeci dostumun ismini kaydemeliyim, ifade etmeliyim.
Sönmeyen At_Eş, Dinmeyen Hasret: Kerkük
Bu ara başlığımız bir kitabın adı: Sönemeyen Ateş, Dinmeyen Hasret Kerkük. Nefi Demirci imzasıyla, Türkmeneli İnsan Hakları Derneği Yayınlarının 2ncisi olarak 512 sayfayla 2006 yılı başında İstanbul’da Günyüzü görmüş.
Sayın Demirci’nin bir önsözü var uzunca kaleme alınmış. Bir yerinde;
“Yazılarımızın bir bölümünün bir kitapta toplanmasının amacı, mütevazı kütüphanemizde bulunan yarın bizden sonra, bu konularda araştırma ve Türkmenlerin siyasi tarihini, teşkilatlanmadaki durumlarını, Türkiye’nin 1990 yılından bu yana siyasi etkisinin sonucunu değerlendirenlere, yazanlara katkıda bulunmak” deniyor.
İçindekilerden
Kerkük davasının temelindeki gerçeklerin dile getirildiği onlarca yazı, yorum. Dikkat çekme şeklindeki bu değerlendirmeler, Nefi Demirci ismini, imzasının ciddiyetini ortaya koymakta. İçindekiler bölümünden bazı başlıklarla bu gerçeklerin genel görüntüsüyle karşılaşmamız mümkün efendim. Buyurun:
Bitmeyen dram, bitmeyen gözyaşı, Irak Türkleri güvenlik istiyor, Kerkük katliam eşiğinde, Kerkük’te Türklerin ıstırabı, Kerkük’ün çilesi, Babaya açık mektup, Türkmen kuruluşları, Kerkük’te son durum, Gönül dostlarıma arzuhalimdir. Kerkük Kürt toprağı mı?, Türkiye’nin Irak politikası, Türkmenlerin politikası var mı? Vd.
Yukarıya aldığımız birkaç başlıktan da anlıyoruz ki, Kerkük, Türkmenlerin genel durumları sıklıkla ve süreklilik içinde hep dile getirilmiş. Bunlardan kimler, ne ölçü de yararlanmış belli değil. Gönül isterdi ki, yol göstericiliği bulunan Nefi Demirci imzasından, ortaya koyduklarından yararlanılsın, sorunların üzerine cesaretle gidilsin…
Sonra Sırasıyla
Sönmeyen ateş, dinmeyen hasret: Kerkük, adlı kitabın sunuş imzası Şemsettin Küzeci’nin. Nefi Demirci’yi anlatan, tanıtan bir anlatımla söze başlamış Sayın Küzeci. Kerkük ağırlıklı mısralardan oluşan şiirleriyle karşımıza çıkılıyor burada. Son bölüm olarak karşımıza çıkan, sayfaya aktarılan şiirin ilk dörtlüğü şöyle:
Türkçülük ülküsüyle yürüyenlere,
Tutsak illerini arayanlara,
Türkçülüğü cihanda koruyanlara,
Çamur atan, dil uzatan er midir?
Evet, bir değerlendirme, bir soru var burada. Hem de koskocaman bir soru. Değişik dergilerde, yayın organlarında yayınlanan Nefi Demirci imzalı yazıların bir araya getirildiği kitabın arka kapağına bakıyoruz. Burada Sayın Nefi Demirci’yle ilgili bazı bilgiler yer alıyor. Biraç cümleyle aktaralım efendim:
Nefi Demirci
1934 yılında Kerkük Çay mahallesinde doğdu. 1960 yılında Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Değişik sağlık kuruluşlarında çalıştı. 1996 yılında emekli oldu. Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin Genel Başkanlığını yaptı. Konferans, seminerlere katıldı, bildiriler sundu. 1976 yılında “Mum Kimin Yanan Kerkük” adlı kitabını yayınladı. Ondan sonra değişik kitapları günyüzü gördü.
1997-1999 yılları arasında “Kerkük Dergisi”nin yayınladı. Değişik gazete ve dergilerde 200’ün üzerinde makalesi yayınlanan Nefi Demirci, Türkmeneli İnsan Hakları Derneği’nin kurucu genel başkanıdır.
Kerkük’ün Sönmez Ateşi;
İzzettin Kerkük Armağanı
Şu Şemsettin Küzeci olmasa, Irak’tan Kerkük’ten, Türkmen kardeşlerimizden haber almayacağız neredeyse. İyi ki bu Küzeci kardeşimiz var da dergilerden, kitaplardan, gazetelerden diğer haber araçlarından haberdar oluyoruz. Teşekkürler Şemsettin Küzeci. Ömrün uzun ve sağlıklı olsun.
İzzettin Kerkük Armağanı
Bir kitap. Tam adı: Kerkük’ün Sönmez Ateşi: İzzettin Kerkük Armağanı. Suphi Saatçi ve Mehmet Tütüncü’nün ortaklaşa hazırladıkları bu kitap 2005 yılında okurlarıyla buluşmuş, buluşturulmuş.
Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği genel merkezi yayınlarının 9ncusu olarak İstanbul’da 272 sayfayla yayınlanmış. Bugüne kadar yazdığım, irili- ufaklı, Irak, Türkmenler, Kerkük çıkışlı 650 yazımdan birisiyle, bu satırlarla sizlerle yeniden birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum efendim.
Anılan derneğin genel merkezi imzalı iki sayfalık bir sunuş var. Bu sunuşun bir yerinde “Elinizdeki kitap, ömrünü Irak Türklüğü davasına adamış ve bütün varlığını bu dava uğruna vakfetmiş bir Türkmen aksakalını tanıtmak üzere hazırlanmıştır.” Deniyor. Bu sunuşun giriş cümleleri efendim.
Bu aksakal kelimesini çok beğeniyorum. Azerbaycan’da bu kelime sıklıkla kullanılıyor. Tecrübeli, üstad, danışılan anlamına geliyor. İzzettin Kerkük hocamızın da bunlardan birisi olduğum anlıyoruz ki, sevgi ve saygılarımızı sunarak, huzurunda minnetle eğiliyoruz efendim.
Şöyle bir bakıyoruz
Kitabın sayfalarına doğru şöyle bir bakıyoruz. İzzettin Kerkük Hocayla ilgili bir çok isim ve imzanın yazıları-makaleleri var. Bunlar arasında, Kemal Çapraz, Nesrin Erbil, Fahri Ersavaş, İsmet Hürmüzlü, Ayhan İnal, Abdurrahman Kızılay, Salah Nevres, Suphi Saatçi, Mehmet Tütüncü imzaları bazıları olarak görülüyor efendim.
Kitabın ikinci bölümü olarak kabul edebileceğimiz, İzzettin Kerkük makaleleri geliyor karşımıza, çıkıyor karşımıza. Bu makale başlıklarından bazıları da şöyle sıralanmakta:
Irak Türkleri hakkında, Kerkük katliamının 4. yıl dönümü, Irak Türklerinin eğitim ve öğretim sorunları, 12 yaşındaki Emel’i bile şehit ettiler. Kerkük üzerine oynanan oyunlar vd.
Devam Ediyoruz…
Kitap içindeki gezintimiz devam ediyor. Suphi Saatçi imzalı, İzzettin Kerkük biyografi ve kimliği veriliyor. Hocanın 1929 yılında Kerkük Musalla semtinde dünyaya geldiğini öğreniyoruz. Türk haberler Ajansında çalıştı, Gazetecilik Enstitüsünde okudu. Bütün enerjisini Irak Türkmenleri üzerine harcadı. 1957 yılında Türk vatandaşlığına geçti. 14 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı’yla ilgili haberleri, Türk basınına ilk ulaştıran insan olma özelliğini taşıyan İzzettin Kerkük’ün yayınlanmış pek çok kitabı bulunuyor. Sönmez Ateş imzasıyla da yüzlerce haber ve makaleye imza koyan İzzettin Kerkük ismi ve imzası bir meş’ale olmaya devam etmektedir.
Kitabın 98nci sayfasında yer alan, dostum, kardeşim ve Anadolu’nun gür sesi, usta Şair Ayhan İnal’ın “İzzettin Kerkük” başlıklı dörtlüğüne kulak verelim birlikte buyurun:
Kerküklü Türklerin koca çınarı
Vatan sevgisinin kudret pınarı
“Kardaşlık” yolunda İzzettin Kerkük,
Yaşamakta sekseninci baharı.
Ayhan İnal dostumun, kardeşimin mısralarındaki anlatım ne kadar geniş manalar ifade diyor, İzzettin Kerkük hocamızı nasıl detaylı anlatıyor değimli?