“Orta Asya Devlet Başkanları 7. İstişare Toplantısı” Üzerine Küresel Ve Bölgesel Değerlendirme
Ahmet Sağlam*
Orta Asya Devlet Başkanları 7. İstişare Toplantısı, Özbekistan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliği yaptığı Taşkent’teki zirveye, Kırgızistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Türkmenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov, Tacikistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev katıldı.
Zirvenin en önemli gelişmelerinden biri, Azerbaycan’ın Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısına tam üye olarak kabul edilmesi oldu. Bu karara ilişkin açıklama yapan Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, “kardeş Azerbaycan’ın istişare mekanizmasına güçlü bir ivme kazandıracağını, ticaret-ekonomi, yatırım, kültür ile insani alanlarda iş birliğini genişleteceğini” belirtti. Ayrıca Azerbaycan’ın Orta Asya ile Güney Kafkasya arasında güçlü bir köprü kurduğunu da ifade ederek, bölgedeki stratejik bağların ve istikrarın bu katılımla daha da güçleneceğini ifade etti. Aynı şekilde zirveye katılan tüm devlet başkanları Azerbaycan’ın katılımıyla ilgili duydukları memnuniyetlerini dile getirdi.
Azerbaycan’ın tam üyeliği, Orta Asya ile Avrupa arasında kurulan yeni ticaret koridorları açısından da kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Böylece Orta Asya devletleri, istişare mekanizmasının sağladığı daha hızlı karar alma kabiliyeti sayesinde iş birliği alanlarında somut ilerlemeler kaydetme potansiyelini güçlendirmiş oldu.
Zirvede konuşan Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tokayev de bölgeye artan uluslararası ilgiye dikkat çekmiş, “Kapalı sınırlar ve izolasyon dönemi geride kaldı” diyerek, ortak çabalarla sağlanan bölgesel dayanışmanın Orta Asya’ya geniş bir gelişim ve uluslararası iş birliği ufku açtığını ifade etmiştir. Tokayev, bölge içi ticaretin geliştiğini, ortak girişimlerin arttığını, sanayi, enerji, makine mühendisliği ve tarım gibi alanlarda büyük projelerin uygulandığını belirtmiştir. Tokayev, ticaret engellerinin kademeli olarak kaldırıldığını, kara ve demiryolu bağlantılarının genişlediğini söyleyerek, Orta Asya’nın Avrasya’nın kilit transit merkezi olma fırsatına sahip olduğunu, ancak bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için koordineli adımların atılması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca sınır geçişlerinde bürokrasinin azaltılması, elektronik yük takip sistemi ve ortak bir ulaştırma stratejisinin önemine de dikkat çekmiştir.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Orta Asya devletleri arasındaki toprak konularının çözüme kavuştuğunu, sınır geçişlerinin açıldığını, su ve enerji alanlarında karşılıklı yarara dayalı iş birliği oluşturulduğunu ifade etmiştir. Ulaşım bağlantılarının yeniden tesis edildiğini, ticaret, yatırım ve insani temaslar için elverişli bir ortam oluşturulduğunu belirterek, bölgedeki bu olumlu atmosferin kurumsallaştırılması gerektiğine dikkat çekmiştir. Bu kapsamda Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantıları Tüzüğü’nün geliştirilmesini, dönüşümlü esas alınarak çalışacak bir Sekretarya kurulmasını ve ulusal koordinatörlerin statüsünün Cumhurbaşkanlarının Özel Temsilcileri seviyesine yükseltilmesini önermiştir.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ise konuşmasında, son yıllarda Orta Asya’da geliştirilen kara ve demir yollarına dikkat çekmiş; taşımacılığın kolaylaştırılması amacıyla gümrük verisi paylaşımı ve izin belgelerinin “tek pencere” sistemiyle düzenlenmesini sağlayacak ortak bir elektronik platform olan “Dijital Transit Koridoru”nun geliştirilmesini önermiştir.
Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısını 2026 yılında dönem başkanlığını devralacak Türkmenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov ise “Türkmenistan olarak Orta Asya’daki birliğimizi, dayanışmamızı ve ekonomik ortaklığımızı güçlendirerek, bölgemizin büyük yabancı yatırımlar için cazibesini artırmak ve enerji, ulaştırma, iletişim ve diğer sektörlerde büyük ölçekli uluslararası projeleri hayata geçirmek için tüm çabayı göstereceğiz,” diyerek Türkmenistan’ın dönem başkanlığında oluşturulacak yol haritasını özetlenmiştir.
Tacikistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ise konuşmasında Orta Asya’nın gelişimi için “Dostluk, İyi Komşuluk ve İş Birliği Anlaşmasının imzalanmasını hatırlatarak, bu belgenin tarafların eşit ortaklık, karşılıklı saygı ve güven ilkelerine dayandığını vurgulanmıştır. İmamali Rahman ayrıca “iyi komşuluk ilişkilerini güçlendirmek ve turizm ile spor alanlarındaki iş birliğini genişletmek için büyük fırsatların bulunduğunu hatırlatarak, bölgenin itibarını ve etkisini artırmak amacıyla zengin kültürel ve tarihî mirasın geniş ölçüde kullanılmasının gerekliliğini ifade etmiştir.
Özet olarak tüm devlet başkanları konuşmalarında bölgenin geleceğini şekillendirmek için siyasi birlik, güvenlik iş birliği ve ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesi gerektiği yönünde ortak açıklamalarda bulunmuşlardır. Orta Asya’nın geleceği için ulaşım-lojistik ağlarının genişletilmesi, ticaretin serbestleşmesi, dijitalleşme ve yapay zekâ iş birliği gibi kalkınma odaklı ortak adımların atılması gerektiğinin de altını çizmişlerdir. Ayrıca Orta Asya liderleri barışçıl diplomasi, kültürel yakınlık ve ortak miras temelinde istikrarlı, bağlantılı ve müreffeh bir Orta Asya oluşturma hedefinde birleştiklerini de ifade etmişlerdir.
Sonuç olarak zirve ve çıktıları değerlendirildiğinde, SSCB’nin dağılmasıyla Orta Asya devletlerine miras kalan pek çok sorunun artık Orta Asya devletlerinin kurdukları veya dahil oldukları çeşitli istişare mekanizmaları içinde çözüme kavuşturdukları görülmektedir.
Sovyet döneminde Rusya’nın diplomatik merkezi konumu nedeniyle Orta Asya devletlerinin birbirleriyle değil de Rusya ile ilişkilerini önceleyen bir ilişki mekanizması kuruduğu görülmektedir. Bu durumun bir sonucu olarak da SSCB dağıldıktan sonra bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya devletleri arasındaki ilişkilerin zayıf kalmasına neden olduğu gözlemlenmektedir. Bu nedenle SSCB dağıldıktan sonra bölgesel sorunların çözümünde Rusya’nın arabulucu rolü devam etmiş ve Orta Asya Rusya’nın arka mahallesi gibi değerlendirilmiştir. Bu durumun da bir sonucu olarak bölge devletlerinin arasındaki ilişkilerin Rusya’nın bölgedeki çıkarları doğrultusunda biçimlenerek; bölgedeki dostlukların, düşmanlıkların, ekonomik ve kültürel ilişkilerin Rusya’nın bakış açısına göre şekillendiği görülmektedir.
Örneğin Rusya’nın Orta Asya’da ve Güney Kafkasya’da çizdiği bu çerçeveyi Ermenistan Başbakanı Paşinyan bir konuşmasında şu şekilde ifade etmiştir: “Ermenilerin, Türkler ve Azerbaycanlılar arasındaki köklü düşmanlığı Sovyet dönemi propagandası ve KGB’nin etkisiyle şekillenmiştir. Biz ‘Azerbaycan’a nasıl güvenelim?’ dediğimizde, onlar da Ermeniler için aynısını söylüyor. Bu KGB ajanlarının şekillendirdiği dünya görüşüdür ve bu görüşten bir an önce kurtulmamız gerekiyor” diyerek bölgedeki sorunların temeline dikkat çekmiştir.
Özetle 16.11.2025 tarihinde gerçekleştirilen Orta Asya Devlet Başkanları 7. İstişare Toplantısı olmak üzere Orta Asya devletleri, sadece bu yıl içerisinde birçok uluslararası toplantıya ya ev sahipliği yapmış ya da katılmıştır. Bu da Orta Asya devletlerine artan ilginin en somut göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu toplantıların bölgede yeni ekonomik ve kültürel gelişmelere de zemin hazırladığı görülmektedir. Ve fakat Orta Asya devletlerine Çin’in, ABD’nin, AB’nin artan ilgilisi riskleri de beraberinde getirmektedir. Örneğin özellikle nadir toprak elementler başta olmak üzere bölgenin yer altı ve yer üstü ekonomik değerlerine ilgi gösteren bu büyük güçler bölge içinde bir güçler arası mücadeleyi de beraberinde getirebilir. Bu durumun bir sonucu olarak da Orta Asya devletleri farklı güç dengelerinin Orta Asya’daki çıkar çatışmalarının merkezi konumuna çekilebilir. Bu mücadelelere Rusya’nın da dahil olması bölgede sıcak çatışmaları da beraberinde getirebilir. Tüm bunlarla birlikte bölgenin ekonomik ve kültürel açıdan sömürülmesine de neden olabilir. Bu kapsamda Orta Asya devletlerinin bölgedeki güç dengelerini milli ve manevi çıkarları doğrultusunda dengede tutmaları elzemdir. Bu bağlamda söz konusu zirve de Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in önerdiği Nadir Toprak Elementleri Bölgesel Araştırma Merkezi’nin Astana’da kurulması önerisi önemli olup, bu kapsamda bölgedeki Nadir Toprak Elementleri Orta Asya devletlerine teknoloji transferi sağlayacak şekilde, bölgeye ekonomik değer kazandıracak bir yöntemle Orta Asya devletlerinin çıkarları doğrultusunda kurumsal bir şekilde korunması açısından önem arz etmektedir.
* Ankara / 17.11.2025 / www.saglamahmet.com
