15 Temmuz Darbe Girişimi ve Etkisi
Murat Gedik
15 Temmuz günü Türk milleti büyük bir felaketle karşı karşıya kalmış ve çok şükür bu felaketi bertaraf etmiştir. Darbeyi bertaraf etme mücadelesinde yüzlerce insanımız şehit oldu, mekânları Cennettir inşallah.
Yıllarca Devlet kurumlarına sızmaya teşebbüs eden FETÖ mensupları maalesef Türk Ordusuna kadar girdiler. 12 Eylül 1980 darbesiyle bu yapıya açılan kapılar son 15 yılda aralıksız olarak açılmış ve maalesef hükümetle yapmış olduğu gizli ortaklıkla had safhaya ulaşmıştı. Hükümet geçte olsa bunları keşfetmiş ve araya mesafe koymaya başlamıştı, maalesef atı alan Üsküdar’ı geçmişti bile. O kadar cesaretlenmişlerdiler ki adamlar darbe adı altında terör saldırısına geçtiler. Çok şükür darbe engellenmiş olup büyük bir beladan asil milletimiz kurtulmuş oldu. Gazi´nin Meclisi işgal güçleri tarafından bombalanamamışken bu terör yapısı bombalamıştır.
Türk Devletine var olan güvencemiz tamdır. Olağan Üstü Hal (OHAL) ilan edilmiştir ve gereken temizlik mutlaka yapılacaktır. Siyasi iradeyi elinde bulunduranlar sadece FETÖ´yü değil, var olan bütün terör yapılarını (PKK, DHKP-C, IŞİD vs) bitirmelidir. Fırsat bu fırsattır diyerek toplu imha lazımdır.
Darbe konusunda dikkat edilmesi gerekli olan konulardan biri Türk Ordusunu rencide etmekten kaçmaktır. Peygamber Ocağı diye adlandırdığımız ve Motun´un (Mete Han) emaneti olan bu kutlu yapıya sahip çıkmamız gerekmektedir. Türk Ordusu Türk Varlığının Hz. Allah´tan sonra yegâne koruyucusudur. Sızmalara gelince sayın Dr. Devlet Bahçeli´nin buyurmuş olduğu gibi: ”Şerefsizden asker olmaz, olana da asker denmez.”
Avrupa´da yaşayan insanımızın Türkiye ile var olan bağlantısı çok doğaldır. Hollanda´da yaşayan Türk insanının neredeyse tamamı 15 Temmuz terör eylemine karşı durmuş ve sesini bu yönde duyurmuştur. Avrupa Türklüğü hiçbir darbeyi benimsemeyeceğini adeta haykırmıştır. Hollanda´da yaşayan insanımız maalesef yine Hollanda basını ve siyasileri tarafından rencide edilmek ve ötekileştirilmek istenmiştir. En ufak konular bile abartılmış ve kamuoyunda Türk imajı bilerek zedelendirilmek istenmiştir. Rotterdam Başkonsolosluğu önünde hafiften yuhalanan basın mensupları olayı o kadar abartmışlar ki zannedersiniz fiziki saldırıya uğramışlar. Hoş olmayan bu yuhalama olayını yapanlar ise duygularına hâkim olamayan birkaç genç, organize olmuş bir grup bile değil.
Üzülerek belirtiyorum ki şu ana kadar Hollanda basını ve siyasileri hiçbir zaman terör konularında Türkiye´nin ya da Türk insanının yanında yer almamıştır, PKK olayları en iyi örnektir. Onun için 15 Temmuz terör/darbe konusunda da tarafsızlığını göstermesini beklemek hayalden başka bir şey değildir. Yine de bu konuda iyimser davranıp doğru olanları Hollanda kamuoyuna anlatmak her Türkün görevidir. Fakat elbette hakkımızdır IŞİD gibi terör örgütlerine Hollanda basını ve siyasileri nasıl yaklaşıyorlarsa söz konusu Türkiye olduğunda o yaklaşımı beklemek.
Bazı duyumlar ve haberlerden öğrenmekteyiz ki bu darbe teşebbüsünden sonra Hollanda´da şahıslar tehdit edilmişler, kurumlar saldırılara uğramışlar. Bu tür yaklaşımlar çok yanlış ve Türk toplumuna büyük zararlar vermektedir. Bu tür yaklaşımlar kabul göremez. Demokrasinin ve hukukun vermiş olduğu haklar değerlendirilip her türlü kanundışı yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Bu tehditlerin ve saldırıların da şahsi girişimler yani organizeli girişimler olmadığı bilinmektedir ve bir daha olmaması temennisi dileklerimiz sonsuzdur. Bu tür girişimler toplumumuza zarar vermekten başka bir şey değildir. Hollanda toplumunu huzursuz etmek kimsenin hakkı değildir. 15 Temmuz girişimini lanetlemek her Türk için doğal bir yaklaşımdır, fakat şiddet asla olmamalıdır.
Bu arada 15 Temmuz darbe girişimi esnasında birileri durun hele önümüzü bir görelim derken tavrını açıkça beyan eden, bu kahpece girişimin karşısında dikilen Ülkücü Hareket´in Lideri sayın Dr. Devlet Bahçeli´ye bir teşekkürü borç bilirim. Çünkü o darbe girişiminin kırılma noktası olmuş, devletin ve milletin yanında durup “Milli İradeye” destek vermeseydi bugün hangi durumda olacağımızı düşünmek bile istemiyorum. Gerçi o zamanında başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere herkesi darbe girişimcileri hakkında uyarmıştı, tabi önyargılı tepkiler belliydi.
Bir daha Türk Devletinde gayrı millilerin sızmaları olmaması dileğiyle tekrar geçmiş olsun Türk milleti.
Son söz: ”Darbe ile ihtilal farkını halen bilemeyenler lütfen Kürşad İhtilalini bir. Hem ecdadı tanıralr hem de ihtilal neymiş öğrenirler.”