Deneme:
Yazmak Rahatlamaktır
Esra Köprülü*
Bir gün size bir mucize ve umut doğacak ve o mucize ve umut sayesinde içini daraltan olabilmesi ihtimal olan şeyleri yapamayacakmışsın gibi gösteren korkulardan, sıkıntılardan kurtulabilirsin deseler inanmazsınız değil mi, nasıl öyle bir şey olur mutluluğu kim kaybetmiş de ben bulayım diye sorular geçer aklımızdan değil mi? inanmamamızın sebebi mucizelerin bizi bulamayacağına kendimizi kandırmış olmamızdan dolayıdır bize göre bizi her zaman sıkıntı bulur, mutluluk bulacaksa bile çok uğraşlar sonucunda olur diye düşünmemizdendir. Ama insan bazen mucizelere inanması gerekliymiş ben bunu anladım çok inanmasan bile ufak bir kapı aralığı bırakmalısın mucizelere, umutlara çünkü mucizeler ansızın gelir kapı aralığın açıksa hemen içeri girer. Eğer kapalıysa işte o biraz sorun çünkü kapıların kapanması demek senin artık mucizelere ve umutlara inanmadığın sana uygun görülen senin için biçilmiş hayatı ses çıkarmadan mutsuz olsan bile yaşayacaksın anlamına gelir.
Mucizeler ansızın gelir kapı kapalı olduğu zaman hafif bir tıklatır sen duymazsan o kapı tıkırtısını sessizce çekip gider. Neden hafif tıklatır derseniz çünkü o mucize senin için geldi senin yaşam mücadeleni ve isteklerini bilerek onun için ne kadar çaba gösterdiğinizi bilerek ve gözlemleyerek geldi. Yüksek sesle haykırarak gelse kapıyı çalsa ve dese “ben mucizeyim bu sorununa çare olmaya, derman olmaya geldim” dese sen ona yetişemeden birileri onu alıp götürür sende onun arkasından bakarak ne olduğunu anlamadan el sallarsın. Mucize ve umutlar kalbinde taşıdığın gelmesini çok istediğin ve her an gelecekmiş gibi hissettiğin misafirlerin gibidir.
Bir misafirin her an geleceğine kendimizi hazırlıklı tutarsak o nasıl olur her zaman evimizi düzenli tutarız, evimizde her şeyin eksiksiz olmasını isteriz geldiğinde mahcup olmamak için evin temizliğine dikkat ederiz. O yüzden mucizelerin gelişine tıpkı her an gelebilen bir misafirmiş gibi bakıp beklemeliyiz kalbimizi temiz tutmalıyız nasıl temiz tutmalıyız? Gelip geçici hayallerin asıl olan hedefimizin önüne geçip gölge oluşturup onun önemini azaltmasına izin vermemeliyiz her daim onu baş köşede muhafaza etmeliyiz bir laf vardır bilmem bilir misiniz “misafir, misafirden hoşlanmaz” çünkü ikisiyle ilgilenip ikisinin de isteklerini yerine getirmek zor ve imkansızdır. Çünkü ister istemez birinin isteklerini yerine getirilirken diğerinin isteklerinin aksatabilir ve onu üzebiliriz şöyle de diyebilir size ben bunun beni ne kadar çok istediğini, el üstünde tutacağını bilerek geldim şimdi ise o beni başka durumlar ve zevkler için aksatıyor.
Geçici durum ve heveslerin hayallerimizin ve hedeflerimizin önüne geçirmesine izin vermeyelim. Çünkü o geçici hevesler her zaman karşına çıkar hayatının her anında yapabilirsin ama hayallerini gerçekleştirme fırsatı bir kere karşına çıkar ve onu gerektiği gibi yapmazsan bu pişmanlık insanın peşini bırakmaz. Burada fark ettiniz mi bilmem ama ben çok iyi fark ettim mucizelere karşı kapımızı aralıklı bırakmak ya da kapatmak kendi elimizde…[1]
O yüzden hayallerimizi ve hedeflerimizi iyi belirleyip ve onun için çalışmalıyız. Başka heveslerin ve zevklerin ayrıca başka insanların hedeflerimize gölge oluşturmasına izin vermemeliyiz. Çünkü her insan senin iyiliğin için o şeyi yapmanı engellemez, bazıları kıskandıkları için, bazıları senin bunu yaptığın da ondan daha fazla ön planda olacağını bileceği için senin yapmaman senin iyiliğin için daha iyi olur ayakları yaparak seni yolundan döndürmeye çalışır, eğer sende biraz kararsızlık, tereddüt etme, yaptığı şeylerden pişman olma özelliği varsa sen onun için ava yakalanmış bir balıktan bile daha kolaysın çünkü böyle özelliklere sahip insanları ikna etmek kolaydır.
Bazı çeşit insanlar vardır onlar sana bazı şeyleri yapamayacakmışsın çok zormuş gibi gösterirler halbuki o zorluk onlar içindir senin için değildir. Her insanın yeteneği, gücü, azmi farklıdır onun yapamadığı ya da deneyip başaramadığı işleri sen yapıp başarabilirsin. O yapamadı diye sende yapamazsın diye bir şey yok o yüzden her insanın seni eleştirmesine, senin düşüncelerini etkilemesine izin verme. Dikkat et çevrendeki insanlara senin iyiliğini isteyenler olduğu kadar düşmeni dört gözle bekleyen ve bunun için çabalayan insanlar da vardır. (14.05.2024)
Benim de hayatımda senin iyiliğin için böyle yapmasan daha iyi olur söyleyenler oldu. Bazılarına gerçekten belki yapmamam daha iyidir söyleyip düşüncelerine önem verdim ve kararları doğrultusunda hareket ettim ama sonunda hep pişman oldum keşke yapsaydım dedim. Bir şeyin sonunda keşke yapsaydım demişsen demek ki o şeyi yapmanı engelleyen kişiler o şeyi senin iyiliğin için değil senin öne çıkmanı, gözünün açılmasını engelledikleri içindir.
Engelleyicileri sadece arkadaşlar ve dış çevre olarak sınırlandırmamalıyız bazen ailemizden bir fert ya da fertler de olabilir. O yüzden bir hedefi gerçekleştirmek isterken onu iyice düşünüp ve araştırmalıyız. Önümüze gelecek tüm engelleri aşacak şekilde hâkim olmalıyız çünkü ‘’insanlar sana sen kendine ne kadar inanıyorsan, o kadar inanacaklar’’. Sen kararlıysan yaparım diyorsan, etrafındaki negatif düşünceli insanları da susturup kendine inandırırsın. İnsanlar konuşur, yargılar önemli olan onların dedikleri değil aynaya bakarken ne gördüğündür. (21.05.2024)
[1](08.05.2024/Çarşamba Ankara’dan döndüğüm gün, gece yarısı saat 11 civarları yurdun odasından dışarıyı seyrediyordum yurdumun penceresi yeşillik alan doğaya baktığı için orayı seyretmeyi çok seviyorum yapacak bir şeyim yoktu telefonum bozuk kafamı da dağıtmaya ihtiyacım var, aldım elime klavyeyi yazmaya başladım. Başka konu üzerine yazarken ortaya bambaşka konu çıktı. Yazdım, yazdım, yazdım öyle bir rahatladım ki bunu hiçbir psikolog bile başaramazdı o gün dedim iyi ki hoca beni yazıya döndürdü. Bugüne küçük bir not olsun)
*ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi, Türk dili ve edebiyatı/ Yeni Türk Dili alanı, yüksek lisans öğrencisi.