Vefatının 7. Yılında Kerküklü Şair ve İşadamı
Sami Yusuf Tütüncü
Dr. Şemsettin Küzeci
Kerkük aşığı, şair, edebiyatçı ve işadamı Sami Yusuf Tütüncü, mütevazı Türkmen bir ailesinin çocuğu olarak 1957 yılında Kerkük Piryadi mahallesinde doğdu. Henüz iki yaşındayken Kerkük Katliamı yaşadığı topraklarda patlak verdi. Katliamın birinci gününde yaşadığı evin dört merdiveninden düşerek bir ayağı kırıldı. Katliam nedeniyle doktoralara zamanında olaştırılmayan Tütüncü, sakat kalarak bir ayağı ömür boyu felç oldu. Ailesinin yardımı, arkadaşlarının desteği ve teşvikiyle ilkokula Musalla mektebinde başladı. İlkokulu son sınıfa kadar tamamladı. Ailesinin yaşadığı değişik sıkıntılar yüzünden ilkokul sonrası okuyamadı.
Sami Tütüncü, Kerkük Şehitleri köprüsünün başında bulunan babasının dükkânında işe başlar. Babası bir araba kazası sonucu vefat edince, dükkânın işi kendisisine kalır. Arkalarında gözü yaşlı asil bir anne, kardeşleri İbrahim ve Cezmi birlikte gece gündüz çalışarak, güler yüzlü, tatlı sözü, üstün zekâsı ve alçak gönüllülüğüyle müşterilerinin sevgisini kazanarak hem ailesinin geçimini sağladı hem de Kerkük’ün önde gelen Türkmen işadamlarından biri oldu. Tütüncü, evli olup; Yusuf, Ülkem, Özlem ve Yurdal adında 4 çocuk babasıydı.
Gençliğinden beri milli duygular içerisinde hareket eden Tütüncü, Şehit Rüştü Muhtaroğlu, Halit Şengül, Muazzam Kasapoğlu, Erşat Salihi, Sadun Köprülü, Kasım Kazancı, Necmettin Kasap ve diğer mücadeleci arkadaşları ile birlikte Kerkük Kurtuluş için milli teşkilatlarda yer almıştır. Teşkilatların lojistik destekçisi olarak bilinmekteydi. 1980 yıllarında Türkmen milli hareketi üyesi suçlamasıyla dikta rejim tarafından tutuklandı. Dava arkadaşları gönül rahatlığıyla kimi idam sehpasını kimi de 10 yıldan 20 yıla kadar hapse mahkûm edilerek Tütünü’nün dışarıda kalmasını uygun gördüler ve onu dile vermeyerek, serbest bırakılmasını sağladılar.
Sami Tütünü’nün edebi hayatı çocukluğundan beri başladı. Önce hoyrat daha sonra şiir ve düz yazı denemeleriyle edebiyat dünyasına merhaba dedi. Türk edebiyatçılarından: Faruk Nafiz Çamlıbel, Namık Kemal, Kerküklü Mehmet İzzet Hattat, Abdüllatif Benderoğlu ve Salah Nevres gibi şairlerin şiirlerinden ilham alarak şiir dünyasına farklı bir duyguyla atıldı. Tütüncü, şiirlerini “İnsanların gözyaşları, gariplerin yurtlarına özlemleri, yoksulların sofrası ve sevdikleri için” yurt gazetesi, kardaşlık ve birlik sesi dergilerinde yazardı.
Sami Tütüncü 1987’de Irak Edebiyatçılar ve Yazarlar Birliğine, 1994 yılında Arap edebiyatçılar birliğine kabul edildi. 1997 yılında “İki Gönül” adında ilk şiir kitabını Şemsettin Küzeci ile ortaklaşa İstanbul’da yayınladı. 2000 yılında “Gönlümüm Ezgileri” şiir ikinci kitabını kendi imkânları ile Kerkük’te son ve eseri “Mahpus Duygular” kitabını 2011 yılında Ankara’da yayınladı. Gönlümün ezgileri şiir kitabı hem Arapçaya hem de Kürtçeye çevrildi. Irak, Türk dünyası şairleri arasında tanınan Sami Tütüncü Türkiye ve Azerbaycan’da önemli antoloji ve ansiklopedilerde yer aldı.
“Şiir, normal bir ateş; şair de normal bir insan değil. Şiir bir başka evrendir; her insan bu evrende yaşayamaz.” diyor, Şair Sami Tütüncü… Tütüncü, 2003 yılında Kerkük’te kurulan Irak Türkmen Edebiyatçılar Birliğine üye oldu. Aynı yılda merkezi Azerbaycan’da bulunan Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği Irak temsilcisi görevine seçildi. 2005 yılında Irak Türkleri Derneği Ankara şubesi tarafından çıkarılan Kerkük dergisinin Kerkük temsilciliğini yaptı.
Sami Tütüncü, Irak Türkmen edebiyatının durgun bir döneminde Türkmen edebiyatını canlandırmak amacıyla 15 Temmuz 2005 tarihinde 10 edebiyatçı: Seyfettin Biravcı, Şahin Dayıkadır, Metin Abdullah, Mehmet Ömer Hamzeli, Müfit Yahyavalı, Kara Vahap, Yılmaz İzzettin Abdi, Kadır Dervişoğlu ve Dr. Şemsettin Küzeci ile birlikte Kerkük’te Işık Edebiyatçılar Gurubu’nun kurdu. Aralık 2005’te Grubun yayın organı olarak Işık dergisine İmtiyaz sahipliği yaptı. Ayrıca, birçok edebiyatçı için anma, onur günleri ve önemli paneller düzenledi.
Sami Tütüncü şairliği ve yazarlığının yanında bir hayırsever Türkmen işadamıydı. Onlarca yoksun aileye yardımda bulunurdur. İnsanlık adına, Allah rızası için İnsanların etnik kimliklerine bakmaksızın hastaların tedavi masraflarını karşılardı. Durumu olmayan öğrencilere özel burs verirdi. Kültür-Sanat faaliyetlerine sürekli maddi ve manevi destek sağlardı. Bu verimli çalışmalarından dolayı Irak, Türkiye ve Azerbaycan kurum ve kuruluşlarca onlarca hizmet ödülü, onur ve teşekkür ve belgelerine layık görüldü.
Sami Tütüncü 2002 yılında dini görevini yerine getirerek, Hac farizasını tamamladı. Son yıllarda dini şiirleri daha fazla önemseyerek, onlarca İlahi ve methiyeler yazdı. İlahilerinin çoğu Kerkük İlahi Grupları tarafından mevlidi şeriflerde seslendirildi. Ayrıca, Tahsin Kerkükoğlu tarafından da bazı ilahilerine TV’lerde klip çekildi.
Sami Tütüncü Kardeşleri Cezmi ve İbrahim ile birlikte, İslam dinini yeni nesillere daha etkili kılmak için açılışı Ekim 2011 yılında yapılan Kuran’ı Kerim İlmini öğretmek ve ezberletmek Yusuf El-Siddik Cami ve Medreseni inşa ettiler.
“Her canlı ölümü tadacaktır”. 31 Aralık 2011 tarihinde Sabah saat 02.00 sularında Sami Tütüncü Kerkük’teki evinde anı bir şekilde gözlerini hayata yumarak, tanrının rahmetine kavuştu. Ardından da sevenlerini gözyaşlarına boğarak Türkmenelini yasa boğdu. Nur içinde yatsın.
Sakın Unutma
Şiir: Sami Yusuf Tütüncü
Uyu yavrum ağlama
İşte buda
Bir gündür geçer,
İnsanlar acı çeker,
Yüreğinde gam eker,
İstemeyerek bavulunu
Sırtına alır.
Uyu yavrum ağlama
“Rukun El-din” 1 sokakları
“Toma” 2 kapıları
“Kasiyon”3 dağları
“Şam- Halep” yolları
Düz olacak Kerkük’e
Sık sık dolmuş bavulları
Kerkük’ün göbeğinde açacağız
Dökülen gözyaşlarımızı
Şerbet diye dağıtacağız.
Uyu yavrum ağlama
Yurdumuzdan kara bulut
Sırtımızdan bu ağır yük
Elbette yok olacak.
Uyu yavrum ağlama
Şayet ki, öldüysem
Götürün beni
Musalla düzlüğüne
Muazzamlar köksüne
Bırakın beni
Gelen geçen
Kerkük aşığı desinler
Ruhuma yürekten
Fatiha okusunlar
Sakın unutma yavrum
Sakın unutma…
15.05. 2006
Suriye-Dimeşik
1.2.3 Şam’ın Meşhur Sokak ve mahalleleri.
**
Şair ve Türkmen İşadamı
Sami Yusuf Tütüncü’nün Ardından
YARIM KALAN ŞİİRİM
Hani Gelecektin Ankara’ya
Hani gelecektin Ankara’ya
Doktora gidecektik.
Son gece konuştuğumuzda
Sabahleyin geliyoruz demiştin.
Ama gün sökmeden
Bana gelen telefon dünyamı yıkmıştı.
Gelemeyeceğini anladım.
Saatlerce o telefona daldım.
Hani hani…
Hani gelecektin Ankara’ya hani…
Hani gelecektin Ankara’ya
Çıkacaktık Atamın huzuruna,
Oradan Başbuğu dua okuyacaktık.
Hani seninle Ankara’yı
Köşe Bucak dolaşacaktık
Muradımıza varacaktık.
Hani hani…
Hani gelecektin Ankara’ya hani…
Senin için şölenler hazırlamıştık
Kayacan’la birlikte…
Ama senden sonra
O da beni yalnız bıraktı gitti
Sensizliğe alışamadan…
Eyvah bu kurtlar sofrasında sizsizim!
Hayta küsmüş dostlara ıssızım.
Hani hani…
Hani gelecektin Ankara’ya hani…
Ardından şiirler okundu, ağıtlat yakıldı
Kerkük yetim, öksüz, Türkmenler dyısız
Kerkük’ün sevgisini bize ne güzel anlatmıştın.
Kebapçı da onu dile getirdi.
“Kışte gece sevili
Şiir hece sevili
Sen öğrettiv bizlere
Kerkük nece sevili”
Şimdi biz Kerkük’ü
Nasıl sevdiğimizi bilemezsin
O yüzden geri dönmelisin
Ama dönmüyorsun!
Hani hani
Hani gelecektin Ankara’ya hani…
Şemsettin Küzeci
**