Kafkassam’ın web sitesinde Ahmet Arslan’ın imzasını taşıyan yazıda şöyle bir manşet atılmıştır. Taraflardan birisi yeni bir hamle yapmazsa (Rusya’dan bugün böyle bir şey bekleniyordu) Ukrayna-Rusya Savaşı, İran-Irak Savaşına dönecek gibi.
İran-Irak Savaşı ilk hamlelerin ardından adeta rutine dönmüştü. O tarihte savaşa ilişkin bilgiler, “İran Bağdat’a füze gönderdi. Irak Tahran’ı Scud füzesiyle vurdu” sarmalı içine girmişti. İletişim kanalları şimdiki gibi olmadığı için bir süre sonra dünya kamuoyu böyle bir savaşın yaşandığını unutmuştu bile.
Şimdi de savaş, Doğu Cephesinde Donbass etrafında kilitlenmiş gibi. Rusya ara sıra Kiev, Lviv, Odessa gibi büyükşehirlere füze gönderiyor. Kara savaşının cereyan ettiği bölgede ise taraflar ara sıra bir-iki küçük yerleşim bölgesini ele geçirdiğini ileri sürüyor. Bu ele geçirildiği belirtilen yerler de sürekli el değiştiriyor.
Bu durumda Ukrayna sıcak çatışmaların yaşandığı bölgeleri dışında bir “normalleşmeye” gidebilir. Ticaret ve üretimin tekrar tesisine yönelik adımlar atabilir, atıyor da zaten. Ama Rusya da gönderdiği füzelerle bunun önüne geçmeye çalışıyor. Zaman geçtikçe Batı’dan gelen askeri yardımlarla Ukrayna Doğu Cephesi ve güneydeki küçük bir coğrafya dışında savaşı rutine indirecek bir “rahatlamaya” girebilir.
Fakat aynı şey Rusya için geçerli olmayacaktır. Her ne kadar topraklarında bir sıcak çatışma yaşanmıyorsa da ambargolar bir yana savaş için harcadığı insani ve ekonomik kaynaklar bir süre sonra nefesini tüketecektir. Ukrayna tükenen kaynaklarını Batı’dan aldığı askeri ve ekonomik destekle telafi edebiliyor. Ayrıca işgalin doğrudan muhatabı olduğu için de “ne kurtarırsam kârdır” motivasyonuna sahip.
Ama Rusya için aynı şey sözkonusu değil. “Ne alırsam kârdır”ın ötesine geçmiş bir noktaya geldi artık. Donbass ile yetinecekse, bu durum 24 Şubat öncesi statükoyu tekrar ilamdan öte bir anlam taşımaz. 24 Şubat öncesi statüko için bunca kaynak kaybını izah edemez.
Bu sebeple şimdilik -onurlu bir çıkış yolu da görünmediği için- İran-Irak Savaşı sarmalına gireceği anlaşılıyor.
Ya Batı Blokunun giderek “besili bıldırcın” kıvamına getirdiği Ukrayna verilen sofistike silahlarla işgal altındaki yerler için sonuç alıcı hamleler yapacak ya da Rusya sürekli geliştirdiğini iddia ve ilan ettiği, fakat yeteneklerini kimsenin bilmediği yeni füzelerle bir atak yapacak. Şimdilik nükleer silahlara başvurulmasını bu denklemde gerçekçi bir ihtimal olarak görmüyorum.
Bunlar dışında Ukrayna’daki büyükşehirlere fırlatılan füzeler ile Rus ordusunun kaybettiği teçhizata ilişkin “güncel savaş raporları” dışında bir “aksiyon” olmayacak gibi.
Savaşın uzaması elbette Batı’nın işine gelecek ve uzadığı her gün Rusya’yı her açıdan daha da çıkmaza sokacak.