TÜRKMENLER ve 25 EYLÜL BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU
Fevzi Türker
Irak bölgesel Kürt yönetimi (İKBY) 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsızlık referandumuna gideceğini resmen ilan etmiştir. Emperyalist güçlerin bir projesi olan Kürt devleti, aynı zamanda Kürtlerin çoğunluğunun arzusu ve isteğidir.Kurulacak olan Kürt devletini,başta ABD olmak üzere İsrail , batı,Arap ülkeleri ve bölge ülkelerinden bazılarının desteğini kazanabilir.Irak hükümeti Kerkük’teki bayrak krizinde ciddi tavır alamadığı gibi , İKBY’nin bağımsızlık girişimine de fazla karşı çıkacağı beklenmemektedir.Söz konusu referandum, başta Kerkük olmak üzere genelde Türkmen bölgeleri olan ihtilaflı bölgeleri de kapsayabilir.
IKBY’nin almış olduğu bağımsızlıkla ilgili referandum kararı ertelenebilir, ancak bu erteleme kısa vadeli olur .Çünkü IKBY’nin ilan etmek istediği bağımsız Kürt devletinin altyapısı yıllar önce tamamlanmış ve 2003’ten beri de ilan edilmemiş bir devlet halini almıştır.Kürdistan Yurt Severler Birliği Partisi(KYB)başkanı Irak eski cumhurbaşkanı Celal Talabani yıllar önce Türkiye’nin Kürt devletinin altyapısının oluşumundaki rolünün %60 olduğunu iddia etmiştir.Kuzey Irak’taki bazı haber siteleri,Türkiye Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, ”belli şartların yerine getirilmesi halinde Türkiye’nin IKBY’nin bağımsızlığını kabul edeceğini” söylediğini iddia etmiştir. Ancak Türkiye dışişleri Bakanlığı bu iddiaları kesin bir dille yalanlamıştır.
TÜRKMENELİ coğrafyasının başkenti tarihi Türkmen şehri Kerkük’te petrolün 1927’de bulunmasıyla birlikte bölgeye özellikle de Kerkük’e Kürt göçü , daha sonra Irak Kraliyet döneminin Başbakanlarından Yasin El-Haşimi döneminde Arap göçünün başlatılmasıyla Havice ilçesi kurulmuştur.Nüfusunun büyük çoğunluğu Araplardan oluşan Havice, Kerkük il’inin toplam yüz ölçüm’ünün %40’ını oluşturmaktadır. Kerkük’te ise 2003’ten hemen sonra başlayan planlı göç dalgasıyla, Kürtlerin nüfus oranı %52’iyi geçmiştir. Türkmeneli’nin diğer bölgelerinde de nüfus yoğunluğu aynı Kürt göçü nedeniyle Türkmenlerin aleyhine işlemektedir.Bu demektir ki, Türkmeneli toprağı ve şehirleri Telaferden Mendeliye kadar istila edilmiş ve Türkmenler topraksız bırakılmışlardır.Topraksız toplumlar kolaylıkla çoğunluğun potasında zamanla eriyerek yok olurlar.Türkmen siyasileriyle aydınlarının öncelikle üzerinde durmaları gereken husus toprak meselesi olmalıdır.Güçsüzlük ve kimsesizlik Türkmenleri öz yurtlarında yabancı gibi yaşamaya mahkum etmektedir.
Türkmenlerin karşılaştıkları bugünkü zorluklar ile Türkmeneli topraklarının işgal belirtileri aslında Irak devletinin kuruluşundan birkaç yıl sonra başlamıştır. Türkmen direnişi ve örgütlenmesi o tarihlerde başlatılmalıydı.Türkmen direnişi o tarihlerde başlatılmış olsaydı Türkmenler bugün çok daha iyi durumda olabilirlerdi.Ancak halk olarak geleceğimizi ve milli varlığımızı ne o gün düşünebildik ne de bugün düşünüyoruz, tam tersine bizi yok etmeye ve topraklarımızı planlanmış göç dalgalarıyla istila etmeye getirilen istilacı göçmenlere hem her türlü kolaylıkları sağladık, hem de onlarla akrabalıklar kurduk ve sonuç olarak, tehlikenin boyutunu görmeyerek bugünkü acınacak durumumuzun temeli atılmış oldu.
Halk olarak her türlü baskıyı, asimilasyonu ,topraksızlığı, adaletsizliği, ayırımcılığı ve aşağılanmayı kabullenmiş hale gelmiş durumdayız. Türkmen siyasi teşekkülleri ile Türkmen aydınları, halkın karşılaştığı bu tehlikeli durumdan kurtulmanın yolunun milli direnişten geçtiğini ve direnişle mümkün olabileceğini düşünmeleri gerekir. Türkmen siyasi teşekkülleri, bir an önce yeniden yapılanmaya gitmeli ve tabela teşekkülü olmaktan kurtulmalıdır. Türkmen Aydınları da yanı başımızdaki referandumcu Kürt aydınları kadar cesur ve yürekli olmalıdırlar. Herkesin bilmesi gerekir ki ; hak temenni ve yalvarmakla alınmaz.”hak verilmez alınır”.
Bugün bile aslını inkar etmekte ve kendini Arap saymakta olan Türkmenler var. Tarih bilinci yoksunu Bu insanlara, Türk milletinin en az Arap milleti kadar şanlı ve şerefli bir millet olduğunu anlatmak gerekir.Göç etmeyi düşünenlerin, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde mülk edinmeleri hızla devam etmektedir.Böyle giderse ,insanlarımızın bir kısmı gelecekte Türkiye illerine,bir kısmı da orta Irak illerine göç eder böylece öz yurdumuzu gönüllü olarak Kürtlere bırakmış oluruz. Kerkük’ü çök iyi bilen bir arkadaşımızın anlattığına göre, Kerkük’te son zamanlarda gerçekleşen evliliklerin %30’dan fazlası Arap veya Kürtlerle yapılıyormuş.
Bu ürkütücü ve yok edici gidişatın önüne geçilmelidir.Bu ürkütücü gidişat ancak milli bir uyanışla durdurulabilir. Milli bir uyanış da, milli bir siyasi hareket ile çok güçlü milli bir görsel ve yazılı yayınla gerçekleşebilir. Yeni nesil Türkmenler kendi yurtları olan Türkmeneliyi ve kendi kahraman şehitlerini bile tanıyamaz hale gelmişler. TÜRK SAT üzerinden yayın yapan RUDAW Kürt kanalı, hava duru bültenlerinde Türkiye’nin üçte birini içine alan bir haritayla büyük Kürdistanı her gece Kürtlere ve dünyaya tanıtmaktadır.
Türkmen halkı, tarihinin en kritik ve ölüm kalım dönemini yaşamaktadır. Türkmenlerin bu günkü kritik ve tehlikeli durumlarının belirtileri seksen yıl önce kendini göstermiştir. Seksen yıllık Arap ve Kürt ırkçılığının bugünkü sonucunu zamanında kavrayamayan halkımız bugün bunun bedelini ağır ödemek üzeredir.
Türkmen halkı her alanda güçlü olabilirse Kürtlerle veya başkalarıyla eşit şartlarda masaya oturabilir .Irak Türkmen Cephesi önderliğinde, Türkmen siyasi Partileri bu kritik durumun çözüm yollarını Türkmen aydınlarla birlikte, gerekirse Türkiye’den de siyaset bilimcileri davet edilerek acilen ele almaları gerekmektedir.Kerkük’te de yapılması beklenen Kürt bağımsızlık referandumuna karşı gereken önlemler şimdiden alınmazsa, halkımızın çoğunluğu, referanduma evet oyu verebilir.Referandum başarılı geçerse, hazırlıksız olan Türkmenlerin durumu çok daha kötüleşebilir.Yapılan son millet vekili seçimleri unutulmamalıdır.Bir kaç sokağa asfalt attırdı diye on binin üzerinde Türkmenin oyunu almadı mı Kerkük valisi Necmettin Kerim? Türkmen görsel ve yazılı basınına, başta TÜRKMENELİ uydu kanalına, halkımızı aydınlatmak ve bilinçlendirmek konularında tarihi görevler düşmektedir.
TÜRKMENELİ uydu kanalının tarihi sorumlulukları vardır. Halkımıza siyasi gelişmeleri ,tarihi gerçekleri ,Türkmen varlığını,tarihini ve kültürünü tehdit etmekte olan tehlikeli gelişmeleri anlatmalıdır.Türkmeneli uydu kanalı Türkmen halkına milli şuuru aşımalı ve Türklüğünü inkar etmekte olanlara, Türk olduklarını belgelerle kanıtlamalıdır.Türkmeneli uydu kanalı Türkmen coğrafyasını halkımıza sevdirerek tanıtmalıdır.
TÜRKMENELİ uydu kanalı, Irak’ın aydınlık yüzü olduğu gibi, kara bahtlı kimsesiz Türkmen halkının da aydınlık yüzü olmalı.