Türkiye Barzani’ye karşı ”Statüko Ante” hakkını kullanacak mı?
Fevzi Türker
Irak Bölgesel Kürt yönetimi(IBKY) başkanı Mesut Barzani 25 Eylül 2017’de bağımsızlık referandumuna gideceklerini resmen dünya’ya ilan etmiştir. Barzani bölgesel ve uluslararası bütün tepkilere rağmen aldığı referandum kararından geri adım atmayacağını ısrarla kafa tutarak vurgulamaktadır.
Barzani Referandum konusunda sürekli yerli ve yabancı basına açılamalar yapmaktadır. Geçen ay alman basınına yaptığı bir açıklamada Referandumun doğal hakları olduğunu, Referandum konusu Bağdat’la aralarında bir iç mesele olduğunu. İran ve Türkiye’yle hiçbir ilgisi olmadığını. Bir ulusun kendi geleceğine karar vermek istemesinin demokrasi ve insan haklarına aykırı hiçbir yanının bulunmadığını ve bu referandumu yapmak için hiç kimsenin iznine ve müdahalesine ihtiyaçlarının da olmadığını iddia etmiştir.
Basında yer aldığı kadarıyla Mesut Barzani’nin Alman basınına yaptığı açıklamaya, İngiltere ve İran sert tepki gösterirken ,Amerika birleşik devletleri(ABD) göstermelik bir tepkiyle Referandumun İŞİD sonrası gündeme getirilebileceğini bildirmiştir .Türkiye dışişleri bakanlığı ise daha önce,bağımsızlık Referandumunun yapılması tehlikeli bir hata olacağını ifade etmekle yetinmiştir.
STATÜKO ANTE (önceki durum) konusu, Türk siyaset bilimcileri ile bazı köşe yazarlarının son zamanlarda sık sık dile getirdikleri ve önceki duruma dönmek anlamını ifade eden bir kavramdır.
Milli Savunma bakanlığı eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ve Yeniçağ gazetesi yazarlarından Ahmet Takan yazılarında Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan, STATÜKO ANTE hakkını kullanarak kuzey Irak’ta 1924 öncesi duruma dönmesi gerektiğini iddia etmektedirler.
Ümit Yalım bu konuyla ilgili bir makalesinde ”Bağımsız Kürt Devleti bölgede ikinci İsrail demektir .Bağımsızlık referandumu gerçekleşirse ve bağımsız Kürt Devletinin kurulması halinde Türkiye ve İran,ikinci İsrail devleti ile komşu olacağını”dedi.
Yalım, makalesinin devamında ,Bahreyn’de konuşlu ABD’nin 5. Deniz Filosunun Komutanı Koramiral Tirmoty Keatings, 2002yılında Ürdün’ün başkenti Amman’da katıldığı bir resepsiyon’da,Türk Askeri Ateşesine ” ABD’nin,İngiltere ve Türkiye ile birlikte Irak’ta savaşa girmek istediğini ve Saddam yönetiminin devrilmesi sonrasında Irak’ı üçe bölerek kuzey’inde Kürt Devleti, orta bölgede Sünni Devleti ve güney’inde ise Şii Devleti kuracaklarını” söyledi.
Türk Askeri Ateşe , Amerikalı Koramiral Keatings’e ” Kuzey Irak’ta 3.5 milyon Türk var,onlar ne olacak?Amerikalı komutan bu soruya:Kuzey’deki Türkler kurulacak Kürt Devletinin egemenliği altında yaşarlar,beğenmezlerse Türkiye’ye giderler.Amerikalı komutanın bu çıkışına Türk Askeri Ateşe:Irak’ın üçe bölünmesi halinde 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması ,29 Mart 1946 Türkiye –Irak dostluk ve iyi komşuluk Antlaşması ve Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekin 1924 tarihli kararı geçerliliğini yitireceğini ve STATÜKO ANTE’ye (önceki duruma) dönülerek Musul ve Kerkük petrol alanları dahil olmak üzere Kuzey Irak bölgesinin Türk toprağı olacağını vurguladı.Türk Askeri Ateşe,Amerikalı Koramirale:Kurulacak Kürt Devleti,Kürt Devleti mi yoksa ikinci İsrail Devleti mi olacak sorusunu yöneltince,Amerikalı Komutan yorum yok” demekle yetindi.
Türkiye Cumhuriyet Devleti kendi güvenlğii ile milli çıkarını ve Türkmen soydaşlarının geleceğini göz önünde bulundurarak ,Barzani’nin oldubitti ve kafa tutma tavırlarına karşı,çaresiz ve eli kolu bağlı kalmamalıdır.Türkiye’nin elinde uluslararası antlaşmalardan doğan hakları vardır.Bu haklar;Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekim 1924 tarihli kararı, 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşmasının 1’nci ve 29 Mart 1946 Türkiye-Irak Dostluk ve iyi Komşuluk Antlaşmasının 11’nci maddelerinin öngördüğü haklardır.
Milli savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli kurmay albay Ümit Yalım’a göre Türkiye Cumhuriyeti devleti ,Barzani’nin Referandum konusundaki tutumunu ısrarla sürdürmesi halinde aşağıdaki tedbirleri almalıdır:
1-Türkiye,1926 Ankara Antlaşmasının tarafları olan İngiltere ve Irak nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmalı, tarafları referandumun neden olacağı vahin sonuçları konusunda uyarmalı ve referandumun yapılmasına kesinlikle engel olmalıdır.2-Habur sınır kapısı derhal kapatılmalıdır. 3-Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı derhal kapatılmalıdır.4-Barzani’nin Türkiye’de bulunun paravan şirketlerine el konulmalıdır. 5-Bölgesel Kürt yönetiminin Türkiye temsilciliği kapatılmalıdır. 6-Türkiye,İngiltere ve Irak’ın yeterli tepki vermemesi halinde5 Haziran 1926 Ankara Antlaşmasının1’nci maddesi ile 29 Mart 1946 Türkiye-Irak dostluk ve iyi komşuluk Antlaşmasının 11’nci maddesinden kaynaklanan hakkını kullanarak uygun tedbirlerle Referanduma engel olmalıdır. Anılan madde Türkiye’ye ,Irak’ın ülke bütünlüğüne yönelik hareketlere karşı engel olma yetkisi vermektedir. 7-1926 Ankara Antlaşmasının taraflarına,ABD ve Birleşmiş Milletlere,Kuzey Irak’ta referandum yapılması halinde Türkiye’nin STATÜKO ANTE(önceki durum) hakkını kullanacağını diplomatik kanallar ile duyurmalıdır. 8-Bütün bu tedbirlere rağmen referandum’da ısrar edilmesi halinde Türkiye,Irak’la anlaşarak askeri müdahale dahil 1926 ve 1946 antlaşmasından kendisine tanıdığı müdahale hakkını ,kendi toprak bütünlüğü ile milli güvenliği ve Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlamak amacıyla kullanacağını ilan etmelidir.
12 Ağustos 2017