Siyaset dersleri ve Türkmen siyasetine etkileri

Siyaset dersleri ve Türkmen siyasetine etkileri
Dr. Asıf Serttürkmen
ITC eski İngiltere ve daha sonra Amerika temsilcisi
Birinci bölüm
Giriş
Türkmenler, birinci dünya savaşından bu yana en zor aşamalardan biri kabul edilen, zor bir siyasi sahne ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu sahne, Türkmen meselesinin geleceğini, ilgili kişilerin gerçekleri ve kimliklerini ve gizli hedeflerini belirterek, etkili ve rasyonel metodlarla ele alınmadığı takdirde zamanla daha karmaşık hale gelme ihtimali olabilir . Yazımda, Türkmen davasının bu duruma getirilmesinin nedenlerini, bunlarla nasıl başa çıkılacağını, üstesinden gelme yollarını, gerçekleşemeyecek şeylere hazırlanmak ve gerçekleşenlerle ilgilenmek metodlarını açıklayarak, sırasıyla belirtmeye çalışacağım.
Siyaset bilimi konusunun genişliği, değişik dallarını ve kavramsal karmaşıklığını yazmak ve açıklamak için klasörlere ihtiyaç duyulmaktadır. Umarım ki, Türkmen siyasetçileri bu derslerden yararlanıp gündemlerinde ve Irak parlamentosunun koridorlarında uygulamaya çalışırlar. Aynı zamanda , son nefesini vermekte olan Türkmen meselesinin gerçek yüzünü netleştirmek için bu derslerden yararlanarak Irak hükümetini etkilemede de başarılı olurlar. Bu derslerden, dış ilişkiler, iç ve bölgesel lobi çalışmalarında da kullanmayı başarırlar. Bilindiği kadarı yurt dışı lobi çalışmalarında (ITC) Irak Türkmen Cephesinin temsilcilikleri büyük başarı elde etmiştir. Ancak bu başarıların belli güçler ve özellikle ITC ile tam güçleriyle savaşan dervişler ve müritleri tarafından baltalanarak bütün temsilcilikler kapıtılmıştır. Bu yüzden, seri halinde yazmış olduğum dersleri, değerli okuyucuların kolayca okuyabilmeleri, inceleyebilmeleri ve açık bir şekilde kavrayabilmeri için basitleştirilmiş bölümler halinde yazmaya ve sunmaya çalışacağım.
Tarihin ve siyasetin kıvrımlarına dikkatle bakıldığında ve incelendiğinde, siyasetin bir yaşam faktörü olduğu görülmektedir. Siyaset .. krallar, liderler ve devlet erkanı tarafından uygulanan bir meslektir. Bu mesleğe iç ve dış ilişkilerde dahil edilmektedir. Siyaset .. Sümer, Babil, Türk, Çin, Rum ve Fars gibi eski uygarlık medeniyetlerin döneminde de aynı yöntemlerle belirtilmiş çizgiler içerisinde uygulanmıştır.
Siyasi eylemde siyaset tek başına yeterli midir, yoksa tarih gibi başka bir bileşene, ihtiyaç duyulmaktadır?
Geçen günlerde birisi bana siyasi makalelerimin çoğunda neden tarih konularına değindiğimi sordu. Umarım ki soryuyu soran kişi , “Tarihi olmayan geleceğide olmaz” sözü onu ikna etmiştir. Tarih bir milletin ilerlemesi ve başarısı için ana motivasyondur ve tarihten dersler çıkarırız. Dolayısıyla bir millet, tarihine ve özellikle parlak Türk tarihine ne kadar bağlı kalırsa, akranlarından o kadar iyi olacaktır. Bugün tarihin siyasetle bağlantısının gerçekleri bizler için aşikârdır. Bugün, özellikle bu yüzyıldaki savaş bir akıl savaşıdır ve kültürlerin fethidir. Tarihine ve kültürüne bağlı olmayan milletler yok olmaya maruz kalır.
Bilindiği kadarı tarih ve siyaset arasında yakın bir uyum bulunmaktadır. İkizler gibi varlıkları birbirleri için vazgeçilmezdir. Tarih .. kültür, düşünce, eğitim, yaşam tarzı, yönetişim yöntemleri, coğrafya ve medeniyet açısından topluma ilişkin her şeyi geçmişini tüm yönleriyle bize yansıtmaktadır. Siyasete, bir milletin meşru hakları elde edilmesi için, tarihin bileşenlerini zemine uygulama yöntemi sayılmaktadır.
Siyaset bilimcilerine göre, siyaset tarihin bir parçasıdır. Aynı zamanda siyaset ve tarih araısnda derin bir bağın oluşumuda gözden kaçırılmamalıdır. Şüphesiz ki, tarihsel bağlamı dışında, birçok ve çeşitli bileşenleri ile karmaşık politik fenomenleri anlamak zordur. Tarihsel bağlam demek, olayın tarihinin zaman, yer, olayın tarafları arasındaki ilişkiler, kanıt ve tarihsel belgeler açısından incelenmesi demektir. Bu ilişki, mevcut belgeler aracılığıyla etkinliğin çeşitli yönlerini vurgulayan tarihçilerin çalışmaları ile kanıtlanmıştır. Bir bölgenin veya yerleşim merkezinin ulusal kimliğini kanıtlayan belgeleri, haritaları, istatistikleri ve tarihi gerçekleri vurgulayan çok sayıda örnek bulunmaktadır. Bu örneklere dayanarak tarih ve siyaset veya tarihçiler ve siyasetçiler arasındaki ilişkiler kanıtlanmıştır. Başka bir deyişle, tarihçilerin gerçekleri açıklığa kavuşturmaları için mevcut belgeleri incelerken, siyasetçi ise olanların gerçekliğini belirleme rolünü oynar ve neler olduğunu anlamak için siyasi elitle birlikte çalışır ve bu konuda gerekli kararlar alınır. Sonuncunda bir yol haritası çizilir ve özel strateji ve taktikler yerleştirilir ve geliştirilir.
Tarih ve siyaset arasındaki ilişki bizi strateji ve teknik arasındaki ilişkiye götürür !!
Dolayısıyla, siyasette ve politik eylemde, strateji ve taktik kavramı, iki önemli unsur olarak sayılmaktadır. Bu iki unsuru, yazılarımın gelecek bölümlerinde ayrıntılı bir şekilde belirtmeğe çalışacağım.
Bu arada şu soruların sorulması gerekir: Siyasi kurumlarımızın siyasi çalışmalarında net bir strateji var mı? Yoksa sadece Irak’ın toprak bütünlüğünü ve insanların birliğini korumak gibi sloganlarımı var? Eğer bir stratejisi varsa, o zaman neden bunu seminerler, televizyon röportajları ve kendi broşürlerini bastırarak açıklığa kavuşturup halka sunulmuyor? Türkmen halkı siyaset gemisinin artık hangi limana yanaşacağını bile bilmiyor … Güvenli bir limanamı yanaşacak, yoksa denizde yükses dalgaların arasında mı kalıp batacak?
Bu aşamada bunu söylemek gerekir: kim Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasını ve insanların birliğini istemez? Kim Irak’ta diğer etniklerle kardeşce yaşamayı arzu etmez? Peki, gelecekte Irak’ı ulusal ve mezhepsel bölgelere veya bileşenlere bölmeye çalışılan projelere hazırmıyız? Türkmenler bu tür projelerde nerede duracaklar? Türkmenler tarafından bu projeler için neler hazırlandı? Eğer hazırlanmadıysa hazırlanması gerekir. Son on yılda Türkmenlerin Bağdat’taki siyasi konumlarını kaybetmelerinin nedenleri nedir? Bu konuda Politikacılarımı, Irak hükümetinimi yoksa başkalarını mı suçlamalıyız? Tüm bu sorular yeterli cevaplarla cevaplanmalıdır.
Yazımı ikinci bölümü “Siyaset Bilimini Tanımlamak” konusunda görüşmek dileğiyle.