Şehitlerimiz ve Siyasetçilerimiz
Dr. Hicran Kazancı
Irak Türkmen toplumunun önde gelen lider kadrosunun idam ediliş (16 Ocak 1980) tarihi, 1959 Kerkük Katliamı, 1991 Atın Köprü-Tazehurmatu Katliamı, 1996’da 36 Türkmen siyasetçisini hedef alan Erbil baskını ve diğer tarihlerde şehit düşen Türkmen şehitlerini anmak maksadıyla Türkmen Şehitler Haftası diye Türkmen siyasal tarihine geçti.
Şehitlerin İzinde Mi?
Tereddüt etmeden canlarını feda eden şehitlerimizin hedefi ve şehitlerimize karşı hunharca cinayetleri işleyen aparat, aygıt, yani, siyasal yapı/ rejimin hedefi neydi?. Yukarıda belirlenen iki soruların köküne inmeden, bugün Türkmen sahasında süregelen gelişmeleri doğru okuyamayız.
Şehitlerimizin hedefi, Türkmen milli kimlikliği üzerinde birleşerek, ülkede yaşayan diğer oluşumların elde ettiği hakların aynisi kazanmak ve insan haklarına saygılı, özgürlükçü, huzur ve barış içinde yaşayan bir toplum meydana getirmektir. Türkmen toplumuna karşı olanların hedefi ise, kendi ayakları üzerinde duramayan, kendi içinde bölünmüş-parçalanmış, gruplara ayrılmış ve her grup diğerine düşmanca davranan başı boş bir toplum yaratmaktır. Dolayısıyla, 1959 Kerkük Katliamı, 1980 katliamı, 1996 Erbil baskının hedefi ayindir. Yani, başı boş, gruplara bölünmüş ve kendi ayağı üzerinde duramayan bir Irak Türkmen Toplumu meydana getirmektir.
Şehitler Haftasında, şehitlerimizin mezarı başında konuşma yapan siyasetçilerimiz, yukarıda belirlenen iki soruya cevap aramaktan ziyade, kendisini haklı çıkarmak için diğerlerini suçluyorlar. Bu durum, Türkmen toplumu içerisindeki ayrışmayı, kutuplaşmayı derinleştirmekten başka bir işe yaradığı söylenemez. Yani Irak’taki Türkmenlerin, diğer oluşumlar gibi elde ettikleri hakları kazanmamak için bilerek/bilmeyerek 1959 yılından itibaren Türkmenlere yönelik uygulanan politikalara hizmet etmektedir.
Türkmenlerin İhtiyaç Duyduğu Siyaset
Türkmen siyasi aklın, siyaset üretirken ne teslimiyetçi olmak ne de sürekli dostluk hayalinden hareket etmek; milli çıkarlardan, ihtiyaçlardan ve beklentilerden hareket etmektir. Zaman zaman karşı karşıya gelinen, zaman zaman da işbirliği yapılan taraflar vardır. Bunlar zaman içinde yer değiştirebilirler. Önemli olan hasımlardan işbirliği yapılan yaşam ortakları yaratabilmektir. Bu da gerçekli siyaset (reel-politik) ve onu tasarlayıp uygulayacak yetkin siyasetçiler gerektirir. Türkmeneli’nin bu tarz siyasete ve siyasetçiye ihtiyacı vardır.
Irak Türkmen toplumu, karşısında kim olursa olsun kendi ulusal çıkarlarını, karşı tarafa düşmanlık ve teslimiyet temelinden ayırarak objektif ve rasyonel esaslar içerisinde yürütebilme, koruyabilme ve kollayabilme becerisine sahip olduğunda, Türkmeneli’nde patlak veren sorunların büyük bir bölümü, henüz başlangıç noktasında çözümlenmiş sayılır. Ancak, milli hedef ve milli siyasetin gereğini yerine getirme yerine duygusal ve heyecanlı konuşmalar yapıldığı takdirde, bu konuşulanlar sadece boş bir kubbede hoş bir seda olarak üzerimize geri döner ve kısa sürede de unutulur. Çünkü milli siyaset asla ve asla şahsi çıkarlara alet edilemez. Milli siyasette asla duygusallık olmaz gibi milli politikanın önemli kuralları vardır. Bugün Irak bağlamında, Irak Türkmenlerinin uygulamakta olduğu siyasetle işlev kazandığını söyleyebiliyorsanız o zaman Irak siyasi denkleminde, Irak Türkmenlerinin doğru yerde olduğunu söylemek mümkündür. Bunu söyleyemiyorsanız, o zaman durduğunuz yeri ve zemini gözden geçirmeniz gerekir.