Irak’ta halk bu pazar sandık başına gidiyor. Uzun yıllardır siyasi istikrarsızlığın sürdüğü ülkede seçimlerin, mucize yaratması ya da köklü değişim sağlaması beklenmiyor.
Irak, 2005 yılında yapılan seçimlerin ardından beşinci kez sandık başına gidiyor. Ülkedeki ekonomik şartları protesto gösterileri, alınan erken seçim kararının arkasındaki en büyük neden. Uzun süredir siyasi, ekonomik ve askeri alanda istikrarsızlığın hakim olduğu Irak’ta seçimlerle çok şeyin değişmesi beklenmiyor.
Ancak yine de ülke içinde ve dışında yaşanan gelişmeler, seçimleri önemli kılıyor.
Peki, 10 Ekim’de yapılması planlanan seçimlerle ilgili temel bilgiler neler?
167 siyasi parti ve oluşuma bağlı 3 bin 249 aday seçimlerde yarışıyor. Söz konusu adayların 951’i kadınlardan oluşuyor. 789’u bağımsızlardan oluşan adayların geri kalanı ise siyasi parti ve koalisyonlar içerisinde yarışa katılıyor.
Seçimlere katılım nasıl olacak?
40 milyon nüfuslu Irak’ta 25 milyon seçmen bulunuyor. Yetkililerin açıklamalarına göre, seçmenlerin yüzde 90’ından fazlası seçimlere kaydını yaptırdı. Ancak seçimlere katılımın yüzde 50’nin altında olması bekleniyor.
Terör örgütü DEAŞ’ın yenilgiye uğratılmasının ardından yapılan ilk seçim (2018) yüzde 40 katılımla gerçekleştirilmişti. Bu, ABD işgalinin ardından yapılan seçimlere katılım oranının en az olduğu seçim olarak kayıtlara geçti.
Seçimler sonrası Irak’ı ne bekliyor?
Derin ekonomik ve siyasi sıkıntıların sonucu olan erken seçimin Irak’a yeni bir şey getirmesi beklenmiyor. Zira, oluşturulan seçim blokları arasında bile önemli nüans farkları var. “Öncelikler ve bağlılık” konusu, seçim sonrasında istikrarlı bir yapının oluşturulmasının önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
Seçim denklemi bu temelde olduğu için Irak’ta ittifaklar sahnesi karmaşık görünüyor. Karşılıklı çıkar ve koltuk dağılımına göre yapılan geleneksel formülasyon bu seçimde de gerçeğe en yakın seçenek.
Uzmanlara göre, Iraklı seçmende halihazırda geleneksel seçim bloklarını yıkacak bir eğilim gözlenmiyor.
Diğer taraftan bazı analistler ve gözlemciler, yaklaşan seçimleri öncekilerden ayıran şeyin yeni seçim yasası olduğunu düşünüyor. 2019’da kabul edilen 50 maddelik yasaya göre,
-Meclis’teki sandalyelerin yarısı bağımsız vekillere ayrılacak. Geri kalan yarısı ise parti listelerinden seçilecek.
-Bugün 329 sandalyeye sahip olan Meclis bir dahaki seçimde 251 sandalyeye indirilecek.
-Bunların 242’si Irak’ın 18 seçim bölgesine dağıtılırken, kalanı da azınlık kotası kapsamında Hristiyanlara (5 sandalye), Feyli Kürtlerine (1 sandalye), Şabaklara (1 sandalye) ve Sâbiîlere (1 sandalye) ayrılacak.
-Adaylık yaşı 30’dan 25’e indirilecek.
-Seçim bölgelerine en az 100 bin nüfusa sahip olma şartı getirilecek. Böylece bir sonraki seçimde nüfusu 100 binden az olan ilçeler komşu ilçeleriyle birleştirilerek yeni bir seçim bölgesi oluşturacak.
Ancak bu seçim yasasının seçim sonuçlarını etkilemeyeceğini iddia edenler de var. Bu görüşe göre, büyük partiler ve koalisyonlar siyasi arenadaki yerlerini koruyor. Yasa, sadece adayların nasıl seçileceği konusunda yenilik içeriyor.
Başlıca ittifaklar
Ülkedeki, ilk koalisyon, Mukteda es-Sadr’ın yakın zamanda yeniden düzenlenen koalisyonu. Nasıriyye kentinde COVID-19 hastalarının kaldığı bir hastanede çıkan ve onlarca kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına neden olan yangının ardından Sadr, seçimleri protesto ederek, hareketinin seçimlerden çekildiğini açıklamıştı. Bu hastaneyi işleten Sadr Hareketi’ne mensup yetkililer, Sadr’ın destekçileri olarak Irak Sağlık Bakanlığını kontrol ediyor.
Bu açıklama, yolsuzlukla suçlanan mevcut Şii elit ve yetkililerden kendisini uzaklaştırma girişimi gibi görünüyordu.
Ancak Sadr kısa süre sonra kararını değiştirdi ve yaklaşan seçimlere katılmaya karar verdi.
Sadr Hareketi bu seçimlerde diğer partilerle herhangi bir ittifaka girmese de Sadr listesi Irak’taki en popüler ve güçlü Şii güçlerden biri.
Sadr’ın seçim listesinin popülaritesine bakıldığında, parlamentodaki mevcut payını koruması ve hatta protestocuların öldürülmesinden sorumlu olmakla suçlanan İran’a yakın diğer Şii akımlardan ayrışarak oluşacak yeni parlamentoda en fazla sandalyeyi alması bekleniyor.
Ancak, Sadr’ın siyasi pozisyonu oldukça karmaşık. Uzmanlar, siyasi çizgisi ve olaylara karşı tutumunu “istikrarsız” olarak niteliyor. Tüm bu nedenlerle seçimlerden sonra Sadr Hareketi’nin pozisyonunu tahmin etmek de güç.
Bununla birlikte, Arap dünyasıyla Irak ilişkilerini normalleştirmek, geçtiğimiz birkaç yıl boyunca ve özellikle reform çağrısında bulunan kitlesel gösterilerin ardından, Irak’ın egemenliğini korumak, Irak’ın iç işlerine bölgesel müdahaleye son vermek ve ABD güçlerini Irak’tan çıkarmak gibi bir pozisyonu benimsemeye yönelecek bir çizgide olması bekleniyor.
Fetih Koalisyonu
İkinci büyük Şii ittifakı, İran’la yakın bağları olan ve Bedir Örgütü lideri Hadi Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu. Koalisyonun, 2018 seçimlerinde kazandığı 48 sandalye sayısına ulaşması beklenmiyor.
Bu koalisyon, özellikle Ekim 2019’da Şii çoğunluklu bölgelerde İran’a yakın Şii milislerin uygulamalarına ve egemenliğine karşı gösterilerin patlak vermesinden bu yana çok daha zayıf.
Şii silahlı grupları, siyasi aktivistlerin öldürülmesinden sorumlu olmakla suçlanıyor, bu da onların Şii toplumundaki imajını ve duruşunu olumsuz etkiliyor.
“Ulusal Devlet Güçleri”
Üçüncü büyük Şii grup, Şii siyasi ve dini lider Ammar Hekim ve eski Başbakan Haydar İbadi liderliğinde kurulan “Ulusal Devlet Güçleri” adlı koalisyon. Bu koalisyon en zayıf grup olarak görülüyor. Her iki tarafın da seçim barajına ulaşması için diğerine ihtiyaç duyması nedeniyle oluşturuldu.
Koalisyon, Şii milislerin Irak devletinin kontrolüne tabi olduğunu vurgulayan Fetih Koalisyonun büyük bir rakibi. Siyasi olarak ittifakın Sadr Hareketi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği ile iyi ilişkileri var ve bu da seçimlerden sonra yeni iş birliği alanlarının oluşmasına kadar gidebilir.
Koalisyondaki bazı isimler ABD’nin kara listesinde yer almakta. Uzmanlar, seçimlerin ardından koalisyonun dağılmasını bekliyor.
Takaddum Koalisyonu
Sünniler ise iki büyük ayrı seçim koalisyonuyla seçimlere hazırlanıyor. Bunların ilki Meclis Başkanı Muhammed Halbusi’nin başında olduğu Takaddum (İlerlemek) Koalisyonu diğeri de Sünni iş adamı ve siyasetçi Hamis Hançer’in liderliğini yaptığı Azim Koalisyonu.
Kürt siyasi hareketine önderlik eden partilerden Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tek başına seçime girerken, ikinci güçlü Kürt partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği ise Goran Hareketi ile ittifak oluşturarak seçime katılma kararı aldı.
Türkmenler de ilk defa tüm siyasi partilerin katılımıyla tek seçim ittifakıyla 10 Ekim seçimlerine katılıyor.
Seçim öncesi bazı önemli gelişmeler
Sistani-Haşdi Şabi ayrımı
Irak’ta Şiilerin en büyük dini mercisi Ayetullah Ali es-Sistani’ye bağlı silahlı yapı Haşd’ül Atabat el-Mukaddese, Haşdi Şabi’den ayrı olduğunu duyurdu. Yapılan açıklamada, resmi, meşru ve yasal bir oluşum olduklarını, bunun Fırkat’ül İmam Ali, Fırkat’ül İmam Abbas, Ensar el-Mercii Tugayı ve Ali Ekber Tugayı’ndan meydana geldiğini söyledi.
Zeydi, bu yapının mevcut Haş di Şabi değil, yasal olarak Başkomutana (Başbakan) bağlı olduğunu da ilk defa duyurdu.
Haşd’ül Atabat el-Mukaddese yapısı içerisindeki 4 oluşum, dini olarak da İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e değil, Sistani’ye bağlı olduklarını belirtiyor.
Irak’ta yaklaşan seçimler öncesi Haşdi Şabi ve Haşd’ül Atabat arasındaki ayrılık meselesi tartışılırken, Sistani de halkı “değişim için” sandığa gitmeye çağırdı.
Terör örgütü PKK’nın Sincar’da KDP’yi engellemesi
Musul’a bağlı Sincar’a seçim çalışmaları için giden Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) adaylarının PKK ve YBŞ terör örgütleri tarafından ilçeye girişine izin verilmemesine de değinen Plasschaert, “Sincar’daki olay çok çetrefilli, olanları yakından takip ettim. Irak’ta adayların seçmene ulaşma özgürlüğünden yanayız” diye konuştu.
Irak’ta 10 Ekim Pazar günü erken genel seçimler yapılacak. Ülkede 2018 yılında yapılan seçimlerde Kerkük ve diğer bölgelerde şaibe ve usulsüzlükler yapılmıştı.
Kaynak: TRT Haber (AK)