‘Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok’
Kürşat Zorlu
Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin Kerkük’ü oldu bittiyle kendilerine katmak istediğini söyleyen Irak Türkmen Cephesi Başkanı Salihi: “Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok. Irak Türkmenlerinin huzura kavuşması Kerkük caddelerinden başlar”
Geçtiğimiz gün Irak’ın petrol rezervinin yarısına yakınını barındıran Kerkük’ün Erbil girişinden bir foto kamuoyuna yansıdı. Basında fazla yer bulmasa da Türkmen şehri Kerkük’e dev bir Peşmerge heykeli dikiliyordu. Mart ayında Kerkük İl Meclisi’nin kararı ile kamu kurumlarına Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağının asılması ve bunun Irak parlamentosunun karşı duruşuna rağmen uygulanması 4 Nisan’daki Kerkük’ün referanduma dahil edilme kararının adeta habercisi oldu. Zaten 7 Haziran’da Barzani tarafından 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapılacağı duyuruldu. Türkiye tüm bu kararlara karşı olduğunu açıklasa da sürecin ilerleyişi durdurulamadı. Gelinen aşamada son dönemde Türkiye ile yoğun diplomasi trafiği yaşayan Barzani ve Kürt Bölgesi için artık bağımsızlık hedefinin hiç de uzak görülmediği söylenebilir.
Hiç şüphesiz bu kaotik süreçte Türkiye’yi de yakından ilgilendiren konuların başında Türkmenler geliyor. Bölgedeki Türkmenler bir varlık yokluk mücadelesi verirken Türkiye’nin omuzlarında tarihi bir sorumluluk duruyor. Özellikle Türkiye’de sosyal medyada yankı uyandıran heykel olayından sonra Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ile görüştük. Son olayları, Referandumu, PKK’nın varlığını, Kerkük’teki güncel demografik durumu ve Türkiye’den beklentilerini sorduk. İşte Salihi’nin çok özel açıklamaları:
‘Bağdat bunu reddediyor’
“Kerkük’ün referanduma katılması konusu hayati bir önem taşıyor. Kürtler bir oldu bittiyle Kerkük’ü kendilerine katmak istiyorlar. Üzülerek ifade edeyim ki bunun önlemini önceden almalıydık. 100 yıllık bir süreçte terk edilen bir Kerkük var. 100 yıldır bağırdık çağırdık ama sesimizi duyuramadık. Bir gün içerisinde hem bizim hem Ankara tarafından bu gidişi durdurmak nasıl mümkün olacak bilinmez! Ancak Kerkük’ün yasal olarak referanduma katılması mümkün değil. Bir defa anayasaya aykırı… Kürt parlamentosundan bir yasa çıkmamıştır. Mutlaka parlamento kararı gerekir bu konuda. Demek ki bu karar iki partinin kararıdır. Bununla ayrı bir Kürt devleti için Bağdat’a baskı aracı olarak kullanılıyor.
Demografiyi değiştirdiler
Bağdat hükümetinden bugün aldığımız bilgiler bu yönde bize müspettir. Bağdat bunu reddediyor. Komşu ülkeler reddediyor. Bizim bu hususta şartımız tabi ki sonuna kadar Kerkük’tür. Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok.”
“Irak Türkmenlerinin huzura kavuşması Kerkük caddelerinden başlar. Kerkük’ün nüfusu 2003’ten 1 ay önce 850 bin civarındaydı. Bunun aşağı yukarı 400 bine yakını Türkmenlerden oluşuyordu. Diğer yarısı Kürtler ve Araplardan oluşuyordu.
Bugün ise son nüfus kayıtlarında 1 milyon 600 bin civarında olan nüfusun yarısı Kürtlerden diğer yarısı Türkmen ve Araplardan oluşuyor. Türkmenlerden göç edenler artıyor. Bugünlerde çetelerin ve kaçırılma olaylarının artması sebebiyle önemli bir kısmı Türkiye’ye gitmektedir.”
‘Biz yıkılırsak başarırlar’
“Kerkük’ün demografi değişimi 1927-1930’larda petrol keşfedildikten sonra Kürt akımı başlamıştır. 2003’ten sonra ise en etkili nüfus değişiklikleri yapılmıştır.
Herkese söylüyoruz HEYKELLERLE falan Kerkük değiştirilemez. Ama Irak Türkmenlerinin acilen kalkınması, ayakları üzerinde durması sağlanmazsa yani biz ayakta kalmayı başaramazsak Kerkük bir oldu bittiyle başka bölgelere ilhak edilir. Gerçekten çok daha zor günlerin bizi beklediğini söylüyoruz ve göreceğiz.”
‘YPG’nin, Müslim’in ne işi var?’
“Kerkük’te bir başka tehlike olan PKK varlığı son 2 yıl içinde ciddi miktarda arttırılmıştı. Biz bunu defalarca söyledik. Irak hükümetinin de bu hususta bir suçu vardır. Ayrıca İran ve Talabani’nin partisi KYB de aynı suça sahiptir. Kerkük ve Tuzhurmatu’da PKK karargahlarına müsaade etmeleri büyük bir tablonun gösterimidir. Ne yazık ki bu tabloda Ankara uzak kaldı. Sadece Kerkük üzerinde değil Ankara Amirli Diyala ve Tuzhurmatu gibi bölgelerden de uzak kaldı. Üstelik biz bunları söylediğimiz zaman suçlandık. Bize türlü türlü suçlar isnat edildi Ankara’dan bazı yetkililerden… Ama biz milli varlığımızı ispat etmek için bazı adımları istedik, ne yazık ki olmadı. YPG’nin Kerkük’te ne işi var. Benim dışımda Salih Müslim’in Kerkük ziyaretini kınayan olmadı.”
‘Tahran-Ankara-Bağdat mutabakatı gerek’
PKK’nın Kerkük bölgesinden uzanacak şeritin üzerinden Telafer ve Sincar gibi bölgelere de gitmeleri öyle sıradan bir olay değildir. Çok ciddi bir sorundur. Bunu çözmek için mutlaka Ankara, Tahran ve Bağdat mutabakatı gerekir. İran’ın da bir PKK sorunu vardır. Onlar da bu süreçten mutlaka etkilenecektir. Özellikle Irak’ta KYB’lilerin de buna fırsat vermeyeceğini düşünüyorum.