KIBRIS TÜRKLERİ SINAV ARİFESİNDE
Nuri GÜRGÜR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamını maalesef işgal etmekte olan Mustafa Akıncı’nın zihniyetini, amacını ve dış bağlantılarını ortaya koyan bu hezeyanı milletimizin vicdanında nefretle karşılandı, büyük tepki topladı. Bu kişi aynısını Barış Pınarı Harekatı sırasında da yapmış, Türkiye düşmanlarının ağzıyla konuşmuştu.
Bu konuda Türkiye’den yükselen tepkilerden ziyade Kıbrıs Türkleri’nin tavrı önem taşımaktadır. Açıktır ki Akıncı Türk olmaktan haz duymuyor; milli kimliğin en önemli unsuru olan “mensubiyet bilinci”ne sahip değil. Bir çok örneği olan “milletim nev- i beşer” diyenlerden biri.
Kendimizden bir parça olarak görüp bağrımıza bastığımız, kem gözlülerden zarar görmemeleri için uğrunda savaştığımız, her konuda yardım yapmayı milli sorumluluğumuz saydığımız Kıbrıs’lı kardeşler bir hainin bu makamda olmasını içlerine sindirecekler mi? Önlerinde ne düşündüklerini gösterecek çok güzel bir fırsat var; iki ay kadar sonra cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak.
Bu seçim Kıbrıs Türkleri için tarihi bir sınavdır. Annan Planı referandumunda rahmetli Rauf Denktaş’ı yalnız bırakarak tarihi bir yanlış yapmışlar, Denktaş’ı çok üzmüşlerdi. Bu seçim Referandum’dan da daha önemli ve belirleyici olacaktır. Çünkü o dönemde Türkiye’de de Annan Planı taraflısı çok insan vardı, hatta resmî cenahtan da destek buluyordu; o şartlarda Kıbrıs Türkleri’nin kafalarının karışık olmasının gerekçeleri vardı.
Ama bugün her şey ortada; hainden yana olmak gibi bir zilleti kabul edeceklerine ihtimal vermiyorum. Denktaş gibi bir kahramanın makamını kirletmekte olan bu kişi, hakkettiği cevabı sandıkta almalı, yankısı bütün dünyadan ve Rum kesiminden de duyulacak ağırlıkta bir tokat atılmalıdır. Böylece kendisiyle aynı zihniyet ve meşrepte olanlarla beraber tarihin çöplüğüne atılmış olurlar.
Kıbrıs konusu sadece Türkiye’nin ve Türk’lerin meselesi değildir, Ada’nın bilinen stratejik önemi, son dönemde çevresinde bulunan doğalgaz yataklarıyla birlikte çok daha arttı; uluslararası güçlerin pay kapmak için yarıştığı bir alan haline geldi. Artık karşımızda sadece Rum’lar değil onlarla politik ve ekonomik bir blok oluşturan Mısır, İsrail, Lübnan ile onları destekleyen ABD, AB , Rusya gibi küresel güçler var. Devasa mali imkana sahip küresel petrol şirketleri de devrede bulunuyor. Böylesine geniş bir menfaat kombinezonu Mustafa Akıncı gibi milliyetsiz bir kuklayı ellerinden kaçırmayı asla istemezler. Bu nedenle seçim sürecinde her türlü imkanlarını devreye sokarak, büyük çapta paralar saçarak, insanları satın alarak Akıncı’yı yetinde tutmak isteyeceklerdir. Türkiye’deki milliyetsiz ve seviyesizler de “bu onların kendi işi karışmayalım “ diye seferber olacaklardır. Gecikmeden etraflı milli bir plan yapılmalı, doğru bir seçim stratejisi hazırlanıp uygulamaya konulmalıdır. Mesele kesinlikle bir parti ve iktidar meselesi gibi ele alınmamalı, muhalefetle yakın ve samimi bir işbirliği yapılarak hareket edilmelidir.
Şunu unutmayalım ; Rauf Denktaş’ın makamına uluslararası güçlerin ve Rum’ların maşası olacak çakalların oturtulmaması için çalışmak, bir kişinin yahut grubun değil millet olarak hepimizin görevidir.