Kerkük’ün İşgalinin 17. Yılı
(10 Nisan 2003-2020)
Dr. Şemsettin KÜZECİ
Kerkük şehri 17 yıl önce işgal edildi…
ABD güçleri çeşitli bahanelerle 9 Nisan’da Bağdat’ı işgal edip Saddam rejimi iktidarını sona erdirdikten bir gün sonrası 10 Nisan 2003 tarihinde Kerkük’ü işgal etti. Bugün Kerkük’e baktığımızda 17 yıl içerisinde neler yaşandı, neler değişti görmemiz için öncelikle şehrin kalkınması, yönetim anlayışı ve o yönetimin vatandaşına sunmuş olduğu hizmeti ele alıp, daha sonra bu şehirde yaşayan insanların işsizlik, güvenlik, elektrik, su, benzin, yakıt ve halkın ısınması için gerekli hizmetlere bakmak o şehrin vatandaşları ne şekilde geçimlerini ve yaşamlarını geçirdiklerini ancak anlayabiliriz.
İşgalin ilk gününden beri Kürt istilasına uğrayan şehirde devletin hemen hemen tüm dairelerini Kürtler ele geçirdi. Valilik, Vilayet Meclisi, Belediye, Nüfus ve Vatandaşlık, Adliye, Polis, Asayiş ve daha onlarca daire…Kerkük’te her şey Kürtlerin kontrolüne geçmişti. Saddam iktidarı 35 yıl Araplaştırma politikası ile Kerkükle uğraştı. Kürtler ise, 2003’ten sonra 16 Ekim 2017 tarihinde kadar Kürtleştirme politikasını uyguladı. Yani anladığımız Kerkük’te her zaman olduğu gibi “Kürt çalıp, Arap oynar” misali hayat devam etti ve ediyor…
16 Ekim 2017’de Irak Federal Polisi ile Haşd’i, Şabi güçleri Kerkük’te Kanun uygulaması operasyonu sürecinden sonra Kerkük Kürtleşmeden yine Araplaştırmaya geçti. Bu defa Vali Arap oldu. Kerkük’ün yönetimi Kürt’ten Arap’a geçti. Peki ya Türkmen nerede…
Kerkük’ün bugünkü nüfusuna baktığımızda 1.939.000’dir. %36’ı Arap, %34’ü Kürt ve %30’u da Türkmen olarak tahmin ediliyor. Ancak 3 yıldır Kerkük Vilayet meclisi yok, Kerkük sözde Merkezi hükümet tarafından yönetiliyor. Ancak Arap Vali her istediğini yapıyor. Kürtlerle de önemli anlaşmaları vardır Özellikle de “Yatırım ve Petrol” konularında… Bu tablo Türkmenlerin aleyhine devam ediyor.
12 Mayıs 2018 tarihinden beri Irak çalkantılı süreçten geçiyor. Bir türlü istikrara kavuşmayan Irak hükümeti; Erbil Kürt yönetimi ile kavgalı, ABD ile kürkün ve İran ile endişeli bir süreç yaşıyor. Üstelik hükümet yok, bir türlü kurulması için de gruplar arasından konsensüs gerçekleşmiyor.
Yolsuzluk, işsizlik ve kamu hizmetinin verilmediği gerekçesiyle 1 Ekim 2019 tarihinde Korona virüsünün ortaya çıkmamasına kadar Irak’ta ayaklanan başta gençler ve halk Başbakanın istifasına neden olmuş ve 2 Başbakana hükümeti kurma görevi teklif edilmiş, ikisinde hükümeti kuramamıştır. Dün 9 Nisan 2020 tarihinde Üçüncü kez Irak Cumhurbaşkanı bu defa tüm siyasi grupların anlaşmasıyla Irak Muhaberat Başkanı Mustafa el-Kazimi’ye hükümeti kurma görevini teklif etti. Hala Irak başsız yaşamaktadır…
Yeni yılın ilk günleri ile birlikte Irak’ta da Korona virüsün görünme ihtilaline karşı hiçbir önlem alınmamıştır. Mart ayında Irak’ta da ortaya çıkan Korona Virüsü Hükümeti ve Halkı ciddi tedirgin etmiştir. Irak hükümeti 44 Milyar ID (37 Milyar ABD doları) bir paket açıklasa da Irak’ta Koronavirüstan halk çok tedirgin ve önümüzdeki günler vakaların artırması söz konusu tahmin ediliyor.
Dünya yeniden şekillendiği bir sürece girdiğini kabul eden dünya liderleri Korona’dan sonra Dünya’da yaşam tarzı ve sistemi değişeceğine vurgu yapıyorlar. Dünya bir dijital sisteme geçeği ve yeniden dizaynı olacağını söylüyorlar. Dünya’da ve Irak’ta bu kadar önemli gelişmeler yaşanırken Irak’ta varlıkları 5 milyondan civarında olan Türkmenler ne yapıyor. Telafer’in istikrarı, Tuzhurmatu’nun geleceği, Erbil’de Türk varlığı ve Kerkük’ün statüsü ve Erbil yönetimine ilhak edilmemesi için ne gibi politikalar izleniyor. Plan ve projeler üzerinde çalışmalar yapılıyor mu? Yoksa yine siyasiler rant, mevki, yeni görevler peşindeler mi?
…İşte bu durumlar Koronavirüsün varlığıyla ile birlikte Türkmenleri tatmin edecek, güvenlik sahiline çıkarak bir yeni sistem ve yeni bir oluşum veya mevcut Sistem’in revize ve gözden geçirmeye ihtiyaç vardır…
17 yıl içerisinde Türkmen yetkilileri Kerkük ve Türkmenler için yapamadıklarını bundan sonra yapmaya çalışmalıdırlar. Yoksa halk artık ne siyasileri ne de birbirlerini af etmeyecektir.
Sözün kısası EvdeKal bun yazdıklarımı oku ve düşün…
Saygılarımla…