Kerkük’te Hoyrat Urmu’da Bayatı[1]
Tarih içinde tüm dünyada yaşayan tüm eski etnikler ve toplumların kendilerine özel şiir ve edebiyat üslupları vardır. Bu etnikler ve insani toplumlar tarih boyunca kendi geleneklerini, adetlerini, yaşam tarzlarını, günlük yaşamlarını, tarihi olayları, acıları ve mutluluklarını şiir ve hikayeler haline getirmiş nesilden nesile ve sineden sineye bu güne kadar yeni nesillerine armağan etmişler. Biz bu gün bu armağanlara “folklor” yada “ağız halk edebiyatı” diyoruz ve başka milletler gibi atalarımızın bize armağan ettiği bu büyük kültür mirasını araştırma ve korumaya çalışıyoruz.
Dünya’daki Türk toplumlarının yöresel “halk ağız edebiyatı”
Dünyada yaşayan Türk topluluklarının edebi ve şiirsel kültür mirası varlıkları dünyanın en zengin ve korunmuş manevi kültür miraslardan biridir. Bu manevi kültür miras varlığı dünyada yaşayan Türklerin arasında bir çok zaman konu, üslup, kalıp, rivayet tarzı ve hatta tüm içeriliğiler beraber aynıdır ve sadece şiirin okuması yada hikâyenin anlatılması yöre ve coğrafi bölgelerin kendine özel Türkçe şivesi ve ağzıyla söylenilir.
Hoyrat nedir? (Anlam, konu ve üslup)
Irak Türkmenleri arasında çok yaygın olan bu kalıplardan biri Kerkük’te hoyrat ve Erbil Türkmenleri arasında keremi olarak adlandırılmıştır. Dil ve edebiyat uzmanları ve araştırmacıları hoyrat kelimesinin menşei hakkında değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Divan şairlerince halk şiirinin genellikle küçük görülmüş olmasından hareketle hordan, el ele tutuşup oynanan bir oyunun adı olan horadan (Türk Lugatı, II, 663), “kaba ve faydasız, hoyrat” anlamındaki har ve haradan (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, III, 138), askerlikte “öncü kolu” demek olan haravuldan (Ali Şîr Nevâî, s. 184) ve Kazan Türkçesi’ndeki “ney” anlamını taşıyan kuraydan (Türk Lugatı, III, 852) geldiği yolundaki açıklamalar bunlardan birkaçıdır.
Hoyratlar eski şaman şiirleriyle Kâşgarî’nin saguları, Ahmed Yesevî’nin bazı hikmetleri, Bâbür Şah, Nesîmî, Nevâî, Hatâyî ve Kadı Burhâneddin’in tuyuğları gibi dört mısralı nazım şekillerini çağrıştırmakta, böylece çok eski bir Türk şiir tarzı olduğunu düşündürmektedir
Hoyrat halk hayatının ve özellikle Irak Türkmen kimliğinin her anında önemle yer almıştır. Arkadaş toplantıları, kına, düğün (toy), esvap giyme, güveyi koyma gibi törenler; kır gezintileri, bağ, bahçe ve tarlalardaki çalışmalar; eğlenceler, mevlid, zikir gibi dinî törenler; doğum ve ölüm gibi olaylar hoyratların çokça söylendiği ve çeşitli mûsiki aletleriyle icra edildiği ortamlardır.
Hoyratlar genelde üslub ve kalıb olarak 4 misrad’de ve 7 heceden oluşturlmuş ve anlam olarakta bu 4 misrada tamamen söyleyen insanın söylemek istediği konuyu taşımaktadır.
hoyratlar’da biçim olarak kafiye birinci,ikinci ve dördüncü misralarda yer almaktadır.
Hoyratlar tür olarak (kesik) ve (cinas ) olarak tanılıyor.
İlk başta söylediğimiz gibi dünyada yaşayan Türk topluluklar ve kavimler tarih boyunca hep aynı kültürü yaşamış ve coğrafi ve akraba ve yakınlarında yaşayan topluluklarla iletişim kurdukları için kültür değişimine uğrayabilirler ama bazı manevi kültür miraslarını canla korumaya başarmışlar ve ataları ve soyları aynı olan başka Türk kavimler ve topluluklarla aynı ve benzer kültürleri korumuşlar ve
Türkmen hoyratları bu miraslardan biridir.
Türkmen hoyratının kardeşi Azerbaycan Türklerinin Bayatısı Hoyrat şiir biçimi dünya üzerinde bir çok kardeşi ve akrabası vardır.
Bu kardeşler ve akrabalardan biri azerbaycan cumhuriyeti, Gürcistan (borçalı bölgesindeki azerbaycan türkleri) ve iran azerbaycan eyaletlerin’de ve azerbaycan türkleri yaşıyan şehirlerde yaygın olan bayatı kalıbıdır.
Bayatı türkçemizde eski ve köklü anlamındadır ve azerbaycan cumhuriyeti ve iran’nın bir çok yerinde yaşayan bayat isimli bir aşiretin ismi olarakta biliniyor.bazı tarhçilere ve edebiyat bilginlerine göre bayatı kalıbında ilk şiir söyleyen bayat aşireti olmuş ,bunun için bu kalıbın ismi Azerbaycan Türkleri arasında bayatı olarak anılmış.
Bayatı ve hoyrat bazen anlam olarak tarihi ve kültürel nedenlere göre aynı menayıda taşımışlardır. 1920’de İngiltere ordusunun Telafer işgali esnasında, bu bölgenin kahraman halkı 3 ay böyunca dağlarda yaşamış ve savaşmışlar ve bir çok Türkmen insanı bu savaşlarda şehit olmuş ki bu tarihi döneme bölge halkı dilinde (kaç kaç) söyleniliyor.
Aynı zamanlarda İran’ın batı Azerbaycan eyaletinde (urmiye, salmas ve hoy şehirleri) rus devleti destekleriyle katliama başlayan ermeni, Asuri (cilovlar) ve Osmanlıdan göç eden Kürt kökenli terörist çeteleri bölgedeki yerel halkı katliama başlamıştır ki bu olaylar Osmanlı ordusu ve bölge halkı tarafından yapılan savaşlar esnasında bir çok Osmanlı askeri ve yerel halk savaşçılarının şehit olmasıyla sona ermiş ve bölge tamamen terörist çetelerden temizlenmiştir.
İran’ın batı Azerbaycan eyaleti halkının dillice bu olaylara (kaçakaçlık) diye söyleniliyor.
(kaç kaç) ve( kaça kaçlık) olayları nedeniyle bölgedeki mazlum halkın dilinde hoyratlar ve bayatların yaranmasına neden olmuş.
Bu hoyratlardan biri de o dönemde iki şive ve iki yörede sadece bazı kelime farklılığıyla ve aynı anlamda söyleniş:
Türkmen Hoyratı
Bu torpağım bu daşım
Uğrunda ölsin başım
Kerkük’ün ḳatli’âmın
Unutma ey yurddaşım
Azerbaycan Türkçesinin urmu şivesinde bayatı
Bu toprağın bu daşın
Üstünde getse başım
Urmu menim elimdi
Unutma ey yurddaşım
Bu hoyratlar ve bayatılar gibi onlarca, aynı anlam ve kelimelerde ve sadece farklı Türkçe şivelerde ve lehçelerde (ağızlarda)yaranmış ve söylenilmiş,
Örnekler
Türkmen Hoyratı
Ayağa bak başa bak
Oynayan göz kaşa bak
Nakşa bakma gözlerim
Nakşeden nakkaşa bak
Azerbaycan Bayatısı
Ayağa bak başa bak
Oynayan göz kaşa bak
Nekşe bakma gözlerim
Nekşeden nekkaşa bak
Türkmen Hoyratı
Civanım gül ağlama
Aç gözleriv bağlama
Gün gelir bu da geçer
Zamana bel bağlama
Azerbaycan Bayatısı
Azizinem ağlama
Aç gözüyün bağlama
Gün geler bu da geçer
Zamana bel bağlama
Bayatı ve hoyrat bazen anlam olarak tarihi ve kültürel nedenlere göre aynı menayı’da taşımışlardır, 1920’de ingiltere ordusunun telafer işgali esnasında, bu bölgenin kahraman halkı 3 ay böyunca dağlarda yaşamış ve savaşmışlar ve bir çok türkmen insanı bu savaşlarda şehid olmuş ki bu tarihi döneme bölge halkı dilinde (kaç kaç) söyleniliyor.
Aynı zamanlarda iranın batı azerbaycan eyaletinde (urmiye,salmas ve hoy şehirleri) Rus devleti destekleriyle katliama başlayan ermeni,aşuri(cilovlar) ve osmanlıdan göç eden kürt kökenli terorist çeteleri bölgedeki yerel halkı katliama başlamıştır ki bu olaylar osmanlı ordusu ve bölge halkı tarafından yapılan savaşlar esnasında bir çok osmanlı asgeri ve yerel halk savaşçılarının şehid olmasıyla sona ermiş ve bölge tamamen terorist çetelerden temizlenmiştir.
iranın batı azerbaycan eyaleti halkının dilice bu olaylara (kaçakaçlık )diye söyleniliyor.
(kaç kaç) ve( kaça kaçlık) olayları nedeniyle bölgedeki mazlum halkın dilinde hoyratlar ve bayatıların yaranmasına neden olmuş.
Bu hoyratlardan biri de o dönmde iki şive ve iki yörede sadece bazı kelime farklılığıyla ve aynı anlamda söyleniş:
Türkmen Hoyratı
Bu torpağım bu daşım
Uğrunda ölsin başım
Kerkük’ün ḳatli’âmın
Unutma ey yurddaşım
Azerbaycan Türkçesinin Urmu şivesinde bayatı
Bu toprağın bu daşın
Üstünde getse başım
Urmu menim elimdi
Unutma ey yurddaşım
Bu hoyratlar ve bayatılar gibi onlarca, aynı anlam ve kelimelerde ve sadece farklı Türkçe şivelerde ve lehçelerde (ağızlarda)yaranmış ve söylenilmiş,
Örnekler
Türkmen Hoyratı
Ayağa bak başa bak
Oynayan göz kaşa bak
Nakşa bakma gözlerim
Nakşeden nakkaşa bak
Azerbaycan Bayatısı
Ayağa bak başa bak
Oynayan göz kaşa bak
Nekşe bakma gözlerim
Nekş eden nekkaşa bak
Türkmen Hoyratı
Civanım gül ağlama
Aç gözleriv bağlama
Gün gelir bu da geçer
Zamana bel bağlama
Azerbaycan Bayatısı
Azizinem ağlama
Aç gözüyün bağlama
Gün geler bu da geçer
Zamana bel bağlama
Türkmen hoyratlarının başka Türk kavimler ve topluluklarda edebi kalıp benzeri
İran’da yaşayan Türk etnikleri arasında İran’ın güney kısmında yaşayan kaşkay, kıpçak, bıçakçı ve kenger Türkleri hoyratlara koşuk ve hoyrat İran’ın merkezinde yaşayan sava şehri ve etrafındaki halaç Türk boylarında yır, kuzeyde yaşayan Türkmenler arasında aydım ve İran’ın Azerbaycan Türklerinin yaşadığı eyaletler ve şehirlerde hoyrata ve bayatı söylenilir.
Başka ülkelerde yaşayan Türklerde ‘de aynı İran Türkleri gibi hoyratların kendine özel isimleri var. Pirizren Türklerinde “martifal”, Gagavuz Türklerinde “şın”, “çın” ve mâni”; Kıbrıs Türklerinde “mâni” Irak Türklerinde “me’ni”, “hoyrat”, “horyat”, “koryat”, “koyrat”; Kırım Türklerinde “mane”,”cır”, “yır”, “çıng”, “çinik/çinig”; Kumuk Türklerinde “sarım”, “Nogay Türklerinde “şın” ve “çın”, Kırgızistan’da “tört sap”, “aytipa”, “öleng”, “kayım ülenek”, “aytış”; Kazakistan’da “ölen”, aytıspa”, “aytipa”, “gayım ölen”, “kayım ülenek”; Özbekistan’da “törtlik”, “aşula”, “koşuk”; Uygur Türklerinde “yörtlik”, Türkmenistan’da “rubayı”, “rubağı”, “moncugattı” ve “lele”; Kazan Türklerinde “şiğir töri”, Başkurt Türklerinde “şiğir törö” gibi sözler, ve Türkiye’deki Türkler’de genel olarak mani kelimesi kullanılır.
Mehdi Dehkan
***
[1] Mehdi Dehkan, Kerkük Gazetesi,