Kerkük Şairleri Kitaplarında
Ata Terzibaşı’nın Kaynakları
Dr. Mehmet Ömer Kazancı
Araştırı sorumluluktur. Her kesin yüklenebileceği o kolay çektirilmiş sorumluluklardan değildir elbette.
Gerçekleri ışığa çıkarmak için kaynakları özenle karıştırmak, kaynaklardaki yanlışlıkları, tutarsızlıkları, çelişkileri, nedenleriyle açıklamak sorumluluğu…
Araştırıcıların, özellikle de bilimselliği iş edinen ve tek yöntem olarak benimseyen araştırıcıların en büyük destekleri kaynaklardır. Bir araştırıcı, neyin, nasıl araştırırsa araştırsın, masasının üstünde, inanılır, güvenilir bir nice kaynak bulundurmak zorundadır. Kaynakları masasının üstüne değin getirmesi olanaksızsa, not defterini, kalemini eline alıp kaynakların bulunduğu yerlere gitmek zorundadır. Notlar almak, satırlar aktarmak için kaynakların bulunduğu yerlere gitmesinde engellerle karşılaşacaksa, mektuplaşmak, yazışmak teşebbüslerine girişecektir.
Araştırmacı, not defteriyle, kaynaklarıyla birlikteyken araştırmasını, söz götürmez bir biçimde oluşturur ancak. Bir bilim adamı için laboratuarlar ne ise, kaynaklarda odur, bir edebiyat araştırıcısı için kimin en iyi araştırıcı olduğunu bilmek için, birinci katrede kaynaklarına göz atmak, sonra da bu kaynaklardan hangi ölçüde yaralandığına bakmak gerekir. Araştırıcı, kaynakları teftik teftik ederek okuyan, yaralı bilgilerin üstüne parmak basan, bilgileri birbirine bağlamasını bilen bilgindir. Yazarken nasıl iş içinde ise, okurken da sürekli iş içindedir. Öneminin ayrımına varmadığımız bir bilgi, bir araştırıcı için büyük bir keşif sayılabilir.
Araştırıcı elde ettiği gereken bilgileri topladıktan sonra, bu bilgileri önemine göre sıralamaya, sıralayıp incelemeye girişir. Birbirini tutmayan, birbiriyle gelişen bilgilerin, neden, niçin birbirini tutmadığını, neden niçin birbiriyle çeliştiğini yakalamaya, saptamaya çalışır. Kaynakları toplamaya koyulduğu andan beri görevine başlayan araştırmacının, asıl ustalığı, öz hünerliği, hatta demesi caiz ise, öz araştırıcılığı buradan başlar. Araştırıcılık buradan yaratılıcılığa dönüşür. Bilgileri olduğu gibi, üstünde durmadan, düşünmeden, incelemeden, sıralamak, sıralayıp karalamak araştırmacının işi değildir. Bunu sıradan bir yazarda yapabilir. Böyleleri “derleyici”, “toplayıcı”, az daha insaflı olmak istersek, okuru kültürleştirmeyi amaçlayan makale yazarı olarak saklandırabilir, araştırıcı olarak değil. Araştırıcılık uzmanlıktır, kültür dünyasında saygı değer bir seviyedir.
Araştırı ise, inceleme işini derinleştiren bir alandır. Ötesine, berisine dikkat etmeden çırpıştırmalı olarak yürüten yazılar, araştırı alanına giremez. Böylesi yazılar araştırı olarak göstermek, bilim açısından büyük yanlışlık sayılır.
Bizde Türkmen edebiyatı tarihini araştırma konusu eden bir nice yazar vardır. Bunlardan ancak birkaç araştırı sorumluluğunu etkinlikle üstlenebilmiş ve Türkmen edebiyatının karanlıklarda kalan yanlarını bilimsellikle hak ettiği kadar, aydınlata bilmiştir. Ata Terzi Başı, kuşkusuz ki, bunların başında gelir. Bu, taraf tutmak, yan tutmak değildir. Bir ufkuda sayılmaz. Ustat Terzibaşı, böylesi taraf tutmara, ufku savurmalara gerek duymayan, kalemine öteden beri saygı kazandırmıştır, hayranlık kazandırmıştır.
Bir araştırıcıdır. Yılmaz, yorulmak bilmez bu insan, kendini yiyerek yazdığı eserlerini okurken araştırının o zor kurallarına nedenli bağlı kaldığına, saygı gösterdiğine şaşırmamak olanaksız.
Ata Terzibaşı, araştırırken kılı kırk yaran, bilgilerden bilgiler çıkaran, kitaplar içinde kitaplar yazan bir bilgindir.
“Kerkük Şairleri” kitapları, hocamızın bugüne değin edebiyatımız için harcadığı büyük çabaların mütevazi bulum, engin ve geniş bir boşluğu doldurur.
Terzibaşı, Kerkük Şairleri kitaplarını yazarken bir edebiyat tarihçisi ve bu tarihçilik içinde, bir edebiyat araştırıcısı olduğunu bir an için olsun bile unutmamıştır ve hep bu bilinç ile kalemini kullanmıştır. Önceden, şairler hakkında ayrıntılı bilgiler toplamak amacıyla bütün mümkün kaynakları karıştırmış, sonra, bu kaynaklarda geçen bilgiler arasında karşılaştırma yapmıştır, doğruluk – dürüstlük niteliği taşımayanları kitaplarının dışında tutmuştur.
Bilgiler, arasında, tutarsızlıklar, çelişkiler varsa, bunlarda, bunların nedenlerinde veya nereden kaynaklarında işaret etmeyi unutmamıştır.
Kerkük Şairleri Kitaplarından anladığımıza göre, Ata Terzibaşı’nın yaralandığı kaynakların birçoğu, özel kitaplığında bulunmaktadır. Kaynakların büyük sayıda olduğu göz önünde tutarsa, bu kadar kaynağı masasının üstüne değin getirmede, ustadın nedenli yorulduğu, nedenli çaba harcadığı kendiliğinden ortaya çıkar.
Yine kitaplardan anladığımıza göre, bu kaynakların birçoğu orijinal kaynaklardır.
Yani ustat Terzibaşı’ndan önce, kimsece incelenmemiş, tetkik konusu edilmemiş kaynaklardır. Kerkük Şairleri Kitaplarının bilimsel değeri, bir bakıma, bu orijinal kaynaklara dayanılarak yazıldığından ileri gelmektedir. Aslında, öteki kaynaklarda alışılmış kaynaklar, elden ele dolaşan kaynaklar değildir. Onları da ele geçirilmesi zor olanlardır.
Kaynakların ele geçirmek için olağan üstü çabalar harcamıştır ustadımız Terzibaşı Bağdada uğramış, İstanbul’a gitmiş, Kahire’ye gitmiştir. Müzeler dolaşmış, kitaplar gezmiştir. Ulaşılması güç olan yerlerde bulunan kaynaklar için yazışma yolunu gödmüştür, arkadaşlar, dostlar eliyle temin etme yollarına baş vurmuştur. Okumasını, okuyup yazmasını bilmediği dillerle yazılan kaynakların, güvenilir dostlar tarafından çevrilmesini sağlamak için teşebbüslere girişmiştir.
Bilimsel araştırmalarda kaynakların büyük önem taşıdığı bilincinde olan ustadımız, Kerkük Şairleri kitaplarında söz konusu ettiğimiz şairler ile ilgili olarak verdiği bilgileri hangi kaynaklardan elde ettiğini, kitapların hem “kaynaklar” bölümünde, hem de “çıkıntılar – Hamişle” bölümünde, özenle, dikkatle göstermiştir.
Bu bölümlerden çıkarttığımıza göre, Kerkük Şairleri eserini yazmada kullanılan kaynakların sayısı bir beş yüz kaynağın üstündedir. Kaynaklar oldukça çeşitlidir, Şairler ait eserler, teksire kitapları, edebiyat tarihi kitapları, tarih kitapları, yerli toplama şiir mecmuaları, dergi ve gazeteler, şairlerin dost ve akrabalarından edinilen bilgiler, nüfus kayıtları ve arşivler, dini ve içtimai kitaplar olarak sınıflandırılabilir.
Bütün bu kaynakların üzerine birer birer eğilmeyi burada uygun görmüyoruz. Kaynaklara dair kimi açıklamalar getirerek Kerkük Şairleri kitaplarının gözlerden kaçabilen kimi özelliklerine değinmeyi yerinde görüyoruz.
Ata Terzibaşı, “Kerkük Şairleri” eserinde her şaire “eserleri” adı altında bir bölüm ayırmıştır. Bu bölümlerde şairlerin şiirleriyle ilgili olarak etraflı bilgiler vermiştir, her şairin kaç eseri vardır, bu eserler kaç sayfalıktır, hangi tarihlerde ve nerde basılmıştır, hangi konuları ele almaktadır ve nerede, hangi kitaplıklarda veya kimde bulunmaktadır? Bütün bu biyografik sorular “Eserler” bölümünde yanıtlanmaktadır. Şairlerin şiir veya nedenlerden dolayı ele geçen ortadan kayıp olan eserleri varsa, bunları da unutmamıştır Terzibaşı. İster halk rivayetlerine ister de kaynaklara dayanarak kayba uğrayan bu eserler hakkında da bilgi verme çabasına girişmiştir. Bütün bunları yaparken bu eserlerden gördüklerinin, görüp incelediklerinin edebi değerleri hakkında kendi görüşünü ileri sürmekten geri kalmamıştır Terzibaşı.
Şairlerin eserlerine dair böyle etraflıca, genişçe yer vermek Kerkük Şairleri kitaplarının değerini bir kat daha artırmaktadır ve hakkıyla bu kitaplara “son asır Türkmen Şiirinin Antolojisi” niteliği ile “Türkmence Yazılan Kitaplar veya Eserler Bibliyografyası” vasfını kazandırmaktadır.
Kerkük Şairleri Kitapları bu kadar geniş ve orijinal kaynaklara dayanarak yazıldığına göre, geniş ve orijinal bilgileri de kapsamaktadır.
Bu bilgiler Kerkük Şairlerinin yalnız şiir çalışmalarıyla sınırlı olarak kalmakta, diğer edebi çalışmalarına kadar uzanmaktadır.
Kaynaklarından en yetkin bir biçimde yaralanan Terzibaşı, Kerkük Şairleri kitaplarıyla araştırma ile araştırıcılığın en güzel örneğini vermektedir.