Irak’ta parlamento seçimlerinin üzerinden yedi ay geçmesine rağmen hükümetin kurulamamış olması dolayısıyla, Şii Koordinasyon Çerçevesi, ‘hükümetin kurulması için gerekli anayasal sürenin’ aşılmasıyla ilgili Irak Federal Yüksek Mahkemesi’ne başvurmaya hazırlanıyor. Seçim sonuçlarını reddeden Koordinasyon Çerçevesi’nden bir kaynak, basına yaptığı açıklamada, Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın siyasi güçlerin, önümüzdeki hafta Federal Yüksek Mahkeme nezdinde ‘hükümet kurulmasıyla ilgili anayasal sürenin aşıldığı’ ve ‘parlamentodaki grup başkanlığı ve meclis komisyonlarındaki dağılım ile ilgili’ birer dava açacağını söyledi. Kaynak, “Önümüzdeki hafta Federal Mahkemede iki dava açılacak, dava konularından biri cumhurbaşkanlığı ve hükümet seçiminde anayasal sürenin aşılmasıyla ilgili. Diğeri ise Meclis Başkanı’nın grup başkanlıkları ve meclis komisyonlarının dağılımında meclisteki ağırlığın dikkate alınmamasıyla ilgili olacak” dedi.
Seçimlerden birinci olarak çıkan Mukteda Sadr’ın öncülüğündeki Sadr Hareketi, Egemenlik Bloku (Sünni ittifak) ve Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) tarafından oluşturulan ’Vatanı Kurtarma İttifakı’, Şii Koordinasyon Çerçevesi’ni, cumhurbaşkanının seçilmesini ve hükümetin kurulmasını ‘üçte bir engeline’ başvurarak mani olmakla suçluyor. Nitekim hükümetin kurulabilmesi için öncelikle parlamento üyelerinin üçte ikilik çoğunluğunun bir aday üzerinde uzlaşması gerekiyor. Koordinasyon Çerçevesi meclisteki en büyük grubun Şiilerden olması gerektiğini ve bir ‘ulusal birlik hükümeti’ kurulması gerektiğini savunuyor. Öte yandan Vatanı Kurtarma İttifakı parlamento oturumlarında hazır olmayan milletvekillerini ilzam edecek prosedürlerin yürürlüğe girmesi için çaba sarf ediyor. Böylelikle cumhurbaşkanını seçmek için gerekli yeter sayıyı tamamlamak amacıyla Koordinasyon Çerçevesi üyelerini oturumlara katılmaya zorlamayı hedefliyor. Ancak hukuk uzmanları, Koordinasyon Çerçevesi üyelerinin oturumlara katılmamasının bir ihlal anlamına gelmediğini ve siyasi bir duruş çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Nitekim söz konusu milletvekillerinin oturuma katılıp ardından çekilmeleri de hukuki olarak sakınca içermiyor. Federal Mahkeme’nin kararı ise cumhurbaşkanı oylaması yapıldığında yeter sayının oturumda bulunmasını zorunlu kılıyor.
Mukteda Sadr Koordinasyon Çerçevesi güçlerine, Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti’nin dışarıda tutulması şartıyla uzlaşı teklifinde bulunmuştu. Vatanı Kurtarma İttifakı üç kez cumhurbaşkanı seçme girişiminde bulunmasına rağmen başarılı olamadı. Mukteda Sadr, Ramazan ayının ilk günü itibarıyla siyasi görüşmelerden çekildiğini ve hükümeti kurmak için Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne 40 günlük süre tanıdığını açıkladı. Ancak bu süre zarfında Koordinasyon Çerçevesi’ni cezalandırarak, Meclis’teki komisyonların büyük çoğunluğunu ele geçirmeyi ihmal etmedi. Sadr’ın bu hamlesinin, muhtemel bir ‘ulusal birlik hükümeti’ kurulması durumunda, rakiplerini kısıtlamak için gerçekleştirildiği değerlendiriliyor. Sadr Hareketi, geçtiğimiz günlerde oluşturulan, Meclis Hizmetleri, Güvenlik, Savunma, Gençlik, Ulaşım, Gaz ve Dış İlişkiler gibi etkin meclis komisyonlarının dokuzunda başkanlık ve üye sayısı yoğunluğunu elde etmişti.
Bu arada Meclis’teki bağımsız parlamenterler, 7 aydır devam eden hükümetin kurulamama sorununa bir çözüm bulmak amacıyla yoğun toplantılar düzenlemeye devam ediyor. Bağımsız milletvekilleri, cumhurbaşkanı seçimin ardından bağımsız bir hükümet kurulması yönünde başlatmayı planladıkları girişimi erteledi. Söz konusu girişime göre hükümetin etnik ya da mezhepsel temele bakılmaksızın teknokratlardan seçilmesi öngörülüyor. Koordinasyon Çerçevesi, ‘ulusal birlik hükümetini’ savunurken, Vatanı Kurtarma İttifakı ‘ulusal çoğunluk hükümeti’ kurulmasını, bağımsızlar ise ‘ulusal ittifak’ hükümetinin teşkil edilmesini talep ediyor.