Irak’ta Çağdaş Türk Edebiyatı

Irak’ta Çağdaş Türk Edebiyatı

Dr. Şemsettin Küzeci

Giriş

674M/54H yıllarında Orta Asya ve Azerbaycan’dan Irak’ta yerleşen Türkmenler, dilleri ile edebiyatlarını, kültürlerini de beraberlerinde getirmişlerdir. Şüphesiz ki, Türkmenlerin dilleri, edebiyatlarının kökü Oğuz boylarına uzanmaktadır.

Irak Türkmen edebiyatı umum, Türk edebiyatında önemli bir yer teşkil eder. Bu husustan yola çıkarak Irak Türkmen edebiyatının kendine özgü özellikleri elbette olacaktır. Türkmenler Irak’a yerleştikten sonra zaman içinde yeni unsurlarla kaynaştı ve daha çok kentleşti. Dolayısıyla yeni şartlarda bir edebiyatın doğması da tabiidir. Ne yazık ki Türkmenlerin Iraktaki ilk dönemlerine ait yazılı eserleri tespit edilmemiş; Nesimi, Fuzuli ve Ruhi gibi kıymetlerden önceki şair ve yazarlara ait şiir yazı ve divanlar ortada yoktur.[1]

İmadettin Nesimi El–Bağdadi’nin yaşadığı döneme dek, (1370–1417M) hiçbir Irak Türkmen şair ve yazarının yetiştiği saptanmadı. Nesimi’nin eserlerini araştırıp ve incelersek yaratıcılığı ve ustaca kullandığı çekirdek sözcüklerin olduğu, kendisinden önce onlarca şairin ve yazarın varlığı söz konusudur. Ancak onlar kimdir ve sözlü edebiyatları nedir? Bu durum ne Irak Türkmenleri ne de Irak tarihçileri tarafından bugüne kadar aydınlanmadı. Tarihin gizli sayfalarına karıştı.

Bilindiği gibi Oğuz boyları ve oymakları Türkistan’ın en uzak bölgelerinden 447H/1055M yılında Irak’ta yerleşmeye başladılar ve onlardan önce göç eden Türkmen dalgalarıyla ilişkilerini sürdürdüler. Ve bir süre sonra egemenliklerini 590H/1193M yıllarına kadar İran, Irak, Şam ve Küçük Asya topraklarında Selçuklular olarak egemen oldular.

656H/1258M yıllarında Moğolların Irak’ı işgal etmelerine dek, Irak’ta Türkmen Beyliklerinin dilleri katıksız Türkçe idi. Selçukluların 200 yıl süren egemenlik dönemlerinde şüphesiz ki, dilleri Türkçe’nin ayrı bir ağzı Türkmence olarak şekillendi.

1073M–1077M yılları arasında Bağdat’ta Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divanı Lügat ’it Türk ilk gramer çalışmasıdır. Yabancılara Türkçe öğretmek için, bu kitapta 7500 kelimenin Arapça karşılığı verilmiştir. Kitap’ta, atasözleri, şiir, destan, efsane ve folklorumuzdan örnekler sunulmuştur.[2]

Holako’nun acı dolu iktidarına son veren Hasan Celayir 738H/1337M yılları arasında Celayirler Beyliğini kurdu. Dolayısıyla Irak ile Azerbaycan arasında sıcak ilişkilerin başlangıcı oldu. Ondördüncü yüz yılda, Dede Korkut Hikâyeleri, Irak Türkmen ağzında tespit edilmiştir.

On beşinci yüz yılında 1403M de Irak’a hâkim olan Karakoyunlular ve 1467M yılında gelen Akkoyunlular, Türkmence bir dil kullanmıştır. 1508M yılında Safevilerin girdiği Irak’ta resmi dil yine Türkmencedir.

Irak Türkmen edebiyatının yazılı ilk verimleri Nesimi 1370–1417M, Dede Korkut’un yazıları ile ve Fuzuli’nin de yazdıkları şiirlerin birçoğu Türkmence idi. Nesimi şiirlerini yazdığı yıllarda Orta Asya ve Azerbaycan’da Irak’a göç dalgası süren Oğuz soylu Türkmenlerin arasında kullanılan dil; Türk dillerinin Oğuz grubunun, Oğuz–Selçuk yarım gurubuna giren, telaffuz, morfoloji, sentaks ve şive bakımından hemen hemen Azerbaycan dili aynı şekilde idi.

941H/1534M yılları Osmanlı egemenliği ile Nesiminin ölümünden sonra 117 yıl süren bu durum farklı yönlere sapmaya başladı. Böylece Irak Türkmen dili ve edebiyatı ikiye bölündü; halk dili Azerbaycan Türkçe’sinin etkisindedir. Yazı dilimiz ise Osmanlıcanın…

1498–1556M yıllarında Safevi, Osmanlı dönemlerinde yaratıcılığını sürdüren büyük şair Muhammet Fuzuli, araştırmacıların tespitlerine göre, çağın en büyük şairlerini ve eserlerini bildiği gibi klasik şiirin bütün sanat gizlerini nesir tekniğini, kuruluşuna da halim idi.

1563 M yılında Gülşan–ı Şüâra tezkeresiyle şöhret kazanan Fuzuli, çağının büyük edebiyatçısı sayılan ve Fuzuli’nin oğlu Fazli’nin yakın dostlarından olan lirik şair Ahdi’nin yazdıkları edebiyat tarihimiz için önemli belgelerdir. Ahdi’nin babası Şemsi ve yakınlarından biri olan rendi de şiirlerini bizim dilde yazmıştır. Fazli ise, babası Fuzuli gibi şiirlerini üç dile yazmış ve âşıkane şiiriyle ün kazanmıştır. O dilimizde ilk müstezat şiiri yazan şairlerdendir.

Ahdi’nin tezkeresinde, Bağdat ve dolaylarında yaşayan Türkmen şairlerinden tanınmış Hazani ve Zamiri’dir. Esiri takma adıyla şiirlerini yazan Hazani‘nin döneminde en görkemli şair olarak tespit edilmiştir. Zamiri ise Leyla Mecnun konusunda destanını yazmıştır. Bağdat ve dolaylarında yetişip yaşayan ve Fuzuli’nin izinde giden Iraklı Türkmen şairlerinden İlmi, Zaidi, Cevheri, Hakiki ve Hadimi gibi şairlerdir.

Ona altıncı yüz yılda 1548–1605M yıllarında Bağdat’ta doğan ve Şam’da vefat eden şair Bağdatlı Ruhi divan şiirinin ustalarından sayılır ve terkip–ı bendi ile tanınan bir şairdir. Yine on altıncı yüz yılın sonlarında Bağdat’ta yaşamış Türkmen şairi ve Hattatı Kavsi, Fuzuli ye etkilendiğinin açıkça şiirlerine yansıtmıştır. On sekizinci yüz yılda Kerkük’te doğup büyüyen Nevres El–Kadim, On dokuzuncu yüz yılda Safi Abdullah, yirminci yüz yılda Kabil, Mehri, Eset Naip, Hıdır Lütfü, Hicri Dede, Reşit Akif Hürmüzlü, Mehmet Sadık, Celal Rızaefendi, Felekoğlu, Hasan Görem, Osman Mazlum, Nazım Refik Koçak, Ali Marufoğlu, Abdullatif Benderoğlu, Salah Nevres, Nesrin Erbil ve diğerlerinin Türkmen edebiyatında kendilerini ispat etmişlerdir.

Irak’ta 20. yüzyılda Muhyettin Kabil, Mehri, Eset Naip, Hıdır Lütfü, Hicri Dede, Reşit Akif Hürmüzlü, Mehmet Sadık, Celal Rıza Efendi, Felekoğlu, Hasan Görem, Osman Mazlum, Nazım Refik Koçak, Felekoğlu, Ali Marufoğlu, Mehmet İzzet Hattat, Abdullatif Benderoğlu, Salah Nevres, Nesrin Erbil ve diğerleri Türkmen edebiyatında kendilerini ispat etmişlerdir.[3]

Son 100 yılda (1918-2018) arasında Irak Türkmenleri edebî ürünlerini yurt içi ve yurt dışında yüzlerce gazete ve dergilerde yayımlamışlardır. Başta Kardaşlık, Birlik Sesi, Türkmen Yazarı dergileri olmak üzere, Türkmeneli, Fener, Pınar, Mizan, Muharip, Gökbörü, Fuzuli, Baştabiya, Yeni Kuşak, Birlik Yolu, Doğru Düşünce, Çiçek, Sanat Dünyası, Biz Kadınlar, Altunköprü, Türkmen Bohçesi, Gurgurbaba dergileri ve Yurt, Kerkük, Gavurbağı, Afak, Beşir, Havadis, Türkmeneli, Türkmen, Bağımsız, Doğuş, Aksu, İnci, Şafak vs. Türkmen TV’leri ise, TERT 1994 Erbil’de yayın hayatına başlar başlamz Türkmen yazarlarının edebi çalışmalarına yer vermiştir. 2003 yılında Kerkük’te TERT adında yerel TV açıldı. 2004 yılında uydu üzerinden Türkmeneli TV yayın yapmaya başladı. Irak İletişim Ağına bağlı El-Türkmen (Türkmaniye) TV de 2013 yılında Kerkük’te Irak Türkmen resmî kanalı olarak faaliyete geçti. Onlarca radyo ve internet sitesi Irak Türkmen edebiyatçılarının şiir, yazı ve ürünlerine yer vermiştir.[4]

Saddam sonrası Irak’ta açılan 300’den fazla Türkmen okulu, çok sayıda Türkmence yayımlanan dergi ve gazete, radyo ve Türkmeneli uydu kanalının açılması, internet yayıncılığına da  Irak’ta başlaması ve yayılması, Türkmen edebiyatçıların başta Türkiye ve Azerbaycan olmak üzere Türk dünyasından edebiyatçılarla kurdukları kültürel ilişkilerin; uluslararası şiir ve edebiyat şölenlerine katılarak bu kültürel ve sosyal ilişkiler ağını güçlendirmelerini elbette yeni bir edebiyat akımının başlangıcı olarak değerlendirmek mümkündür.

 Türkmen Sürgün Edebiyatı

Osmanlı sonrası Irak’ta İngiliz işgaliyle başlayan şiddetli baskı ve toplu katliamların sonucunda 1980-1988 yılları arasında yaşanan İran-Irak Savaşı ve Körfez krizinin ardından daha da baskılar çoğalmıştır. Vatan topraklarının dışında bir “Sürgün Edebiyatı” yaşanmıştır; benzer veya daha farklı sebeplerle Türkiye-İran başta olmak üzere farklı ülkelerde yaşayan Türkmenlerin ortaya koyduğu edebiyat, memleket edebiyatı kadar önemli olmuştur.

Türkmeneli dışında ortaya konan Türkmen edebiyatı, sadece edebiyat bakımından değil, siyasi, tarihî ve sosyal hayat biçimi bakımından da araştırmaya değer nitelikler taşımaktadır. Yine Irak Türkmen edebiyatının çoğunlukla “Kerkük” Merkezli olduğu bilinmektedir, diğer yörelerde doğan, yaşayan isimler pek bilinmemektedir. Bu durum üzerinde yaşanan siyasi şanssızlıklar, iletişimsizlik rol oynamıştır.

Körfez krizinden sonra, başta Erbil olmak üzere Kuzey Irak’ta açılan Türk okulları sayesinde çok sayıda yayın vesileyle bu yörelerde yetişen genç kuşağın yeni bir iklimi yakaladığını da tespit etmiş bulunmaktayız. Bu gerçekleri göz önünde bulundurarak son yüz yılın tüm şair, yazar ve sanatçılarından yeni bir ses ortaya koymağa gayret ettik. Elbette, tüm gayretimize karşın bu çalışma sadece bir başlangıç, hatta küçük bir dokunuştur.[5]

Irak Türkmen edebiyatçıları Sürgünde Irak’ta yaşadıkları dönemden daha fazla ürün verdiler. Çıkarmış oldukları dergi, mecmualar ve kitaplarda Irak Türkmen kültürü ve edebiyatı ile geniş tanıtımlar yaptılar. Bu yayınlardan: Fuzuli, Kerkük, Köprü, Türkmen Bohçası, Türkmen Şanı, Can Bala vd. yayınlarda Irak’tan çeşitli nedenlerle göç eden Türkmen edebiyatçıları ve yazarları; İzzettin Kerkük, Fazıl Demirci, Enver Yakubî, Nedi Demirci, Sinan Sait, İbrahim Dakuklu, Erşat Hürmüzlü, Abdülhalik Bakır, Suphi Saatçi, Salah Nevres, Nesrin Erbil, Mustafa Ziya, Şemsettin Küzeci, Kemal Beyatlı, Ali Yağmuroğlu, İhsan Kitapçıoğlu, Ayhan Hacaroğlu, Rıza Çolakoğlu, Miktad Havdioğlu, Yasin Yahyaoğlu Ömer Öztürkmen, Mahir Nakip, Rifat Yolcu, Ekrem Pamukçu, Ziyat Akkoyunlu, Tarık Gündüz, Hidayet Kemal Bayatlı, İsmet Tapu, Abdulhalık Bayatlı, Cengiz Ketene, Acar Okan, Fevzi Türker, Ziyat Köprülü, Ümit Akkoyunlu, İsmet Hürmüzlü ve diğerleri yaşadıkları ülkelerde milli temalar başta olmak üzere, özlem, gurbet, hasret, memleket meselelerine yönelik konuları ele almışlardır. Bu konuda Türkmeneli Vakfı, Kerkük Vakfı ve Kerkük Kültür Derneği onlarca kitap basarak Türkmenlerle ilgili bilgi aktarmıştır. Bu bağlamda en bol verimli edebiyatçılar ve yazarlara arsında, Suphi Saatçi, Şemsettin Küzeci, Erşat Hürmüzlü, Habib Hürmüzlü, Kemal Beyatlı, Mustafa Ziya Necmettin Bayraktar, Nesrin Erbil ve Salah Nevres gibi isimler ortaya çıkmıştır.

 Sürgündeki Yayınlar;

Bu uğurda yayınlanan kitap, gazete ve dergilerin Türkmen kültürünün ve edebiyatının var olduğunu ve tanıtmakta büyük hizmet etmiştir.

  1. Kerkük Dergisi(aylık)

İlk sayısı 1 Ekim 1990 Ankara’da yayınlandı. 1997 yılına kadar 24 sayı çıktı. Daha sonra dergi İstanbul derneğine devredildi. 1 Ağustos1997 tarihinde Dr. Nefi Demirci ilk sayısını çıkardı. 1 Ağustos 1999 tarihinde ve 7 sayı çıktıktan sonra tekrar Ankara derneğine devredildi. 5 sayı daha çıktıktan sonra 29 Şubat 2001 tarihinden 2005’e kadar dergi çıkmamıştır. 13 yıl boyunca toplam 36 sayı çıkmıştır. 2005’te Ankara derneği tarafından 6 sayı çıktıktan sonra yayını durdurulmuştur. 2018 yılında Kerkük Kültür derneği tarafından yeni imtiyaz sahibi ismiyle tek sayı çıktı. Daha sonra dergi maddi nedenlerden dolayı yayını durduruldu.

  1. Irak Türkleri Kültür ve Sanat bülteni:(aylık)ilk sayısı 1990 Ankara’da yayınlandı. Bir kaç sayı sonra maddi sıkıntılardan dolayı yayını durduruldu.
  2. Fuzuli:(aylık) Irak Türkleri Derneği tarafından İstanbul’da 1986’da yayınlandı. 7 sayı sonra maddi sorunlardan dolayı yayını durduruldu.
  3. Türkmen Gazetesi. (Aylık)Irak Türkleri Derneği İzmir şubesi tarafından, İlk sayısı 1998’de yayınlandı. 18 sayı yayınlandıktan sonra maddi nedenlerden dolayı yayını durduruldu.
  4. Notlar Dergisi: (2 ayda bir) ilk sayısı 1998 yılında Türkmeneli Vakfı tarafından yayınlandı. Toplam 3 sayısı yayınlandı. Bazı nedenlerden dolayı yayını durduruldu.
  5. Kardeşlik Dergisi: (3 ayda bir). Kerkük Vakfı tarafından yayınlanmaktadır. Bu güne kadar 13 sayısı yayınlanmıştır. Yayına devam ediyor.
  6. Altınköprü Bülteni (Aylık)(Kerkük vakfı tarafından 2002’de ilk sayısı yayınlandı. Bu güne kadar 5 sayısı yayınlanmıştır. Yayına devam ediyor.
  7. Gürgürbaba Bülteni: Türk Bağ tarafından ilk sayısı çıktı daha sonra sürgün edildi. 2001
  8. Türkmeneli Gençlik. Irak Türkleri derneği. Ankara, 1995 yılından beri muhtelif zamanlarda çıktı. Bu güne kadar yaklaşık 10 sayı çıkmıştır.
  9. Türkmeneli Sesi dergisi. Şemsettin Küzeci, 2003 (3 ayda bir) olarak çıkmaktadır.
  10. Türkmen Bohçası: İstanbul’da birkaç sayı çıktıktan sonra durduruldu.
  11. Altunköprü: İstanbul’da birkaç sayı çıktıktan sonra durduruldu.
  12. Can Bala: Türkmeneli Kültür Merkezi tarafından birkaç sayı çıktıktan sonra yayını durduruldu.

Ayrıca, İran’da Delil, Suriye’de Türkmen ve Almanya’da Türkmen Sesi gazeteleri ve Finlandiya’da Türkmen Şanı, dergisi de yayınlanmıştır.

***

Irak Türkmen Edebiyatında İşlenen Edebi Türler

 Divan Şiiri (Arûz)

Aruz: Hecelerin uzunluk ve kısalık, kabalık veya açıklık değerlerine göre türlü ses kalıplarından oluşan Divan edebiyatı nazım ölçüsüdür. Divan edebiyatının bir parçası olan divan şiiri, başta açık benzetmelerle daha sonra çok ince, karışık bir mecaz sanatı olarak edebiyatımızda yerini aldı. Divan şiirinde gayet açık ve sade olmak değil, edebi sanatlar yapmak suretiyle, maharet, göstermektir. Bu tür şiirin özelliklerinden biri de genel dilde konuşulmayan kelimeleri kullanmak, ikizlik, üçüzlü vs. Farsça tamamlamalar yapmaktır. Divan şiiri her şeyden önce soyut kavramlar şiiri olduğu için divan şairlerinin soyut mazmunlarla örülü duygu ve hayal âlemlerine girilmedikçe bu edebiyat kavranılmaz ve netleşmez.

Türk edebiyatının büyük bir kısmını teşkil eden Divan edebiyatı, Irak Türkmen edebiyatın de etkilemiştir. Türkmen şairleri kendilerini ve oldukça eski tarzdan uzaklaşarak yeniliğe doğru sağlaya bilmiştir. Aruz veznini kullanan Türkmen şairleri yavaş yavaş heceyi de kullanmaya başladılar. Onlardan Osman Mazlum, Esat Naip, Hicri Dede ve başkaları… Ama şimdiye dek Osman Mazlum divan şiirine ve bu akıma bağlılığını sürdürüp ayrılmak istemeyen bir örnek Türkmen şairidir. Esat Naip ise Divan şiirini bırakarak heceye geçmiştir.

Yirminci yüz yılda divan şiirinin özelliklerini geçirdikleri evrelere göre: Gazel başlığı altında yazılan aşk, ağıt, sevgi şiirleridir. Kimi şairler de şiirlerinde yaşamla ilgili sosyal, siyasal, insancıl, yurtsal ve ulusal konuları işlemişlerdir. Kimileri de dinsel, doğa ve başka konuları ele almışlardır.

Şair Hicri Dede Divan şiirimizin öncülerinden sayılır. Arkasından bu yolu izleyen Irak Türkmen şairleri arasında divan edebiyatında kalem oynatanlar: Mehmet Sadık, Celal Rızaefendi, Osman Mazlum, Hasan Necef Felahi, Esat Naip, Nazım Refik Koçak, Reşit Akif Hürmüzlü gibi şairlerdir.

 Hece Şiiri

Hece ölçüsü, aruz ölçüsünden önce xıx. Yüz yıla kadar kullanılmıştır. Hece ölçüsü genelde Türk dili halkların Irak Türkmenleri dahil ulusal ölçüsü sayılmaktadır. Bu ölçü ile yazılan Dede Korkut destanlarında ve Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divan–ı Lügat’it–Türk eserinde görülüştür.

Aruz ölçüsüyle yaygınlaştığı çağlarda, halk şiirimizde özellikle teke şiirimizde, hoyratlarımızda ve bir takım şairlerin eserlerinde, örneğin, Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Hatai ve başkalarının heceyi en güzel bir biçimde kullandıklarını göze çarpar. Hece ölçüsünü dünyanın bir çok halkları tarafından kullanılarak; Irak Türkmen şairleri tarafından da kullanılmaktadır. Hece şiiriyle yazılan şiirler adata halkın ruhunu okşayan, halka daha fazla bağlanmayı, halkın acı ve sevinciyle ilgilenmeyi başarmıştır. Aruz’dan sonra Hece ölçüsü şiirin yeni kimliği olarak benimsenmiştir.

Şairlerimiz, hece ölçüsüne çağdaşlık bayrağını taşıyarak, Irak Türkmen şirinin parlak geleceği için sarsılmaz temel ve dayanaklar bıraktılar. Hayatın çeşitli konularında, şiirlerini ölümsüz dilimizde ve dilimizin güzel hece ölçüsüyle yazdılar. Halka seslenen bu tür şiirle, Türkmen edebiyatının yeni dönüm noktası şekillendirildi. Irak Türkmen şairleri bu ölçüde şiirlerini yazdıklarında, kötümserlikten bir türlü kurtulamadılar. Bunun da nedeni aşırı derecede duygusallığa kapanışlarıdır. Ama iyimserlik şiirlerini de Türkmen şairlerinin bir kısmı şiirlerine çok mükemmel bir üslupla insanların acılarına ve sıkıntılarına adeta ilaç gibi olmuşlardır. Türkmen şairleri sevgi konusuna çok önem vererek şiirlerine yansıtmışlardır. Bu tür şiirler geniş yer aldığı gibi, sosyal, milli ve ulusal konular da şiirlerinde ağı basar.

Irak Türkmen çağdaş şiirinin iki kuşağını şöyle gösterebiliriz. Esat Naip, İzzettin Abdi Bayatlı, Hasan Görem, Reşit Ali Daduklu, Ali Marufoğlu, Sait Besim, Tevfik Celal Orhan, Reşit Kazım, Ali Saip, Mehmet Hatipoğlu, Mustafa Kemal Dendenoğlu, Abdullatif Benderoğlu, Salah Nevres, Nesrin Erbil, Hasan Kevser, Seyfettin Biravcı, Rıza Çolakoğlu, Hasam Hasret, Mehmet İzzet Hattat, Fevzi Ekrem Terzioğlu, Sadun Köprülü, Adnan Kasapoğlu, Mahmut Kasapoğlu, Mustafa Ziya, Şemsettin Küzeci, Sami Tütüncü, Ali Yağmuroğlu vd.

 Serbest Şiir

Çağdaş dünya edebiyatında geniş bir yer tutan serbest şiir, Irak Türkmen, edebiyatında özellikle çağdaş Türkmen şiiri döneminde görkemli konumu olmuştur. Bu tür şiirle çağdaş düzeyine ulaşmayı başardığını söyleyebiliriz. Bu dönemin getirdiği yeniliklerle Türkmen şiiri, canlılık, biçim, içerik, düşünce, simge ve imge bakımından diğer halkların ortaya attıkları şiir örnekleriyle at başı koşmaya en güzel bir biçimde göstermişlerdir.

Irak Türkmenlerinde, serbest şiirin ilk ürünü 1950M yılının başlarında ortaya çıktı. Bu tür şiir serbest olduğu halde, bunu hece ile de yazan şairlerde vardır. Bu tür en fazla Azerbaycan’da yaygınlaşmış yeni şiirdir. [6]

Türkmen serbest şiirin öncülerinden olan 1950–1960 yılları arasında Abdullatif Benderoğlu, Abdulhalik Bayatlı, Necmettin Esin, Bahattin Salihi, Nesrin Erbil, İnayet Refik…1960–1970 yılları arasında Salah Nevres, Erşet Hürmüzlü, Kenan Sait, Nihat Akkoyunlu, Kahtan Hürmüzlü, Ata Bezirgân ve 1970 yılından sonra Hamze Hamamcı, Hayrullah Kazım, Haşim Reşat, Adnan Sarıkahya, Şekibe Vendavi, İsmet Özcan, Celal Polat. Bugünkü serbest yazarlarımız ise; Adnan İsmail, Çoban Hıdır, Nusret Merdan, Remzi Çavuş, Hani Sahip, Mehmet Ömer Kazancı, Mustafa Ziya, Ahmet Kerküklü, Mehmet Merdan, Firdos Kerküklü, Kasım Akbayrak, Kara Vahap, Necat Mehmet Tuzlu, Şemsettin Küzeci, Yalçın Bellevoğlu, Kevser Sakı Bağvan, Kemal Beyatlı…

 Halk Şiiri

Irak Türkmen edebiyatında aruz, hece ve serbest ölçülerle yazılan şiirlerin ne kadar önemi varise Halk şirinin de bir o kadar önemi vardır. Çünkü genelde yazılan halk şiirleri toplumun her kesimi tarafından anlaşılan ve hızlı bir şekilde kulaklara dolan ince ve halkın gerçek yaşamını yansıtan sözcüklerdir. Aynı zamanda Halk şiirlerinin bir bölümü müzik aletleri ile güzel bir şekilde icra edilirken insanları ciddi bir şekilde etkilemekte, sevilmektedir.

Halk şiiri edebiyatımızda yüz yıllar boyunca varlığını sürüp giden ve halk tarafından benimsenen bir tür şiirdir. Halk şiirinin ilk türleri sazla söylenen türkülerdir. Bu türkülerde, sevgi, doğa, güzellik, ilahi aşk, özlem, acı, ümit konularının geniş bir konumu vardır.

Türkmen edebiyatımızın halk şiiri türü de olan Hoyrat, edebiyatımızda çok önemli ve görkemli bir şekilde yer almıştır. Halk şairlerimizden: Mustafa Gökkaya, Nasih Bezirgân ve Felekoğlu ile Reşit Ali Dakuklu, Sabir Demirci, Hüseyin Ali Mübarek, Ferman Hamit Tuzlu, Mehmet Mehdi Bayat, İsmail Serttürkmen, Şemsettin Türkmenoğlu ve başkaları.

Çağdaş halk şiirimiz, yerli ağızla yazıldığı gibi, kimi şairlerimiz bu yerli ağza edebiyat dilini de eklemekte bir sakınca görmemişlerdir. Halk şiirimizin kapsadığı konular; halk arasında yaygınlaşan çirkin ada ve inançlar, beğenilmeyen tavırlar, öğüt verici atasözlerinden de yazılan şiirler halkımız arasında benimsenmiştir.

Hikâye

Türkmen şiirinin edebiyatımızda ne kadar yeri var ise, Hikâye ve romanın da şiir kadarı olmasa da elbette edebiyatımızda belli bir yer tutmuştur. Yayın organlarımız tarafından bu tür edebiyata önem verilmemesi de hikâye ve romanın tanınmaması yolunda önemli bir faktör olduğu şüphesizdir.

Irak Türkmen edebiyatında, Osmanlı döneminde hikâyenin ilk örneğini Ahmet Mithatefendi’nin küçük ve fıkralar kapsayan Kıssada Hisse adlı hikâye 1869 ‘da Bağdat’ta yayınlandı. Kerküklü Mahmut Nedim, 43 sayfadan oluşan ve uzun hikayeleri kapsayan Mübarezeyi Aşk adlı kitabı 1325H/ 1912M yılında Bağdat’ta yayınladığı Osmanlı döneminde 2 Mart 1935’te yayına başlayan ve toplam 17 sayı yayımlanan İleri gazetesi, Fehme Arap Ağa’nın birkaç hikayesini yayınladı.

Ayrıca 12 sayfadan oluşan ve sosyal konulu Tarih Caraimde eşsiz bir olay adlı hikayesini 1951 yılında Bağdat’ta yayımlandı. Yazarımız Fehmi Arap Ağa, Türkmen Hikayeciliğin öncülerinden sayılır ve tarihimizin bir sembolüdür.

Irak Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra yayın organlarına bir göz atarsak 1958–1958 yıllarında 26 sayısı çıkan Haftalık Beşir gazetesi hiçbir hikâye ye yer vermemiştir. 1954–1959 yıllarında 202 sayısı Afak gazetesi de hikâye yayımlamamıştır.1961 yılında yayıma başlayan Türkmen Kardaşlık Ocağını yayın organı ve Irak Türkmenlerin Yurt gazetesi gibi kültürlerinde büyük rolü olan Kardaşlık dergisi 1968 yılına kadar 17 hikâye yayımlamıştır.[7]

Bugün Türkmen edebiyatına baktığımızda Hikâye türü edebiyatımızda oldukça ilerlemiştir. Bu konuda Dr. Mehmet Ömer Kazancı’nın hazırladığı “Günümüz Irak Türkmen Öyküsü” kitabı önemli bir kaynak olarak değerlendirilir.[8]

Kerkük Hoyratları[9]

Irak Türkmen Edebiyatında, şiirin başlangıcı sayılan Hoyrat–Horyat–Koyrat–Koryat bir duygu ve düşünceyi özgün yollarıyla dile getiren, yedi heceli, dört ve yada fazla mısralı bir halk şiiri türüdür. Hoyrat sadece Irak Türkmen edebiyatında değil. Azerbaycan’da, Türkiye’nin Anadolu yörelerinde de damgasını vurmuştu.[10]

Azerbaycan’da bayatı, Anadolu’da cinaslı mâni olarak adlandırılmıştır.

Horyat denilince Kerkük, Kerkük denilince horyat gelir akla. Iraklı Türkümün, Türkmen’imin feryatları horyatlaşır, horyatları feryatlaşır. Sevdalı kalplerin sızlanışıdır horyat, yaralı yüreklerin sızan kanıdır horyat, gönüller yangınıdır horyat. Kerkük’ümün horyatları feryat olur, feryatları horyat. Kerkük feryadın, feryat horyatın eş anlamlısıdır sanki. Türkmen’in feryadını horyat horyat yükseltir, dağ taşı inletir, yazı yabana dinletir. Baba Gürgür gibi yanar bağrı, şahrem şahrem sinesinde eksilmez sızı ağrı. Ne biter derdi ne tükenir çilesi. Yanık yanık söylenir.[11]

Yşa xanda

Ol xancı yaşa xanda

Kimse demez neyivdi

Gözümnnen yaş axanda

Erbil’in, Tuzhurmatı’nın, Telafer’in, Kerkük’ün ovası obası, bahçesi bağı, çayı çayırı Türk ile kaynaşır, Türkü ile söyleşir. Kerkük’e horyat, horyata Kerkük pek yaraşır. Bu küçücük nazım birimine bütün bir dünyayı sığdırabilenlerin dilinde Türk’ün sevinci, kıvancı, neşesi, gururu, acısı, gururu, öfkesi, sıla hasreti, mizah duygusu, evlat sevgisi, vatan ve millet sevdası, hürriyet ve istiklal aşkı bir güzellikler güldestesi olup ulam ulam göklere ağar, sonra bir rahmet bulutu halinde Türk Dünyasına yağar. Kerkük’te olduğu gibi Urfa’da da vardır Horyat, Elazığ’da da. Can Azerbaycan’a uzanıp “Bayatı” oluverir horyat.

Azizim, yaman günde

Boynumda yaman günde

Bir yaxşı yüz yaşasın

Ölsün yüz yaman günde

Klasik edebiyatımızın “Rübai”si ne ise halk edebiyatımızın “Horyat”ı da odur denilebilir. Yedi heceli, üç mısralı bu nazım biçiminde duygular, düşünceler, Gökçek Türkçenin özellikleri, güzellikleri öylesine yoğun ve öylesine ustaca işlenir ki, Yahya Kemal gibi titiz, bir o derecede de güç beğenir bir şair bile bu görkem karşısında feveran eder:

Ağlıram gülmüyençin

Göz yaşın silmiyençin

Derdin diyen rahatlar

Vay derdin demiyençin

***

Hoyrat Türleri: Hoyrat iki şekildedir.  

  1. Cinaslı.
  2. Cinssiz(Dörtlük)

 Cinaslı:

İlk mısra 3 veya 4 heceden oluşur ve birden fazla anlam taşır. 2, 3 ve 4’üncü mısralar 7 heceden oluşur. Kafiye ise 1, 2 ve 4’üncü mısralarda birleşir. 3. mısra ise 7 heceli serbest kalır ve hoyratın şahdamarı sayılır cinasından sonra.

Güle naz

Bülbül eyler güle naz

İndim o dost bahçesine

Ağlıyan çok gülen az

***

Cinassız(Dörtlük):

Dört veya daha fazla mısradan oluşan 7 heceli 1, 2 ve 4’üncü mısraları kafiyeli olur. 3. mısra ise serbest olur.

Al tehpiziv zikr–ele

Her ni’mete şükr–ele

Yük ağır menzil uzak

Gel bu yola fikr–ele

 ***

Türkmeneli’nde horyat yazanları adları say say bitmez. Ama adlarını altın harflerle Türkmen edebiyatı literatürüne yazan bazı isimleri zikretmek mümkündür. Onlardan: Osman Mazlum, Mehmet İzzet Hattat, Ali Marufoğlu, Felakoğlu, Faruk Faik Köprülü, Kemal Ömer Beg, Cumhur Kerküklü, Cihat Demirci, Şahin Dayıkadır, Hüsam Hasret, Esat Erbil, Şemsettin Küzeci, Eyüp Hikmet Kerküklü, Fazıl Kebapçıoğlu ve başkaları…

 Düz Yazı

Edebiyatımızın köklü, zengin bir edebiyat olduğunda kuşkumuz yoktur. Zira eskiden öner doğru bir adı atmış ise, şimdi yüzlerce belki de binlerce öne doğru adımlar atmıştır. Edebiyatta şiirin kapsadığı büyük coğrafyayı, düz yazı sanat onun değerini ve ölçüsünü belirtmiştir. Bu alanda düz yazı yazanlarından; Ata Terzibaşı, Hayrullah Kazım, Fazıl Mehdi Bayat, Abdüllatif Bendeoğlu, Abdulhakim Rejioğlu, Fazıl Demirci, Erşat Hürmüzlü, Habib Hürmüzlü, Ali Marugoğlu, Mehme Hurşit Dakuklu, Fuat Hamdi, Nefi Demirci, Suphi Saatçi, Şakir Sabir Zabit, Kasım Sarıkahya, Necat Kevser, Aydın Kerkük, Faruk Faik Köprülü, Şemsettin Küzeci ve başkaları …

Roman

Irak Türkmen Edebiyatında roman türü 19. Yüzyılın sonlarında ortaya çıktı. Diye biliriz ki, Hikâyeden romana geçiş olarak değerlendirildi. Türkmen edebiyatında roman türü diğer türlere göre daha yayın değildir. Ancak 2003 sonra daha da ilgi gördü ve yaygın bir hale getirildi. Her ne kadar Türk dünyası ve dünya edebiyatına fazla ürün veremese de Türkmen romancıları, 2003 yılından sonra rahat nefes alarak, hızlı adımlarla ilerlemeye çalışmışlardır.

Irak Türkmen Edebiyatı’nda ilk çeviri roman, Nisan 1913 tarihinde Maarif dergisinde çıkan Sernüvişt-î Kaza’dır. Eser, Ali Kemal Kâhyaoğlu tarafından Fransızcadan Türkmen Türkçesi’ne çevrilmiştir. Ortak Devir Irak Türkmen Edebiyatı’nda çevrilen Sernüvişt-î Kaza romanı ilk olmakla birlikte aynı zamanda yeni dönemin başlangıcıdır.[12]

Osmanlı hâkimiyetinin son dönemlerinde Mezopotamya’nın kuzeybatısında yer alan Musul vilayetinde dünyaya gelen Hayrettin Farukî’nin 1915 yılında yazdığı Kadın Kalbi romanı ilk telif roman olmakla birlikte 2013 yılına kadar arşivlerde kalmıştır. Kadın Kalbi romanı; Prof. Dr. Mehmet Ömer Kazancı tarafından Latin alfabesine aktarılarak kitaplaştırılmıştır.[13]

Irak’ta Cumhuriyet döneminde; Abdülhüseyin Umran tarafından Türkmen Türkçesiyle yazılmış “Göktepe”  romanı ilk roman olarak 1975’te Bağdat’ta basılarak, Türkmen edebiyatı tarihinde yerini almıştır.

Bağdat’ta yayınlanan Yurt gazetesi dizi şeklinde Türkmen romanlarına yermiştir. Bu alanda Celâl Polat’ın “Yalımlar Gölgesinde” romanı ve Hamza Hamamcıoğlu’nun “Sırmalı Pabuç,” “Beyaz Horoz”, “Efsun” ve “Yorgun Kuta” adlı romanlar okurlarıyla tanışmıştır.

2003[14] yılından sonra Türkmen romancıları bol bol ürün vermeye başlamışlardır. Onlardan: Hamza Hamamcıoğlu, Celâl Polat, Necmettin Bayraktar, Hicran Kadıoğlu, Abdülhüseyin Umran Benderoğlu, Kemal Beyatlı gibi isimler roman alanında adlarını duyurmaya gayret gösterdiler.

Türkmen edebiyatında yazılan romanların konuları genel olarak milli ve sosyal temalar içermektedir.

Sonuç

Irak Türkmen edebiyatı umum Türk edebiyatının önemli bir parçası olarak dünya edebiyatı tarihine geçmiştir.  Türkmenlerin yazılı edebiyatı Nesimi ile başlamıştır. Fuzuli ile devam etmiştir. Osmanlı döneminde Irak devleti (Musul, Bağdat ve Basra) Vilayetlerinde icra edilen Türkmen edebiyatı Osmanlının bir parçası olarak Literatüre geçmiştir. 1918 yılından sonra Irak işgal eden İngilizler, Irak devletini kurmuş, Irak edebiyatı da yeni bir dönüm noktasına girmiştir. Bu tarihten sonra Irak’ta Arap, Türkmen, Kürt ve Süryani edebiyatı ayrı ayrı bağımsız olarak yeni akımlarıyla yollarına devam etmiştir. Irak’ta resmi dili Arapça olduktan sonra, Türkmen edebiyatı de Arap dilinin etkisinde kalarak varlığını göstermeye çalışmıştır. Ancak Osmanlının etkisi hale Türkmen edebiyatı üzerinde yoğunluk göstermektedir. 1968-2003 yılları arasında iktidar olan Baas Partisi her ne kadar Türkmenlere asimilasyon, sindirme, yok etme politikası uygulasa da Türkmenler kendi edebiyatına sahip çıkmışlar, özellikle de milli temalı edebiyat özelliğiyle de Irak’ta bir varlık mücadelesi vererek benliklerini, kültürlerini, edebiyatlarını, folklorlarını ve sanatlarını edebiyat yoluyla ayakta tutmaya gayret göstermişlerdir.

Bugün Irak Türkmen edebiyatı (Türkmeneli Edebiyatı) var güçleri ile Türk dünyası edebiyatı ve dünya edebiyatı arasında kendilerini ispatlamaya çalışmaktadır. Türkmen aydınları yurt içi ve yurtdışı platformlarda onlarda eserlerini Latin hafilerinde ve yabancı dillerinde vererek, Türk dünyası kütüphanelerini zenginleştirmişlerdir. Öte yandan Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de İlimler Akademisi’nde Irak Türkmen edebiyatı Araştırmaları Merkezinin de kurulması Irak Türkmen edebiyatının tanıtılması ve geliştirilmesi için büyük bir adımdır ve kazanımdır.

Kaynakça

Abdüllatif Benderoğlu, Irak Türkmen Edebiyatına Bir Bakış, 1. ve 2. Cilt. Bağdat 1989

Aydıl Erol, Horyatlar, İstanbul 2000

Fazıl M. Bayat, Irak’ta Türkmen Edebiyatı Tarihi (1958-1968). Bağdat 1984

Mehmet Ömer Kazancı, Hışırtılar, TBA Yayınları, 1. Baskı, Erbil 2019

…………………………, Günümüz Irak Türkmen Öyküsü, Ankara 2022

Şemsettin Küzeci, Hoyratlarım. VEKTÖR Yayınları. Bakü 2004

…………………, Hoyratlarım. Gülnar Yayınları, Ankara 2023

…………………, Irak Basın Tarihi, Ankara 2009

…………………, İsa Kayacan, İçimizdeki Kerkük, VEKTÖR Yayınları. Ankara-Bakü 2009

…………………, Kerkük Şairleri, 1. ve 2. Cilt. Ankara 2006 ve 2007

…………………, Türkmeneli Edebiyatı, Ankara 2005

Rawyar Cebbari. Irak Türkmen Romanları Üzerine Bir İnceleme (1915-2018) Doktora Tezi. Sakarya Ün. 2021

[1] Şemsettin Küzeci, Kerkük Şairleri, 1. Cilt, Ankara 2006

[2] Abdüllatif Benderoğlu, Irak Türkmen Edebiyatına Bir Bakış, Bağdat 1989

[3] a,g,k, (Küzeci, 1)

[4] Şemsettin Küzeci, Irak Basın Tarihi, Ankara 2009

[5] Şemsettin Küzeci, Türkmeneli Edebiyatı, Ankara 2005

[6] a,g,k, (Benderoğlu, 2)

[7] Fazıl M. Bayat, Irak’ta Türkmen Edebiyatı Tarihi (1958-1968). Bağdat 1984

[8] Mehmet Ömer Kazancı, Günümüz Irak Türkmen Öyküsü, Ankara 2022

[9] Şemsettin Küzeci, İsa Kayacan, İçimizdeki Kerkük, VEKTÖR Yayınları, Ankara-Bakü 2009

[10] Şemsettin Küzeci, Hoyratlarım. VEKTÖR Yayınları. Bakü 2004

[11] Aydil Erol, Horyatlar, İstanbul 2000

[12] Mehmet Ömer Kazancı, Hışırtılar, TBA Yayınları, 1. Baskı, Erbil 2019

[13] Rawyar Cebbari. Irak Türkmen Romanları Üzerine Bir İnceleme (1915-2018) Doktora Tezi. Sakarya Ün. 2021

[14] Irak’ın dikta rejimi sonrası başlayan dönem olarak Literatüre geçmiştir.

Previous articleŞii Vakfı, Hamdaniye olayında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi
Next articleNesrin Erbil’den Beş Yurdum
Dr. ŞEMSETTİN KÜZECİ Araştırmacı, eğitimci, gazeteci, şair, yazar Şemsettin Küzeci; 1965 yılında Kerkük’te doğdu. 1989 yılında Musul Üniversitesinden mezun oldu. 5 Yıl Kerkük’te lise öğretmenliği yaptı (1992-1996). Kerkük Televizyonu, Bağdat Türkmence radyosunda “gençlik ve spor” programları hazırlayıp sundu (1992-1995). Yazılarını Bağdat’ta Türkçe yayınlanan “Yurt” gazetesi, “Kardeşlik ve Birlik Sesi” dergilerinde yayınladı. 1993 yılında Irak rejimi tarafından tutuklandı. Üç ay Tikrit muhaberatında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. 2015 yılında Musalla Lisesinde Lise öğretmeni olarak çalıştığı mesleğinde kendi isteği üzerinde Kerkük’te emekliye ayrıldı. 1996 yılında siyasi nedenlerden dolayı Irak’ı terk ederek Türkiye’ye yerleşti. 1999 yılında Irak Türkmen Cephesi Türkiye temsilciliğinde Basın Yayın ve Enformasyon Şube Müdürü olarak çalıştı (1999-2003). Kerkük Gazetesi'nin Türkiye temsilciliği ve Türkmeneli TV’de muhabir, programcılığı ve haber müdürü olarak çalıştı (2005-2009). 2008 yılında “Irak Basın Tarihi” üzerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema bölümünde “Osmanlı’dan Günümüze Irak’ta Basın Tarihi” konulu yüksek lisansını ve 2010 yılında Hollanda'da Global Lahey Üniversitesinde “Irak Televizyonları” üzerine doktorasını yaptı. 2009-2019 yılları arasında Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi'nde Basın ve Kültür Müdürü, 4 Şubat 2019 ile 14 Temmuz 2020 tarihleri arasında (ORSAM) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde Türkmen ve Medya uzmanı olarak görev yaptı. 16 Temmuz 2020 tarihinden beri Türkmeneli Vakfı Başkanlığından basın danışmanı olarak görev yapmaktadır. Sürekli basın kartı sahibi olan Küzeci, aynı zamanda Kerkük Gazetesi genel yayın yönetmeni ve Türkiye temsilcisi görevini sürdürmektedir. 2020 yılından beri Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şb. Yönetim kurlu üyesidir. Irak Türklerini; Türkiye, Türk dünyası ve uluslararası faaliyetlerinde gerçekleşen onlarca kongre, kurultay, konferans, bilgi şöleni ve toplantılarda temsil etti. 400’ye yakın uluslararası hizmet, takdir, teşekkür, onur belgesi, plaket ve ödül almıştır. 2006’da Irak, Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili yapmış olduğu ilmî ve edebî çalışmalarından dolayı, Azerbaycan’da VEKTOR Uluslararası İlim Merkezi tarafından kendisine “Fahrî Doktora” Payesi verildi. 2022 yılında da Türk Dünyası Akademisi tarafından kendisine “Fahri Profesörlük” Unvanı verildi. Küzeci’nin bazı eserleri ve yazıları Arapça, Azerbaycan Türkçesi, İngilizce ve Rus, Özbek, Kazak dillerine tercüme edilmiştir. Basılmış 60 adet eserinden bazıları; Suçum Türk Olmaktır, Kerkük şairleri, Irak Basın Tarihi, Türkmeneli Edebiyatı, İçimizdeki Kerkük, Kerkük Soykırımları, Kerkük’ün Mili Şairi Mehmet İzzet Hattat, Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci, Nevruz Çiçekleri (Türk Dünyası Kadın Şairleri), Ortadoğu’da Türk Katliamları, Sinan Sait, Türkmen Milli Takımı, Şehit Hüseyin Demirci (Tembel Abbas), Sarmaşık Duygular, Osmanlıdan Günümüze Irak’ta Türkçe Dergiler, Kerkük’ten Azerbaycan’a, Horyatlarım, Kerkük Katliamı, Telaferli Felekoğlu, Kerkük’ten Sesleniş, İçimizdeki Kerkük, Telafer Şairleri… İletişim: www.skuzeci.com skuzeci@gmail.com (+90) 533 255 26 60