Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, 10 Ekim’de yapılan genel seçimlerde ‘hile yapıldığı’ iddialarına cevap verdi. Irak resmi haber ajansı INA’ya konuşan Zeydan, “Seçimlerde hile yapıldığına dair kanun nezdinde kabul gören hukuki bir delil şimdiye kadar tespit edilmedi” dedi.
Zeydan, “Başbakan Mustafa el-Kazımi’ye suikast girişimi dosyası, Başbakan tarafından kurulan komitenin elinde. Henüz yargıya sunulmadı ve halen ilk aşamada” ifadelerini kullandı.
Irak’ta Çevik Kuvvet ekipleri ile seçim sonuçlarına itiraz eden göstericiler arasında geçen hafta yaşanan arbede hakkında resmi makamların yürüttüğü soruşturmalara da değinen Zeydan, “Geçen cuma Yeşil Bölge çevresinde iki göstericinin öldürülmesine ilişkin soruşturma sürüyor. Başbakan’ın kurduğu inceleme komitesinin, Yargı Heyeti’ne sunmak üzere çalışmalarını bitirmesi bekleniyor” diye konuştu.
Ülkedeki yargı otoritesinin zirvesinden gelen bu açıklamanın, seçim sonuçlarına itiraz eden Şii Koordinasyon Grubu çatısı altındaki parti ve grupların önünü kesmesi bekleniyor. Şii Koordinasyon Grubu, birçoğu son seçimi kaybeden Şii parti ve gruplardan oluşuyor. Bunlar arasında önceki seçime kıyasla Meclis’teki sandalyelerinin yarısını kaybeden Ulusal Hikmet Akımı ile Nasr Koalisyonu’nun yanı sıra İran destekli silahlı grupların siyasi kanadı kabul edilen Fetih Koalisyonu bulunuyor.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazlar ve seçimi kaybeden partilerin destekçileri ile Çevik Kuvvet ekipleri arasında geçen hafta yaşanan çatışmaların siyasette neden olduğu boğucu siyasi krizin Zeydan’ın açıklamasıyla dağılması çözülmesi bekleniyor. Bu açıklama ayrıca, siyasi grupların birçoğunu 2003’ten bu yana 5’inci ‘demokratik’ hükümeti kurma yolunda zorlu müzakereleri başlatmaya teşvik edebilir.
Birbiriyle çekişme halindeki Şii partiler, Irak Başbakanı Kazımi’ye pazar günü yapılan suikast girişiminin ardından gerginliğin düşürülerek sükunet ortamının oluşmasına bağlı kalma sözü verdi. Bu ortamdan faydalanmak isteyen bazı siyasi partiler yeni hükümetin bir an önce kurulması için uzlaşma yoluna gidebilir. Nitekim bu yönde bazı girişimlerin olduğuna dair açıklamalar da gelmeye başladı. Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu üyesi Sad el-Matlabi, önceki gün basına yaptığı açıklamada, “Tüm tarafların birbirini kabullenmesi ve gerginliği tırmandırma ve zıtlaşma yoluna gidilmemesi için siyasi bloklar arasında yeni anlaşmalar ve uzlaşmalar yapılıyor. Akil ve bilge insanlar seçimlerin yol açtığı krizi çözmek için müdahil oldu. Önümüzdeki günlerde krizin bittiğine ve tüm tarafların kabul edeceği bir hükümetin kurulduğuna şahit olacağız” dedi.
Hasan el-Azari başkanlığındaki Sadr Hareketi müzakere komitesi, yeni hükümetin kurulması yolunda atılan adımlar kapsamında dün (perşembe) Bağdat’ta Halid Şwani başkanlığındaki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) heyetini kabul etti.
Görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, “Iraklıların yaralarını saracak, halkın tüm evlatlarına hizmet etme yolunda sıkı bir çalışma sayfası açacak ve çeşitli düzeylerde kapsamlı bir kalkınmayı sağlayacak yeni bir aşamaya geçmenin önemi vurgulandı. Görüşmede parlamento seçimleri ve sonuçlarının yol açtıkları başta olmak üzere içerdeki işlerle ilgili bir dizi mesele ele alındı ve Bağdat ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinin gerekliliğine değinildi” ifadeleri kullanıldı.
Azımsanmayacak sayıda yerel gözlemci, seçimi kazanan parti ve gruplar arasında olumlu bir atmosferde süren görüşmelere rağmen, birbiriyle çekişme halindeki Şii partiler arasında her an yeni bir anlaşmazlığın gün yüzüne çıkabilme ihtimali sebebiyle Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’nin itirazları karara bağlama işlemini tamamlayıp nihai seçim sonuçlarını ilan eder etmez bu görüşmelerden hükümet kurma kararının çıkması zorunluluğunun olmadığı görüşünde. Nitekim son seçimde 73 sandalye ile Meclis’teki en fazla sandalyeyi kazanan Sadr Hareketi ile ittifak kuran Kanun Devleti Koalisyonu ve Fetih Koalisyonu arasındaki ihtilaflar sürüyor. Bu ihtilafların başında ise önceki seçim turlarında da gerginliğe sebep olan ‘en büyük meclis bloğu’ tartışması geliyor. Bu sorun Anayasa’daki ‘en büyük meclis bloğu’ maddesindeki belirsizlikten kaynaklanıyor. Meclis’te diğer parti ve gruplarla koalisyonlar kurarak ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmayı başaran taraflar, yeni hükümeti kurma ve dolayısıyla da başbakanı görevlendirme yetkisine sahip olacak.