Irak Hükümetinde Türkmenlerin Temsili Sorunu
Adil Zineelabdin
2018 yılında kurulan Adil Abdülmehdi hükümetinde olduğu gibi 6 Mayıs 2020 tarihinde kurulan Mustafa Kazımi hükümetinde de Türkmenlerin kabinedeki temsili sağlanmamıştır. Kazimi’nin, hükümeti kurmakla görevlendirildiği 9 Nisan 2020 tarihinden itibaren kabinesinde tüm büyük siyasi koalisyonları ve Irak’ın bileşenlerini temsil etmek için çaba göstermeye çalıştığı söylenebilir. Kazimi’nin bu yöndeki çabaları medyaya sızan kabine adaylarından ve tartışmalarından anlaşılabilir. Nitekim Kazimi, siyasi koalisyonların adaylarını dikkate almayan bir kabinenin parlamentoda kabul edilmesinin zor olacağının farkına varmıştır. Böylece önceki başbakan adayı Tevfik Allavi’nin kaderini yaşamamak için siyasi koalisyonların sunduğu adayları kabinesine dâhil etmiştir. 6 Mayıs 2020’de Kazımi’nin sunduğu 20 bakandan 15’i parlamentoda kabul edilmiştir. Oylamada yeterli çoğunluğa erişen bakanların profillerine bakıldığında, Kazimi’nin Türkmenler hariç Irak’ın asil unsurlarını temsil eden bakanlar listesi oluşturduğu görülmektedir.
Türkmenlerin Kazimi hükümetinde temsil edilmesi için çaba gösteren Erşat Salihi 5 Mayıs 2020’de bir gazeteye verdiği röportajında “Irak’taki hükumet dengesi içinde Şii- Sünni ve Kürt dengesi var. Biz Türkmenler olarak, Ne Şiilerin içinden bir bakanlık bizi temsil edebilir, ne de Sünnilerin içinden biri olursa bizi temsil eder. Bizim isteğimiz hükümetin içinde Türkmenleri temsil eden ve Türkmen olan bir bakan olmasıdır. Kürtler nasıl Kürt adıyla bakan oluyorsa biz de Türkmen adıyla bakan olmayı istiyoruz. El-Kazimi’ye bakanlık talebini ilettim. Irak’ta hükümeti kurmakla görevlendirilen Mustafa el-Kazimi ile kabine listesi için müzakere ediyoruz. Sözünü aldık. Hedefimiz Irak hükümetinde hangi bakanlık olursa olsun Türkmenleri temsil edecek bir Türkmen bakan ile hükümete girmek.” ifadelerini kullanmıştır.
Salihi’nin açıklamasına bakıldığında Türkmenlerin neden temsil edilmediği kolay bir şekilde anlaşılabilmektedir. 2003 yılından itibaren Şii, Sünni ve Kürt denklemi üzerine inşa edilen siyasi süreç Kazımi hükümetinde bir kez daha vurgulanmıştır. Irak’ın asli unsur olarak kabul edilen Türkmenlerin Irak hükümetlerindeki temsili İbrahim Caferi ve Malik dönemleriyle sınırlı kalmıştır. 2004 ile 2005 yıllar arasında Sanayi Bakanlığı Reşat Mendan ve İmar ve İskân Bakanlığı Casim Muhammed Cafer Bayatlı tarafından yürütülmüştür. 2006 ile 2014 yılları arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı Casim Muahmmed Cafer Bayatlı tarafından yürütülmüştür. Ayrıca 2010 ile 2014 yılları arasında İzzettin Devle Tarım Bakanı, Turhan Müftü Vilayetler İşleri Devlet Bakanı ve Muhammet Mehdi Bayatlı İnsan Hakları Bakanı (üç ay sonra bakanlık kaldırılmıştır) olarak görev üstlenmiştir. Türkmen Bakanlarının yanı sıra 2005-2014 yılları arasında Hac ve Umre Heyeti’nin başında Muhammed Taki Mevla bulunmuştur.
Nuri el-Maliki’nin birinci ve ikinci dönemlerinde Irak Türkmenlerinin geniş anlamda temsil edildiği görülmektedir. Ancak bu dönemlerde siyasi güçlerinin hükümette temsilini sağlamak için bakanlık sayıları artırılmıştır. Türkmenlerin geniş olarak temsil edildiği Maliki’nin ikinci döneminde (2010-2014) bakanlıkların sayısı 28 bakanlık olarak yeniden dizayn edilmiştir. Oysa Haydar İbadi döneminde (2014-2018) ekonomik kriz nedeniyle bazı bakanlıklar birleştirilmiştir. Bu durum da Türkmenlerin hükümetteki temsiline olumsuz yansımıştır. İbadi’nin Başbakanlığa gelmesiyle Bakanlıklar ve Hac ile Umre Heyeti’nin başkanlığı Türkmenlerden alınmıştır. 2018 yılında kurulan Adil Abdulmehdi hükümetinde yine Türkmenler, bağımsız bakanlar gerekçesiyle hükümetten uzaklaştırılmışlardır.
Mustafa Kazimi hükümetinde Türkmen bakanın bulunmaması Irak Türkmenleri arasında büyük siyasi tepkiye neden olmuştur. Kazimi hükümetinin güvenoyu almasının hemen ardından basın toplantısı düzenleyen Türkmen milletvekilleri “kendi bölgelerimizde özerk bölge ilan edebiliriz, özerk bölge kurulması anayasada geçerlidir. Türkmenler binlerce şehit vermiştir. Bütün Türkmen milletvekillerimiz ciddi bir şekilde direniş gösterdi.” açıklamasını yapmıştır. Terörle mücadelede büyük bir direniş gösteren ve ülkenin bütünlüğü yönünde Irak Merkezi Hükümetini sürekli destekleyen Türkmenlerin dışlanmasının ve ayrımcılığa uğramasının tekrarı, ülkede güvenlik ve istikrarın sağlanması çabalarına hizmet etmeyebilir. Başka bir deyişle iktidarda Türkmenlerin temsil edilmemesi, Türkmen halkının terörle mücadelede gösterdiği çabayı olumsuz etkileyebilir.
Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız, Twitter üzerinden “Yeni hükümetin kurulması dolayısıyla Irak halkını tebrik ederiz. Umarız Türkmen kardeşlerimizin hükümette temsil edilmesiyle ilgili meşru talepleri karşılanır.” açıklamasında bulunmuştur. Yıldız tarafından yapılan bu açıklama, Türkmenlerin Bağdat’ta isteklerini daha güçlü bir sesle dile getirmesi yönünde Türkiye’nin önemli bir desteği olarak görülebilir.
Türkmenlerin Kazimi Hükümeti’nde Temsil Edilmemelerinin Sebebi
Fetih ve Nasır Koalisyonlarındaki Türkmen milletvekillerinin, Kazimi kabinesinde Türkmen kimliği üzerinden bakanlık elde edebilmek için önemli çaba gösterdikleri söylenebilir. Erşat Salihi’nin belirtiği üzere Türkmen Milletvekilleri, Kazimi ile üç kez bir araya gelmiştir. Türkmen milletvekillerinin hükümette Türkmen temsilini artırmak için ortak bir irade sergiledikleri söylenilebilir. Kazımi’nin güvenoyu almasının hemen ardından açıklama yapan Erşat Salihi ve Ahmet Haydar, Türkmenlerin temsil edilmemesi yönünde Fetih ve Sairun koalisyonlarının çabalarının etkili olduğunu belirtmişlerdir. Türkmenlerin hükümette temsilini sağlamak için mevcut bakanlıkların dışında yeni bir bakanlık ihdas etmek isteyen Kazimi, finansal sorunlar nedeniyle Fetih ve Sairun vetosu ile karşı karşıya kalmıştır.
Salihi açıklamasında Fetih ve Sairun’u kast ederek “teröre karşı bizimle meydanlarda savaşanlar siyasi alanda verdikleri sözleri tutmadılar” ifadelerini kullanmıştır. Salihi’nin açıklamasından yol çıkarak Türkmenlerin hükümette temsil edilmemesini diğer siyasi koalisyonun getirdiği engellerde aramak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Türkmenlerin Kazimi hükümetinde temsil edilmemesinin asıl sebebi Türkmen milletvekillerinin farklı koalisyonlara dağılarak Türkmenlerin müzakere gücünü zayıflatmasıdır. Parlamentoda bulunan 8 Türkmen Milletvekilinin üçü (Erşat Salihi, Hatice Ali ve Ahmet Haydar) Kerkük Türkmen Cephesi, diğer üçü (Muhtar Musevi, Lilyal Muhammet Ali ve Mehdi Taki) Fetih Koalisyonu, biri (Sabit Bişar) Ninova Kimliğimiz ve diğer de (Halil Muhammet Said) Fetih Koalisyonunda bulunmaktadır. Belirtmeliyiz ki, Türkmen Milletvekillerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkacak ortak Türkmen iradesi, bulundukları koalisyon iradesiyle çelişebilirdi.
Türkmenlerin hükümette bir bakanla temsil edilmeleri fırsatının tamamıyla ortadan kalktığını söylemek de yanlış olacaktır. Nitekim Kazimi hükümetinde 5 bakanlık üzerine tartışma devam etmektedir. Türkmen milletvekillerinin bir araya gelerek Kazimi ve siyasi koalisyon liderleriyle müzakerelerini sürdürme şansı bulunmaktadır. Diğer yandan Irak hükümetinde Türkmenlerin temsili sadece bakanlıkla sınırlı kalmamalıdır. Türkmenlerin merkezi hükümetteki genel müdürlüklerdeki ve bağımsız kuruluşlardaki temsili de oldukça zayıftır.
Sonuç itibariyle Irak Türkmenlerinin hükümette temsil edilmesi, Türkmen bölgelerinde kalkınmayı sağlayabilir ve Türkmenlerin yaşadığı göç ve güvenlik sorunlarına çözüm getirebilir. Bu nedenle Türkmen milletvekillerinin Irak hükümetinde Türkmenlerin temsilini sağlayabilmeleri için daha önce gösterdikleri dayanışmayı sürdürmeleri gerekir. Ancak bu bağlamda diğer siyasi koalisyonlarla birlikte hareket ederek müzakere güçlerini artırmaları yerinde olur. Türkmenlerin temsili sadece bakanlık düzeyinde değil güvenlik başta olmak üzere devletin önemli kurumlarında da oldukça zayıf olduğu için Türkmen milletvekillerinin, bakanlık düzeyinde olmasa bile Türkmenlerin nüfus oranlarını yansıtan bir temsil için çaba göstermeleri gerekmektedir. Ayrıca başbakan yardımcısı ve danışmanları gibi üst düzey mevkilerde Türkmenlerin ortak tavır koymaları zaruridir. Kazimi hükümetinin başlıca hedeflerinden biri erken seçim olduğuna göre, Türkmen siyasetçilerin gelecek süreçte tek listeyle veya belli bir koalisyonla birlikte ortak hareket etmeleri gerekir. Aksi halde Türkmenlerin hükümette temsiliyeti sorunu çözülemeyecektir.