Haşdi Şabi’ye Yönelik ABD Hava Saldırılarının Anlamı
Adil Zineelabidin
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) İran Nükleer Anlaşması’ndan çekilmesiyle birlikte İran ile ABD arasındaki gerginlik yeni bir döneme girmiştir. Körfez ve Irak arenalarının iki güç arasındaki çatışma alanı olduğu herkesçe ileri sürülmüştür. İran ile ABD arasındaki gerginliğin artması ardından Irak hava sahası; 2019 yılının temmuz ayında Selahaddin Vilayetine bağlı Amirli İlçesindeki Haşdi Şabi’nin askeri kampına yönelik düzenlenen İnsan Hava Aracı (İHA) saldırısına tanıklık etmiştir.
Amirli’deki saldırı’nın ardından Haşdi Şabi güçlerine yönelik bir dizi saldırı Irak’ın diğer bölgelerinde gerçekleştirilmiştir. Haşdi Şabi yönelik yapılan saldırıları ne ABD ne de İsrail tarafından açık bir şekilde benimsememiştir. Ancak Haşdi Şabi güçleri İsrail tarafından yapıldığını birçok açıklamada dile getirmiştir. Haşdi Şabi güçlerine karşı yapılan saldırıların tamamı karşılıksız kalmıştır. Nitekim Bağdat Merkezi Hükümet, ABD-İran gerginliğinde ülkenin tarafsızlığını sağlama politikası geliştirmeye çalışmıştır.
Irak’taki gösterilerin kesintisiz bir şekilde devam etmesi ve başbakan aday tartışmaların devam etmesine paralel olarak IŞİD terör örgütünün eylemleri Irak’ta artış göstermiştir. 27 Aralık 2019’da K1’daki ABD askeri güçlerine yapılan roket saldırısı sonucu bir sivil ABD’li sözleşmeli personel hayatını kaybetmiş ve 4 askeri yararlanmıştır. Kerkük Polis Müdürü Ali Kemal yaptığı basın açıklamasında, terör örgütü IŞİD’in kentin batısında yer alan ve içinde Amerikan askerlerinin de bulunduğu K1 askeri üssüne 3 katyuşa füzesi attığını belirtmiştir. Ancak Irak’ta 8 askeri üssü olan ABD güçleri, saldırıdan Haşdi Şabi güçlerini sorumlu tutmuştur.
Kerkük’teki saldırıdan iki gün sonra 29 Aralık 2019’da ABD İHA’ları, Irak-Suriye sınırında bulunan Haşdi Şabi güçlerine bağlı Ketaib Hizbullah’a yönelik saldırılar düzenlediğini açıklamıştır. Ketaib Hizbullah’a (45. Tugay) yönelik düzenlenen saldırı sonucu Tugay komutanı ve birkaç asker hayatını kaybetmiştir. Irak’taki ABD güçlerinin saldırıları üzerine Florida’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ve Genelkurmay Başkanı Mark Milley, görüşme sonrasında konuya dair açıklama yapmaları gelişmelerin uluslararası çaptaki önemini göstermektedir. Nitekim Pompeo saldırıları İran’a “net bir cevap” olarak nitelemiştir.
Irak bağlamında ABD saldırılarına bakıldığında, Irak’ın Başkent Bağdat ve güney illerinde devam eden gösteriler kapsamında değerlendirilebilir. Nitekim ABD, Irak’taki İran’a yakın olan güçleri zayıflatmak için bu tür saldırılara geçmiş olabilir. ABD ilk kez açık bir şekilde Haşdi Şabi güçlerine saldırdığını açıklamıştır. Ayrıca Hadi el-Amir’nin Liderliğindeki Bina koalisyonun yeni başbakanın kendisi tarafından seçilmesi üzerinde ısrarcı olması ABD’yi bu tür eylemlere itebilir. Ne var ki, ABD’nin bu tür saldırıları Irak’taki farklı güçleri bir araya getirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. ABD ve İran gerginliğin Irak’ta doğrudan bir çatışmaya evirilmesi yönünde söylemlerin olmasına rağmen bu yöndeki göstergeler zayıf olmaktadır. Haşdi Şabi güçleri, Irak parlamentosu üzerinden ABD’ye baskı yolunu izleyebilir. Zira Irak’taki güvenlik gerginliği ve siyasi istikrarsızlık yeni maceraları kaldırmayacak durumdadır.