Geleceğe Mektup!
Geçmiş…Şimdi…Gelecek!
Dün…Bugün…Yarın…Zincir gibi biri birine bağlı. Hep düşünüyoruz. Dün ne yaptık, bu gün ne yapıyoruz, yarın ne yapacağız. Dün ne ettik, bu gün ne ediyoruz, yarın ne edeceğiz?
Bu sorular hep kafamızda dolaşıyor. Çünkü her bir şeyin iyi olmasını düşünüyoruz. İyi yaşamak için çabalıyoruz. Rahat nefes almak için uğraşıyoruz. İstiyoruz evet, korkulardan uzak bir hayatı yaşamak istiyoruz. Her şeyin çok güzel olmasını istiyoruz. İstiyoruz da bazen istemek yetmiyor. Hayaller kurmak yetmiyor.
Hayaller kurup gerçekleştirmek lazım. Sağlam, rahat, mutlu bir ömür için çaba sarf etmek lazım. Geleceğin güzel olmasını sağlamak için önce dünümüzden başlamalıyız. Çocukluğumuzdan. Çocuklardan…Çünkü çocukları ne kadar güzel yetiştirirsek 20 yıl sonra hayallerimiz gerçekleşir belki. Bunun için çocuklara hep hayallerimizdeki hayattan bahsetmeliyiz. Onları bu hayallere uygun yetiştirmeliyiz. Yiğitliği, mertliği, adaleti, saygıyı kısacası güzel ne varsa öğretmeliyiz. Çünkü huzurlu bir hayat için bunlar şart. Ama tüm bunları öğretirken kendimiz de çocuklardan unuttuğumuz bazı güzel şeyleri yeniden öğrenmeliyiz. Nedensiz mutlu olmayı, paylaşmayı, sevmeyi, en esas olan da gülmeyi öğrenmeliyiz. Bazen de kendimizi çocukların yerine koymalı ve dünyaya onların gözüyle bakmayı becerebilmeliyiz.
Aslında düşünüyorum da benim hayallerimdeki hayat Yunus Emre’nin şiirlerinde gizli…
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim
Evet, tüm dünyanın barış içinde yaşamasını hayal ediyorum. Savaşsız, sevgi dolu bir dünya istiyorum. Herkes kendi dünyasında mutlu olsun istiyorum. Bu dünyanın peşini bıraksınlar istiyorum. Ne demiş Yunus Efendimiz “Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur.”
Bir de sevgi dolu bir dünya hayal ediyorum. Çünkü Allaha giden yol sevgiden başlar. Hayata sevgi, insanlara sevgi, Allah’ın yarattığı tüm varlıklara olan sevgi. Sevgisiz bu dünyanın hiç bir değeri yok.
Sevelim, sevilelim
Dünya kimseye kalmaz!
Maalesef dünyanın başına gelen tüm kötü şeyler sevgisizlikten geliyor. Kendini, hayatı, insanları sevemeyenler hep savaş içinde yaşıyor ve dünyayı savaş meydanına çeviriyor. Barış…Huzur…Sevgi…Ama ben bunların 20 yıl sonra olmasını hayal etmiyorum. Ben gece uyuyup sabah gözlerimi açtığımda tüm bunların gerçekleşmesini istiyorum.
Hayalini kurduğum dünyanın 20 yıl değil, 20 gün, belki 20 hafta, belki de daha erken 20 dakika sonra gerçekleşmesi dileği ile mektubumu sona erdiriyorum.
Ama düşündüm de belki artık hayallerimizdeki dünyayı kurmanın vakti geldi. Evet, son 20 saniye kaldı… Geri sayım başlıyor…
Saygılarımla.
Amaliya OMAROVA
Bakü/ AZERBAYCAN