Çanakkale Türküsü ve Kerkük’le İlgili Tarihi Menşei
Ata Terzibaşı
Osmanlı camiasına bağlı Müslümanlar, küffara karşı yaptıkları dini cihat ve giriştikleri milli savunma savaşlarında marşı andıran bir hayli zafer teraneleri ve kahramanlık türküleri meydana getirmişlerdir. Ama bu şahane türkülerin yetenekli yazar ve değerli bestecileri, tevazu duygusuyla kendilerini ve eserlerini halka tanıtmadıklarından, yaptıkları marş ve türküler, ortaklaşa halk mahsulü ezgiler olarak imparatorluğun her tarafında, en ücra köşelerinde bile geniş yaygınlık kazanmıştır.
Bu arada çokça yayılmış bir seferber türküsü olarak dillerde dolaşan Çanakkale türküsünün tarihi menşei, yani nerede ve ne zaman ve ne sebeple yazılıp bestelendiği bilinmediğinden bu konuda çelişkili bazı bilgiler öne sürülmüştür.
Şöyle ki bu eseri ilk kez, bizim dolaylardakinin güfte bakımından farklı sözlerle yazılmış bir metnini nağme bakımından aynı olan notasını, ünlü halk sanatçısı Muzaffer Sarı Sözen’in 1952’de yayımladığı Yurttan Sesler kitabında (sayfa 13) görüyoruz.
Türkünün derleniş olayını İhsan Ozan oğlu Musiki Mecmuası dergisinde (sayı, 389, Mart, 1982, İstanbul) anlatırken, Sarısözen’in Çanakkale zaferi yıl dönümünde radyo için günün önemini belirtecek türkü ararken nereye başvurduysa bu konuda bir şey bulamadığını ve kendisine de Kastamonu’nun bir köyünden derlediğini söylediği bu türkünün notasını yazıp Sarısözen’e gönderdiğini belirtmekte ve şu görüşe yer vermektedir:
“Bu türkü hiçbir yerde malum olmadığına göre muhakkak ki Kastamonu da yapılmış olmak lazımdır”. Denilmeğe değer ki Musiki Mecmuasında sözü edilen yazıya verilen cevapta türkünün Kastamonu’ya aidiyeti kesinlikle reddedilmiş ve bunun bestekârının Destancı Mustafa olduğu müzikolog Etem Ruhi Üngör’ün Türk Marşları kitabına dayanılarak açıklanmıştır. Ne var ki 1963 yılında Ankara’da basılmış olan bu kitapta (sayfa 183) asli kaynak gösterilmemekte ve Destancı Mustafa’nın da kimliği hakkında bilgi verilmemiştir.
Aslında söz konusu türkü, Sarı Sözen’in derlediği tarihten on sekiz yıl önce Kerkük’te tespit edilmiştir. Nitekim 1934’te yerli ses sanatkârı Ali Merdan Leylanlı (1907-1981) bunu, yazdığımız sözlerle 78 devirli Almanya malı Homocord plaklarına doldurmuştur. Numarası (A4-25157C196-AB)’dir. Türkü, sanatçının eserleri arasında ün kazanmıştır. Ama daha önce seferber eseri olarak, nerede ve kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen marşları hazin bir türkü sayılmıştır.
Bunu Kerkük’te bilmeyen hemen hemen yok gibidir. Hatta ben 1953 yılının şubat ayında (A.T) rumuzu ile yayımladığım Şarkı ve Türküler kitabında yerli halk sanatçılarımızın ağzından derlediğim türküyü şu sözlerle tespit etmişimdir:
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra sıra söğütler
Kumandanlar oturmuş asker öğütler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde oldum onbaşı
Yüreğime vurdular süngünün başı
Of gençliğim eyvah
Aynı kitapta bu türkünün başka bir varyantını da dercetmiştir. (Bkz. Şarkı ve Türküler sayfa 55) Kaldı ki sanat hayatını Kerkük’te geçiren ve bu şehre bağlı Leylan Bucağı doğumlusu olan usta ses sanatkârı ve ünlü bestekâr Ali Merdan’ın 1934 yılında besteleyip plaklara okuduğu “Ruhum Leylanlı Kızı” ve “Yaman Ayşe” türküleri yanında ayrıca söz konusu ‘’Çanakkale’’ türküsünü de doldurduğu plak, bu hususta yeni bir belgenin zuhuruna kadar en eski belge sayılır.
Marş biçiminde olan bu çeşit türkülere halkımız hep şarkı adını vermişlerdir. Musiki Mecmuasının sözü edilen sayfasında dipnotta ‘’Türkü veya Marş’’ diye tereddüde düşülmüştür. Plakta seslendirilen eserde görüldüğü gibi “Çanakkale” yerine “Hasan kale” denilmenin sebebini her halde o dolaylarda Ruslara karşı girişilen savaşlarla ilgilidir. Bilindiği gibi Hasan kale Erzurum’a bağlı tarihi bir kasabadır.
İşte 1934’te yerli sanatkâr Ali Merdan’ın plağa okuduğu ezginin tam metni aynen şöyledir:
Ya lel ya lel yandım felek
Aman hesenqale’de oldum yaralı
Bir mektüb yazdım üzi gerekli
Ah üzi qereli
Ağlama anam ağlama biz geliyoruz
Seni görmeden ah biz yanıyoruz
Ah biz yanıyoruz
Aman hesenqale’de bir bulağ axar
Ekser oturmuş ah çamaşır yeter
Ah çamaşır yeter
Aman hesenqale’de oldum binbaşı
Sineme vurdular süngünün başı
Çıkıntı: Çanakkale adını makalede, Kerkük ağzıyla tek (k) ile saptadım.