Azerbaycan’ın Büyük Halk Şairi
Fikret Koca Hak’ka Yürüdü
Aydın Kerkük
Azerbaycan Yazıcılar Birliği’nin birinci katibi ve büyük halk şairi Fikret Koca bundan birkaç gün önce Allah’ın rahmetine kavuştu. Bendeniz Azerbaycan
Yazıcılar Birliği’nin fahri üyesi olduğum için onu yakından tanıyorum ve kendisine saygım ve muhabbetim sonsuzdur. Allah garik-i rahmet eylesin mezarı nurla dolsun. Fikret Koca’nın vefatı münasebetiyle Irak’ta bazı Türkmen edebiyat kuruluşları taziye mesajı yayınladılar. Bendeniz ise bu değerli adam hakkında uzun bir yazı yazmamı kendi kendime arzu ettim. Bu da aslında bir vefa borcudur hem de üzerimize düşen bir görevdir. Huzurunuzda bulunan bu yazı benim şahsi kütüphanemde bulunan şair hakkında 2005 yılında yayılanan bir kitaptan alıntılardır. Kitap Azerbaycan Yazıcılar Birliği’nde başta Gazenfer Paşayev, Bekir Nebiyev ve Gülzar İbrahimkızı gibi üç tanınmış
edebiyatçının katkısıyla gün ışığı görmüştür. Küçük boy 80 sayfalık tutarında olan bu kıymetli eser için Bekir Nebiyev 5 sayfalık yazı yazarak şair hakkında geniş bilgi vemeye çalışmştır. Nebiyev yazısına (Erken Yaşlarında Müdrikleşen Şair Fikret Koca)adını vermiştir. Nebiyev şair Fikret hakkında sözlerine şöyle başlamıştır:
Fikret Koca benim gözlerimin önünde büyüyüp desem, buna hiç kimsenin şüphesi olmasın. Geçen Asrın 30.yıllarının sonraları yani 40. yılların başlarında biz Ağdaş’ta onunla komşu hayatı yaşıyorduk. Ben ondan beş yaş büyük idim. Büyük Vatan Muharibesi yıllarında ciddi bir şekilde çalıştığı Sıhıyye Şubesi’nde fedakarca ve etraftaki bütün ailelerin munisi olarak büyük hürmet kazanan babası, şair yürekli beyin doktoru anası ipek tabiatlı Zehra hanımı ve ailesinin diğer efradını iyice tanıyordum. Fikret mahallede sokaklarda, komşular arasında başlayan oyun ve eğlencelerde hiçbir zaman çocuklara yaklaşmazdı ve çok vakit bir kenara çekilir boynu bükük bir halde durarak seyrederdi. Çelimsiz, arık, karayanız bir oğlan idi. Buna ilaveten iri ela gözleri ,fikirli, kaygılı bakışları vardı. Kim bilir onun bu davranışı neleri ifade ediyordu. Belki o gelecek için fikir sahibi olup yüksek kabiliyetli bir şair olmak için hazırlık görüyordu.
Fikret , Ağdaş şehrindeki Nizami adına ortakulu bitirdikten sonra Bakü’de Demiryolu Teknik Enistitüsü’nde okumuş bir kaç yıl itropolitenin tikintisinde çalışmıştır. (Bacı Kızı) adlı ilk şiiri 1956 yılında (Kirpi)Gazetesi’nin sahifelerinde neşredilmiştir. Devri matbuattaki ilk şiirlerinden dikkat çeken Fikret, 1959.yılında Azerbaycan Yazıcılar İttifakı’nın tavsiyesi üzerine Moskova’ya tahsil almağa gönderilmiş beş yıl sonra M.Gorki adına Edebiyat Enstitütsü’nü başarıyla bitirmiştir. (Kayğı)adlı ilk şiirler kitabı talebe iken, 1963 yılında (Gençlik) neşriyatı tarafından okuyuculara ulaşmıştır. (Azerbaycan Gençleri) adlı gaztenin heyetinde şube müdürü olarak çalışmış ve uzun müddet (Kobustan) Gazetesi’nde baş redaktoru olmuştur. O, on beş yıl evvel Yazıcılar İttifakı’nın rehberliğine seçilmiştir. O, şimdi ise Azerbaycan Yazıcılar Birliği’nin birinci Katibi olması asil yaradıcılık atmosferinin berkarar olmasına öz teşkilatçılık faaliyeti ve ağ sakal nufuzu ile tühfesini verir. F.Koca emekdar ince sanat hadimi ve Azerbayca’nın halk şairidir. Azerbaycan edebiyatının inkişafında hizmetlerine göre 1995 yılında özgür Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yüksek mükafatı olan (Şöhret) ordeni ile taltif edilmiştir. Eserleri vaktiyle (Literaturnayagazetesi), komsomoluskaya pravda), (Drujba nardova) ve başka gazete ve dergilerde şiirlei yayınlanmıştır. Fikret Koca’nın çok sayıda şiirleri mani olarak çok sayıda sanatkarlar tarafından bestelenmiştir. Yazımıza son verirken elimizdeki kitapta bulunan şairin yazdığı şiirlerinden örnekler vermeden geçmeyeceğim, Allah rahmet eylesin, mezarı nurla dolsunظ
Payız
Güneşe benzemekçin/Yapraklar saraldılar”
Yere şö’le salmayıp,/Yine gölge saldılar.
BU SƏN DEYİLSƏN
Bu sən deyilsən, gözəlim
Üzündə gözlərinin şəkli qalıb.
Ürəyində quruyub dilinin kökü
Bu bahar çiçəkləməyəcək,
yarpaqlamayacaq dilində sözlər.
Bu bahar
kölgən sənə baxar,
baxar, ağlar…
Ayağının altında kölgənin
göz yaşları.
Boynunda-boğazında
fələyin qiymətli daşları.
Nə olsun brilyantdı, almasdı…
daş elə daşdı.
Səni daşqalaq eləmək olmazdı.
Bu sən deyilsən, gözəlim.
BU SƏN DEYİLSƏN
Bu sən deyilsən, gözəlim
Üzündə gözlərinin şəkli qalıb.
Ürəyində quruyub dilinin kökü
Bu bahar çiçəkləməyəcək,
yarpaqlamayacaq dilində sözlər.
Bu bahar
kölgən sənə baxar,
baxar, ağlar…
Ayağının altında kölgənin
göz yaşları.
Boynunda-boğazında
fələyin qiymətli daşları.
Nə olsun brilyantdı, almasdı…
daş elə daşdı.
Səni daşqalaq eləmək olmazdı.
Bu sən deyilsən, gözəlim.
ALLAH SƏNƏ RƏHMƏT ELƏSİN, RƏSUL RZA
Yenə sən çatırsan dadıma.
Bu rəngsiz dünyada
rənglərin düşdü yadıma.
Dünyada ikicə rəng qalıb –
biri qan rəngi,
biri də ağ yalan rəngi.