Araştırmacı yazar Mustafa Tatçı’nın “Hazret-i Pîr Şabâni Velî”
Ödüllü Kitabı TYB’de tanıtıldı.
-Veliler insanı mayalayanlardır
–Hikmet ve ilahiler yabancı dillere çevrilmeli
TYB-Ankara/Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi’nin 15 günde bir yapmış olduğu etkinlikler çerçevesinde, “Bir Kitap Bir Yazar” programını 1 Şubat 2020 tarihinde araştırmacı yazar Mustafa Tatçı’nın “Hazret-i Pîr Şabâni Velî Kitabı”nın hikayesi ve içeriği anlatıldı. Tasavvuf konusunda çok sayıda eseri bulunan araştırmacı yazar Mustafa Tatçı büyük ilgi gören eserlerinden “Bir Kitap Bir Yazar” programının yöneticiliğini TYB Ankara Şubesi Denetleme Kurulu Başkanı Nezih Yıldırım yaptı. Yıldırım’ın sorularıyla başlayan programda araştırmacı yazar Mustafa Tatçı, ilim ve irfan sahibi veli şahsiyetler hakkında ‘Anadolu’yu mayalayanlar’ kavramının kullanıldığını hatırlatarak, “Anadolu’yu mayalayanlar kavramını doğru bulmuyorum. Onlar için ‘insanı mayalayanlar’ ifadesini kullanabiliriz. Ahmet Yesevi’den günümüze bütün veliler kurucu ve yenileyicidirler. Bulundukları yeri hep merkez yapmışlardır.” dedi.
Araştırmacı yazar Tatçı, ilim, hikmet ve irfan sahibi velilerin insanları mayalamanın yanında toplumlara yön verdiklerini, eğitici misyon üstlendiklerini belirterek, “Onların toplum üzerinde her alanda etkileri vardır. Anadolu’da ‘Hızırın gezdiği yerde ot biter’ denir. Evliyalar da bulundukları yerlere hayat verir. Türkçe’nin aşk, kültür ve medeniyet dili haline gelmesinde büyük rolleri vardır. Nefis eğitimi verirler. Velilerin gittiği yerlerde zulüm biter. Adalet hâkim olur” şeklinde konuştu.
Şabânilik hakkında bilgi veren Mustafa Tatçı, İslam’ın hakikatini öğretip yaşatan mana yollarından birisinin ‘Halvetiyye tarikatı’ olduğunu belirterek, “O iki hak yoldan biri olan Halvetiyye erkanı, Hz. Peygamber’in manasından zuhur edip Hazret-i Alî’ye intikal eden Nur-ı Muhammed’i sırrının varisi abid, aşık ve arif gönüllü müçtehid ve meceddid azizlerin silsilesidir. Bu silsile Hz. Peygamberden Hz. Ali’ye, Hasan-ı Basri’den İbrahim Zahid-i Gilani’ye ve ondan Ömer-i Halveti’ye gelinceye kadar tevhid-i zat sırrını yaşayan ve temsil pirlerin-Cünediyye, Sühreverdiye, Ebheriyye, Zahidiyye gibi- kendi isim ve lakabıyla anılarak gelmiştir. Bu isimlendirmelerin özde hiçbir kıymeti yoktur. İşin aslına bakarsanız zat postunda kim varsa devran onundur” dedi.
Şabân-ı Velî hazretlerinin pîrlerin sonuncusu olduğunu ifade eden Mustafa Tatçı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun anlamı şudur: O, tarih boyunca yaşayan bütün kâmil mürşidlerin ve pîrlerin irfanının vârisi ve hatemi; ledün ilminin ve manevi tasarrufun zirvesidir. Hz. Peygamber nasıl ki bütün peygamberlerin ilmini kendinde toplayan ve iki âlemde tasarrufa ulaşan sakaleyn bir resul ise, Şabân-ı Velî Hazretleri de tarikat kurucusu pîrler içinde sakaleyn bir pirdir.”
Hazret-i Pîr’in ilm-i ledünde derya, madde ve manâda mutasarruf, tarikat-i aliyye erkânında gelmiş en büyük yenileyici olduğunu belirterek, “Şabân-ı Velî, temelde ‘Halvetî erkânı’nı esas alan Şabânîlik’in kurucusu piridir. Hz. Pîr’den sonra da kırktan fazla şubesiyle geniş bir coğrafyada temsil edilmiştir.” dedi.
Halvetiyye silsilesi içinde ‘Taç marifet tacıdır’ inancıyla sayısız büyük halifeler yetiştiğini, onlardan birinin Hazret-i Şabâni Veli olduğunu anlatan Tatçı, ‘hangi tarikattansın’ sorusunun ayıp karşılandığını, ‘hangi bahçenin gülüsün’ sorusunun sorulduğunu belirtti. Tatçı, bütün yolların Resulullah Efendimizin sırrını taşıdığını ifade ederek, “Tarik-i mumahmedi’dir.”dedi.
Şabâni Velî Hazretlerinin, 360’ın üzerinde halife yetiştirdiğini hatırlatan Mustafa Tatçı, bugün de Pîr’in izlerinin Kafkaslardan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Mağrip ülkelerine kadar izlerinin bulunduğunu, takipçilerinin devam ettiğini söyledi.
Şabâni Veli Hazretlerinin “Hiç horoz sesi duymadım” sözünü dikkat çeken araştırmacı yazar Mustafa Tatçı, “Hazret hiç uyumamış. Hep ilim tahsil etmiş. Tok insan uyur. Pîr, hiçbir zaman tok yatmamıştır.” değerlendirmelerinde bulundu. Sorular üzerine halvet ve erbain konularında da bilgiler veren Tatçı, Halvetilik ve Şabânilik’de “Ondan geldik, ona döneceğiz” inancı ışığında aslına dönme çabalarının yoğun yaşandığını söyledi.
Tasavvufta davet olmadığının, sebeplerin olduğunun, evliyaların benliksiz söz söylediğinin altını çizen Tatçı, ‘evliyalar hem açar, hem kaçar’ hakikatini hatırlatarak, menakıpnamelerin yeniden yorumlanması gerektiğini belirtti.
İlahilerdeki irfan ve hikmeti işaret eden Tatçı, ailelerin evlerinde ilahiler okumasını tavsiye etti. İlahi ve hikmetlerin granit gibi kalpleri yumuşatacağını vurgulayan araştırmacı yazar Mustafa Tatçı, hikmet ve ilahilerin yabancı dillere çevrilmesini önerdi. Yunus Emre dizisinin sözlerinin bir bölümünü kendisinin yazdığını işaret eden Tatçı, bu diziyi izleyerek Türkçe’ye merak salan ve Yunus Emre hakkında araştırmalar yapan yabancıların olduğuna dikkat çekti.
Programın kapanış konuşmasını yapan TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, Mustafa Tatçı’nın tasavvuf araştırmaları alanında önemli bir ekol olduğunu belirterek, bu alanda onlarca eser verdiğini ifade etti. Tatçı’nın hikmet ve ilahilerin yabancı dillere çevrilmesini önerisini gönülden katıldığını kaydeden Uluçay, “Değerli münevverlerimizin klasik eserlerini başta Arapça olmak üzere yabancı dillere çevrilmesini biz de yürekten istiyoruz. Bu amaçla şube yönetimimize Arapça bilen arkadaşlarımızı aldık. Bu konuda neler yapabiliriz diye hemen çalışmalar başlattık.” şeklinde bilgi verdi.
Programın sonunda TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, kısa bir teşekkür konuşması yaparak, araştırmacı yazar Mustafa Tatçı’ya TYB’nin yayınlarından oluşan bir set hediye etti. Yazar Mustafa Tatçı ise, bir takım eserlerinden TYB’ne hediye etti.