Bir anda kadim bir şehir yerle bir oldu. İyi- kötü, zengin -fakir, hepsi aynı şekilde Allah’tan kurtuluş diler. Yüce ve merhametli Allah bana yardım etsin. Toprak için savaşırız, ev için savaşırız, küçücük bir söz, bir hata için birbirimize eziyet ederiz. Bir anlık huzur için ihanete başvuruyoruz. Burası benim diyerek Allah’ın mülkü için dalaşıyoruz . Komşumuz bilmeden evimize su taşırsa sinirlenir, kavga eder, tamir ettirmek için şikayette bulunuruz. Bir kızı yetiştiren, onu meslek sahibi ve eğitimli yapan dünürlerden hediyeler bekleriz. Sayar ve gelinin yüzüne söyleriz. Bir annenin bin bir zahmetle doğurduğu evladına teşekkür edeceğine bahse girerdik. Gece vardiyasında olduğumuz için yüklü bir maaş alıyoruz ve birinden borç para alıp ameliyat masasında yatan zavallı hastanın verdiği parayı sessizce cebimize atıyoruz. Bazen kibre yenik düşer, bize işi veren Rabbime şükretmeden şoförün gelip kapıyı açmasını bekleriz. Dolabımız kıyafetlerle dolu olsa bile ihtiyacı olan birine bir tane vermeye kıyamayız. Bir ineği sağdıktan sonra süte su katıyoruz, yoğurda un katıyoruz ve kuru olarak satıyoruz. Allah’ın haram kıldığı işi yapıp kimse bilmez diyerek memlekette gururla yürüyoruz. Müslüman kardeşimize haram sayılan hayvanın etini helal diye satıyoruz. Allah’ın bayram edin dediği mübarek günlerde yas tutup ağlıyoruz, ağlayacağımız yerde gülüyoruz… Arkadaşlar dua edelim. Allah’tan ülke ve tüm dünya için barış isteyelim. Selleri gördük,rüzgarın,fırtınaların estiği,binaların çatılarının uçtuğu günler geride kaldı. Bizi şiddetli imtihanlardan ve musibetlerden korusun. Ülkemiz huzurlu olsun!. “Böyle hatalardan bıktım usandım” diyen arkadaşlardan özür diliyorum Allah razı olsun. İyiler çoğalsın, canınız sağ olsun TÜRK kardeşlerim!
Munavvara USMANOVA
Tercüman: Cihangir NOMOZOV