Prof. Dr. Mehmet Sait Ketene
Prof. Dr. Mehmet Sait Ketene, 1926 yılında Kuzey Irak, Duhok’ta doğdu. 1951 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldu. Yüksek lisans çalışmasını ABD’de North Carolina üniversitesinin Orman Fakültesinde tamamladı. 1962 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde doktorasını tamamlayan Sait Ketene, 1964’te Musul Üniversitesi’nde Ziraat Orman Fakültesinin kuruluşunda etkin görev alarak 1967’de fakülte dekanlığı dâhil olmak üzere bir dizi önemli roller üstlendi. Daha sonra, İngiltere’nin Oxford Üniversitesinde Su Havzaları ve Yabani hayat teziyle 1969’da profesörlük derecesini aldı.
Irak Bilimsel Araştırmalar Kurumu’nda 1972’de Genel Sekreterlik yapan Ketene, bir Türkmen olarak Irak’ta yaşamasının giderek zorlaşması nedeniyle 1977 yılında ülkesinden ayrıldı. Libya’da, Tarım ve Ormancılık Bakanlığında Baş Uzmanlık ve Birleşmiş Milletlerin (FAO) Arap Birliğiyle ortak yürüttüğü Kuzey Afrika Yeşil Kuşak projesinin müdürlüğünü yürüttü. Daha sonra Türkiye’de Orman bakanlığı, TİKA’da Orta Asya ve Enerji bakanlığında Orta Doğu başuzmanlığı görevlerinde bulundu. Şattul-Arap adlı Dicle-Fırat havzası ile ilgili kitabı referans bir kaynaktır. Uluslararası bilimsel toplantılarda ve konferanslarda sunduğu yüzlerce sunumu vardır.
Evli ve dört çocuk babası olan Sait Ketene, büyük bir Türk milliyetçisiydi, Türk dünyasıyla ve Türk tarihiyle çok ilgilenirdi. Yaşamını verimli akademik çalışmaları yanı sıra Irak Türkmenlerinin sorunlarını dile getirmeye ve çözüm bulunmasında etkin rol üstlenmeye adamıştı. Gençlik yıllarından beri Irak Türkmenlerinin sorunlarıyla uğraşan Ketene,60’lardan beri önemli Türkmen yöneticilerden biriydi. Saddam rejiminin Türkmenlere karşı yürüttüğü ağır baskılar yüzünden milli faaliyetlerini yurt dışına kaydırmak zorunda kaldı. 80’li ve 90’lı yıllarda Saddam’a karşı oluşturulan Irak muhalefetinin önemli figürlerinden biriydi.
Aynı zamanda Kuzeydeki diğer milliyetlerle Türkmenlere eşit haklar sağlayan Musul Federasyonu projesinin fikir babasıydı. Prof. Sait Ketene, hayatı boyunca Türkmen haklarının en şiddetli savunucusuydu ve hiç bir şekilde taviz vermeyen karakteriyle biliniyordu. Ama aynı zamanda Kuzey Iraktaki dört milliyet (Türkmen, Kürt, Arap ve Kildo-Asurîler) arasındaki işbirliğinin önderiydi. Tarih boyunca Türk-Arap ilişkilerini özetleyen Arapça ‘Al-Turk wal-Arab’, ayrıca ‘Anılarım’ kitapları yayınlanmıştır. Son yıllarda yakalandığı amansız hastalıklara dayanamadı ve 31 Ağustos 2008’de Ankara’da Allah’ın rahmetine kavuştu.