- Yılında
Irak Türkmen Cephesi ve Türk Toplumu Üzerinde Etkisi
Dr. Şemsettin KÜZECİ
Özet
Irak’ta demokratik parlamenter, insan haklarına saygılı sistemin kurulması; Irak’ta Türklerin siyasi, millî, idari, kültürel haklarına kavuşmaları için ulusal ve uluslararası platformlarda mücadele vermek, Türklerinin varlıklarını korumak amacıyla, 24 Nisan 1995 tarihinde Erbil’de kurulan Irak Türkmen Cephesi (ITC), Birinci Türkmen Kurultayı’nda, altı hizmet dairesinin kurulması, Tüzük yerine “Temel İlkeler Deklarasyonu”, yazı dilinin “Türkiye Türkçesi Alfabesi” olması ve “7 Ekim Türkmen Millî Bayramı” ve İstişare kurulu konuları Kurultay delegelerince kabul edilmiştir. Bugüne kadar 5 kurultay yapan ITC, Irak seçimlerinde aldığı oy potansiyeli, toplum üzerindeki ciddi etkisinin göstergesidir. Kuruluşunun 27. yılında ITC’nin varlığı, Türkmenlerin bayrak, toprak ve dil sevgisi, birlik ve beraberlikten geçer.
Irak Türkmen Cephesi (ITC), Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliği çerçevesinde Irak’ta demokratik parlamenter, insan haklarına saygılı sistemin kurulması; Türklerin siyasi, millî, idari, kültürel haklarına kavuşmaları için ulusal ve uluslararası platformlarda mücadele vermek, Irak Türklerinin dünyadaki varlıklarını tanıtmak amacıyla üç Türk siyasi partisi [Irak Millî Türkmen Partisi (IMTP), Türkmeneli Partisi (TP), Türkmen Bağımsızlar Hareketi (TBH)] ve üç Türk sivil toplum kuruluşu (Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Türkmen Kardaşlık Ocağı Erbil Şubesi) tarafından 24 Nisan 1995 tarihinde, Irak’ın Kuzey Erbil Şehrinde kurulmuştur.
ITC’nin kuruluş hazırlıkları, Türkiye’deki bir dizi toplantıyla tamamlandı. Son toplantı, Erbil doğumlu, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve ITC Yüksek İstişare Heyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın evinde düzenlendi ve ITC’nin Erbil’de ilan edilmesine karar verildi.
ITC’nin ilk başkanı Dr. Turhan Ketene oldu. Kısa bir süre sonra Erbil’deki Türkler arasında bazı fikir ayrılıkları ve anlaşmazlıklar çıkınca Doğramacı’nın da müdahalesiyle ITC başkanlığına Sinan Çelebi getirildi. ITC; başlangıçta siyasi programı çerçevesinde Türk toplumunun temel konuları, Irak muhalefet gruplarıyla iş birliği, Türklerin eğitimi, kültürlerinin korunması, bilgilendirme ve haberleşmesi, sağlık ve sosyal yardımlaşma, ayrıca güvenlik konularında öncelikli faaliyet olarak Türk toplumuna hizmet veriyordu. 4-7 Ekim 1997 tarihinde Erbil’de düzenlenen Birinci Büyük Türkmen Kurultayı’nda bu hizmetler; ITC bünyesinde kurulan; Enformasyon, Kültür ve Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Kurumları, Araştırma ve Planlama, Siyasi ve Dış İlişkiler ve Güvenlik daireleri ile düzenli ve planlı bir şekilde Türk toplumuna takdim edildi.
ITC’nin Kurumsallaşması
Türkiye başta olmak üzere Arap ve Avrupa ülkeleri, ABD ve Kanada’da yaşayan Irak Türkleri, 1991-2003 yılları arasında Irak’ın “Güvenlik Bölgesi” sayılan Erbil şehrinde ilk defa bir araya gelerek “Birinci Büyük Türkmen Kurultayı” na katıldılar. ITC, Kurultay sonrasında kurumsallık yolunda ciddi adımlar attı. ITC bünyesinde kurulan altı dairenin yanında Irak Türklerinin yol haritası niteliğinde olan, 11 maddeden oluşan, ITC’nin “Temel İlkeler Deklarasyonu”, yazı dilinin “İstanbul Türkçesi” olması, “Türkiye Türkçesi Alfabesi” nin kullanılması ve “7 Ekim Türkmen Millî Bayramı” konuları Kurultay delegelerince oybirliği ile kabul edildi.
Temel İlkeler Deklarasyonu’nun 1. Maddesi’nin “Giriş” bölümünde önemli bir konu yer aldı: “Bu belgede yer alan esaslar Türkmen toplumunun temel ilkelerini oluşturmakta olup, tadili ve değiştirilmesi sadece Türkmen Kurultayının yetkisindedir. Türkmen kurum ve kuruluşları tüzük, program ve faaliyetlerini bu ilkeler doğrultusunda düzenleyecektir.”. Yani ITC’nin yazılacak Tüzüğü bu temel ilkeler doğrultusunda dikkate alınacaktır. Nitekim öyle de oldu. ITC’nin tüzüğü yazıldı. Siyasetin getirdiği değişimler ve stratejiler doğrultusunda da Tüzük defalarca düzeltildi. Nihayet Irak Anayasası’nda yer alan Siyasi Partiler Yasası gereği ITC, bir siyasi parti olarak Irak Devleti’nde kaydını yaptırdı. Ancak seçimlerde özellikle de Kerkük’te diğer Türk siyasi partilerle işbirliği yaparak seçime katıldı. Bazen başarılı oldu bazen da başarısız. Her şeye rağmen ITC, Irak’ta kalıcı ve belirleyici olmuş; bütün siyasi mahfillerde Irak Türklerinin yegâne temsilcisi olarak addedilmiştir.
ITC Parti mi, Çatı mı?
ITC, kuruluşundan bu yana bu kavram üzerinde kafa yormuştur. Ancak bölgede siyasi gelişmeler ve Türklerin siyasete bakış açıları, fikir, düşünce ve stratejilerinin yanında psikolojileri ITC’nin “parti” veya “çatı” kavramını bir türlü algılayamadı. Aslında her Türk, ITC’nin çatı olduğunu düşünür ve benimser. Ancak ITC’nin çatı olması için tüzük ve gerekli organlarının bulunması, olmazsa olmazlardandır.
ITC’nin Temel İlkeler Deklarasyonu’nun 10. Maddesi şöyledir: “Türkmen mücadelesi amacına ulaşıncaya kadar, Türkmen kuruluşları Cephe çatısı altında birleşerek birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeyi kabul ederler. Cepheye rakip olmak, onu yıpratmak, zayıf düşürmek amacı ile her türlü örgütlenme, enformasyon ve benzeri faaliyetler kabul edilemez ve Türkmen toplumuna karşı düşmanca faaliyet olarak telakki edilir”. Ancak Irak’taki siyasi gelişmeler, ITC’nin dışında yeni (Türkmen Adalet, Karar, İrade) Türkmen partileri kuruldu. Bu partilerin kendilerine has tüzük, program, plan ve ilkeleri olsa da siyasi platformda ITC ile ortak mücadele verirler.
Irak’ta dikta rejimi sonrası (2003’ten sonra), ITC Başkanlığı Erbil’den Kerkük’e taşındı. Diğer İllerde ITC’nin il başkanlıkları teşkilatları kuruldu. Özellikle de Bağdat, Musul-Telafer, Tuzhurmatu-Salahattin Diyale ve Erbil’de yeniden ITC şekillendi. Bazıları ITC Başkanlığı’nin Kerkük’e taşınması strateji hatalarından biri olduğunu iddia ettiler. Ancak gerçekleri göz önünde… Oysaki Birinci Büyük Türkmen Kurultayı’nda Saddam sonrası ITC’nin Başkanlığı’nın taşınması tavsiye kararı olarak yer almıştır. “Sonuç Bildirgesi” nde yer alan ve tavsiye mahiyetinde olan en önemli husus, merkezi İstanbul’da bulunan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşama Derneğinden başka herhangi bir derneğin kurulması, “Türkmen Millî Davası” na zararlı olacağı kanaatine varılmasıdır. Buna rağmen bugün Türkiye’de 30 civarında Türkmen kurum ve kuruluşu vardır. Bu kuruluşlar ITC’nin temel siyasetini benimser, beraber hareket ederler.
Siyasette “Dün, dün idi; bugün bugündür”. Yani siyaset zaman, mekân ve gelişmeler doğrultusunda yapılır. Ancak temel stratejiler değişmez; değişirse de siyaset kitapları, toplumun birlikte karar vermesi gerekir, diye yazar. Siyasetin bir bilim olduğuna inananlar için bu da önemli bir gerçektir. Bu gerçekleri bilenlerin toplumsal ve uzlaştırıcı politikalara yakınlık göstermesi, başarının özü ve yoludur. Partiler ve liderler, güçlerini toplumdan alırlar; demokrasiler ve uzlaşı kültürü de öyledir.
ITC’nin Toplum Üzerindeki Etkisi
ITC bugün 27. Yaşını yaşarken bu süre içerisinde Irak Türklerini hangi duruma getirdiğini tartışmak belki de doğru olmaz. Ancak bir gerçek var ki, ITC Irak’taki Türklerin varlığını koruyan önemli bir çatı teşkilattır. 27 yıl içerisinde yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetleri, her ne kadar bazıları tarafından eleştirilse de çalışmaları takdirle değerlendirilir. Unutmayalım ki, ITC bir köktür, bu kökün dalları Irak’taki diğer Türkmen partileridir. İnsanlar gelip geçicidir, Vatan ve millet kalıcıdır. Siyasi ve gayri siyasi kuruluşlarımız da öyledir. Bu, dünyanın sistemidir. Bundan dolayı ITC’ye sahip çıkmak ve ITC ile beraber hareket etmek, her milliyetçi, vatansever, topluma inanan kişilerin görevidir. Kaldı ki bir vücudun bir organında bir eksiklik varsa vücudu tamamen sararacak kadar etkili olduğu da ayrı bir gerçektir.
Irak Parlamento seçimlerini dikkate aldığımızda, Türkmenlere yapılan haksızlıklar ve seçim ihlalleri, özellikle de 12 Mayıs 2018 seçimlerinde adaletsizliğin göstergesi niteliğini taşımıştır. Seçimlerde ITC’nin aldığı oy sayısı, bazen birçok Arap ve Kürt Partilerinden de üstündür. Özellikle de 2010 ve 2014 seçimlerindeki, oy potansiyeli ITC’ye daha çok sayıda milletvekili ve bakan kazandırmıştır.
ITC, kuruluşundan bu yana hem Irak’ta hem de Irak dışında toplum tarafından benimsenmiş; takdirle karşılanmıştır. ITC’nin ismi bir marka hâline gelmiştir. ITC’ye bu görev ve sorumluluğu halk verdi ve yükünü taşıdı. ITC’nin Irak Türkmen toplumu üzerindeki etkisi bir baba misalidir. Ailenin varlığı gibi ITC’nin de varlığı çok önemlidir. Irak’ta Türkmenlerin “Bayrak, toprak, dil” sevgisi birlik beraberlikten geçer ve ITC’nin toplum üzerindeki etkisi ve saygınlığını güçlendirir…