Kerkük’te Sağlık Sisteminin Çöküşü
Mehmet Tahsin Gökkaya
Türkmeneli’de sağlık durumunun giderek kötüleştiğini korku içerisinde takip etmekteyiz. Özellikle Kerkük ne kadar vahim bir durumda olduğu hasta yakınları tarafından paylaşılan yardım çağırılar ve vefat haberlerinden anlaşılmaktadır.
Bütün dünyayı sarsan ve bir çok yönden dünya dengesini değiştiren bu salgına (Kovid-19) karşı bu kadar ihmal olmamalıydık.
Şehirde dünkü yönetimin kötü idaresine karşı koyduğumuz tavrı acaba hangi sebeplerden dolayı bugünkü idareye karşı koyamıyoruz? İnsanlarımızın can kayıplarına mal olan bu kötü idareye karşı bu kadar sessiz davranmanın arkasında bazı dar hesaplara dayalı işbirliğinin olduğuna dair duyduğumuz haberler neticesinde artık bizde şüphe duymaya başladık.
Kerkük’te vaka sayısı 3 Hazirandan bu tarafa artış göstermeye başlamıştı. Belki ilk başlarda bizler durumun ne kadar tehlikeli olduğunu anlamamış olabiliriz. Fakat Türkmen Sağlıkçılar Örgüt ve Türkmen Tabipler Birliği bu durumu ilk günden anlaması gerekmiyor muydu? Bugün bağlı oldukları parti başkanı ve başkan yardımcısı tehlikenin kontrolden çıktığını duyurmalarından önce bahsettiğim örgütler bu saate kadar Kerkük’teki yetersiz ve kötü idareyi en az 20 bildiri çıkarıp ve ilgili taraflara 10’dan fazla rapor/dilekçe sunmaları gerekmiyor muydu?
Daha Telafer ve Tuzhurmatudan konuşmuyoruz. O bölgelerden zaten her kez habersiz. Hem Kerkük il kriz masası hem Türkmen cephesinin kurmuş olduğu kriz masası bu işi doğru yönetemedikleri ortadadır.
Siyasette oy kazanıma yönelik belki göz boyayıcı bir takım faaliyetler yapılabilir. Fakat konu insanların canını tehdit ediyorsa her şeyi bir kenara bırakarak ciddi davranılması gerekiyor. Yapılan bir takım insani-sosyal faaliyetleri asla küçümsemiyoruz (her ne kadar fotoğraf ve görüntülü olmuş olsada!). Amma! parti yöneticilerinden sivil toplumuna, üst düzey kadrodan bölge başkanlarına, gençlik teşkilatından kadın kollarına ve sağlıkçılardandan sporculara kader aynı şekilde poşet dağıtmak sokakları dezenfekte etmeleri bugünkü ortaya çıkan tablodan ne kadar habersiz kaldıklarının göstergesidir.
Bazıları birilerinin ilk günden beri kriz ortasında olduğunu ve her sıkıntıda kendisi çözüm arayışında bulunduğunu ayrıca milletten bir parça olup insanların her çağrısına koştuğunu savunabilir. Benim için Milletine gerçek hizmet sağlayabilen diktatör bir kişi milletinin sürekli kaybedişine müsebbip olan mütevazı ve alçak gönüllü bir yöneticiden daha öndedir.
Son olarak demek istediğim: Şu salgın sürecinde Kerkük yönetiminin Kerkük halkına karşı her ne kadar sorumlusuz ve haince bir süreç yürütmüş oldukları ve işledikleri bu suçta maalesef bizimde insanlarımız yer almaktadır.
Kıymetli insanlarımızı kaybetmeden önce tehlikeyi görüp durdurabilen ve tehlikeye karşı koymak için seferber olabilen yöneticilere ihtiyacımız var artık.
Salgına yakalanarak hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet hale mücadele edenlere de acil şifalar diliyorum. Rabbim hepimize sabır İhsan eylesin.