Peşmerge’nin yeniden Kerkük’e gireceği yönündeki iddialar, uzun süredir tartışılırken, uzmanlar konuyu Milliyet’e değerlendirdi.
Irak’ta son dönemde yaşanan gelişmeler sonrasında, özellikle Türkiye açısından da büyük önem teşkil eden Kerkük kenti üzerinden kritik bir tartışma gerçekleşiyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY), 2017’de gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunun ardından bozguna uğradığı Kerkük’e geri dönme çabası dikkat çekiyor. Bu bağlamda, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ile Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nın bir anlaşmaya vardığı, Peşmerge’nin, Irak Ordusu altında yeniden Kerkük’e gireceği iddia ediliyor. Bu anlaşmanın uygulama tarihi olarak ise 25 Kasım gösteriliyor. Uzmanlar, bölgede yaşanan gelişmeler ile bu iddianın gerçekleşmesi durumunda neler olacağını Milliyet’e değerlendirdiler…
‘HÜKÜMET PAZARLIĞINDA SİYASİ KOZ YAPILIYOR’
Bilgay Duman (ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü)
Bilgay Duman, 25 Kasım’la ilgili iddiaların biraz abartılı olduğunu, meselenin, Irak Peşmerge Bakanlığı’na bağlı ve Kerkük çevresinde konuşlu olan 20. Tugay’ın, Irak hükümeti ve Erbil ile yapılan görüşmeler sonucu doğrudan merkezi hükümetten maaş alması üzerine geliştirilen yeni yapıdan kaynaklandığını ifade etti. Bu durum Irak hükümetinin Peşmerge’yi Kerkük’e sokacağı yönünde bir algı oluşturdu. Duman’ın satır başlarıyla değerlendirmeleri şöyle:
Kerkük çevresinde halihazırda Peşmerge varlığı var. Bu yeni bir olgu değil ancak endişelerin kaynağı Peşmerge’nin Kerkük içerisine girip girmeyeceği konusu. Bu, 2017 referandumu öncesi statüye geri dönüş demek.
Son dönemdeki çabayı, hükümet kurulma görüşmeleri öncesinde, Kürt yönetiminin bir koz olarak kullanma niyeti olarak değerlendiriyorum. Kerkük’ü zaman zaman bir siyasi koz olarak kullanıyorlar. Amaç pazarlıklarda ellerini kuvvetlendirmek.
Kısa vadede Peşmerge’nin dönüşünün kolay olacağını düşünmüyorum. Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in dahil olduğu ‘Kerkük Çalışma Grubu’ varken, Türkiye ve BM işin içerisindeyken, böyle bir adımın kolay olacağını düşünmüyorum,
Sadr’ın hükümeti kurma yönünde ciddi çabası var. Ulusal çoğunluk hükümeti kurulması gündemdeyken, 33 sandalye elde etmiş KDP’nin hükümette yer almak için daha yumuşak kalması beklenebilir.
MERKEZİLEŞME ÇABASI
Irak’ta yaptığım görüşmelerde, merkezi hükümetin Kerkük içerisindeki güvenliğin kesinlikle devredilmeyeceği şeklinde bir tavır içerisinde olduğunu, eski statükoya dönüşün olmayacağını öğrendim,
Irak hükümetinin adımını ise bir merkezileşme çabası olarak okuyorum. Irak’ta çok fazla sayıda güvenlik yapılanması var; bunu tek elden yönetebilmek için Ortak Operasyonlar Komutanlığı oluşturuldu ve Peşmerge buna dahil edildi.
Bu bölgelerde PKK’nın aktif olması daha büyük sorun. Uzun dönemde Kerkük çevresinde örgütün daha rahat hareket etme imkanı oluşabilir,
Peşmerge’nin geri dönüşü konusunda petrol alanlarının kontrolü büyük önem teşkil ediyor. Peşmerge’nin Kerkük’e yakınlaşması bile bu konuyu gündeme getirecek. Irak hükümeti petrol alanlarında, elinde olan kontrolü bırakmak istemeyecektir.
Kerkük’teki Türkmenlerin doğru aday ve doğru seçim stratejisiyle seçime girmeleri çok önemli. Sınırlı adayla sandığa gidilip oyların bölünmemesi gerekiyor.
‘KERKÜK HER ZAMAN MASADA DURUYOR’
Ahmet Kasım Han – İstanbul Aydın Üniversitesi
Yaşananları Türkiye açısından değerlendiren Prof.Dr. Ahmet Kasım Han, Kerkük’ün her zaman Irak siyasetinde bir koz olarak masada durduğunu ancak Irak iç siyasetinin, bu konuda Türkiye’nin Irak hükümeti ve IKBY ile ilişkilerinden daha önemli olduğuna vurgu yaptı. Han, şu değerlendirmeleri yaptı:
Bugünkü aşamada DAEŞ tehdidi Barzani yönetimince realiteden ziyade, bir bahane olarak kullanılıyor.
Irak merkezi hükümetiyle IKBY arasında bir anlaşmaya varıldıysa, olayların 2017 referandumu sonrasındaki gibi tekrarlanması beklenmez,
Irak hükümetinin bu adımı atmasının ardında bir komplo teorisi aramam. Neticede Kerkük, ihtilaflı bir bölge ve her zaman Irak içerisinde, federal anayasa süreci içerisinde bir pazarlık kozu, tartışmalı bir konu olarak masada duruyor.
Seçim sonuçlarının bugünkü durumda etkili olduğunu düşünüyorum. İç siyasette hiçbir aktör kendisinin benimsemediği hareketlerin yapılması konusunda toleranslı değildir. Özellikle Ortadoğu’da ve kendini yeniden inşa etme noktasında bir ülke olan Irak’ta hiç değildir,
Türkiye açısında durum farklı. Türkiye için büyük önem taşıyan bu iller, iç siyaset açısından da önem teşkil ediyor. IKBY’nin bu bölgede bir otorite tekeli oluşturması sembolik olarak önemli. Türkiye’de iç siyaset unsuru haline getirilebilir… Ancak Kerkük’teki gelişmelere müdahale etmek Türkiye açısında dahi kolay olmayacaktır. Irak siyasetinin iç dengeleri, bu konuda Türkiye’nin Irak hükümeti veya IKBY ile olan ilişkilerinden daha önemli.
Kaynak: Milliyet- Can Çırnaz (AK)